Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Baslik :
RESÛL-İ EKREM`E LÜZUMSUZ SUÂL SORULMASININ NEHYOLUNMASI
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir hutbe îrâd etmişti ki, ben Resûlullah`ın o hutbesi kadar müessir bir hutbe hiç işitmedim. O hutbesinde Resûlullah (ezcümle): Ey Ashâb`ım! Benim bildiğim hakayık-ı kâinâtı siz bilseydiniz muhakkak az gülerdiniz ve hiç şüphesiz, çok ağalardınız, buyurmuştu. Bu hitâbe üzerine Resûlullah`ın Ashâb`ı yüzlerine elbîselerin örtüp -içten gelen bir enîn ile- ağlıyorlardı. Bu umûmî teessür sırasında birisi: "Yâ Resûla`llah babam kimdir?" diye sordu. Resûl-i Ekrem: "Baban filândır" diye cevâb verdi. Bunun üzerine ünvândaki âyet nâzil oldu.
Sıra :
 
Baslik :
DÜNYÂ VE ÂHİRET`TE FÂİDESİZ SUALLERDEN TAHZÎR OLUNMASI
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir kısım kimseler istihzâ için suâl sorarlardı. Kimi: Babam kimdir? diyordu. Kimi devesini kaybedip devem nerededir? der idi. Bunun üzerine Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ tamamlayıncıya kadar şu âyeti inzâl buyurdu. (Âyetin tamâmı unvânımızda terceme olundu. Bakınız.)
Sıra :
 
Baslik :
EN`ÂM SURESİ 65 NOLU ÂYETİNİN TEFSÎRİ VE İHTİRÂSLARDAN MEN` VE TAHZÎRİ
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: "Yâ Muhammed de ki: Allah size üstünüzden bir azâb göndermeğe kadirdir" âyeti nâzil olunca Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: "Rabbım, Sen`in zâtına sığınırım!" dedi, "Yâhud ayaklarınızın altından bir azâb göndermeğe kadirdir" cümlesini müteâkıb: "Rabbim, Senîn zâtına sığınırım!" dedi. "Yâhud fırkalarınızı birbirine katıp bâzınızın hıncını bâzınıza tattırmağa kadirdir." cümlesini müteâkıb de Resûl-i Ekrem: "Bu hafiftir, yâhud bu kolaydır!" buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
EN`ÂM SURESİ 90 ÂYETİNİN TEFSÎRİ VE İKTİDÂ OLUNAN PEYGAMBERLER
Hadis :
Rivâyete göre, (bir kere Tâbiî âlimi Mücâhid tarafından) Abdullah İbn-i Abbâs`a: Sâd Sûresi`nde (tilâvet) secde (si) var mıdır? diye sorulmuştu. O da: Evet vardır, dedi. Sonra İbn-i Abbâs: ... âyetini ... kavl-i şerîfine kadar okudu. Bundan sonra İbn-i Abbâs: "Ey Mücâhid`le arkadaşları! Peygamberimiz salla`llahu aleyhi ve sellem de, Peygamberlere uyması emrolunan kimselerdendir" dedi.
Sıra :
 
Baslik :
GAYRET-İ İLÂHİYENİN BÜYÜKLÜĞÜ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Mü`minleri Allah`tan ziyâde fenâlıklardan koruyan bir kimse yoktur. Mü`minlerin en büyük hâmîsi olduğu için Allahu Teâlâ açık, kapalı bütün fuhşiyâtı harâm kılmıştır. Bir de Allahu Teâlâ`dan ziyâde medh-ü senâyı seven kimse de yoktur. Bunun için Cenâb-ı Hak kendisini (Kur`ân`da bir çok evsâf-ı cemîle ile) medhetmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
A`RÂF SÛRESİ`NİN BİR ÂYETİ BU ÂYET HAKKINDA İBN-İ ABBÂS`IN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Allahu Teâlâ, Peygamberi salla`llahu aleyhi ve sellem`e nâsın ahlâkından afvı iltizâm etmesini emretti.
Sıra :
 
Baslik :
BİR HÂRİCÎ İLE İBN-İ ÖMER`İN MUHÂVERESİ
Hadis :
Rivâyete göre bir kere İbn-i Ömer`e (bir Hâricî tarafından müslümanlar arasındaki) fitne harbi hakkında re`yin nedir, (bu kıtâle niçin iştirâk etmiyorsun?) diye soruldu. O da sorana: "Fitne nedir bilir misin? Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem müşriklerle harb ederdi. Müşrikler üzerine harbe gitmek bir fitne (ve şirki izâle) içindi. Yoksa sizin kitâliniz gibi mülk ve saltanat üzerine açılmış harb değildir." diye cevâb verdi.
Sıra :
 
Baslik :
ARABLARDAN MÜNÂFIKLARIN AHVÂLİNİ TASVÎR EDEN ÂYET VE HADÎS
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bize şöyle hikâye buyurdu, dediği rivâyet olunmuştur: Bir gece bana iki melek gelip beni uykudan uyandırdı. Bunlar beni bir şehre götürdüler ki, o şehrin binâları altun ve gümüş tuğlalarla yapılmıştı. Bizi orada birtakım kimseler karşıladılar ki, onların vücûdlarının yarısı, senin gördüğün şeylerin en güzeli hilkatinde idi. Öbür yarısı da gördüğün en çirkin insana benziyordu. İki melek onlara: - (Niçin bu halde duruyorsunuz?) Haydi şu nehre gidip giriniz, dediler. Onlar de nehre girdiler. Sonra bize dönüp geldiler. Bir de gördük ki, onlardan o çirkinlik gitmiş ve en güzel bir insan sûretine değişmişti. Bu iki melek bana: - Burası Cennet-i Adin`dir, Şu (muhteşem) binâ da senin menzilindir, dediler. Melekler (sözlerine devâm edip): Hani o yarı vücûdları güzel ve yarı yerleri çirkin insanlar yok mu? Onlar da güzel ve hayır işleri, öbür kötü ve şer işlerle karıştıran kişilerdi. Allahu Teâlâ onların (günâhlarını i`tirâf ederek işledikleri hayır ve hasenât hürmetine) kötülüklerini afvetti, dediler.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ: "Ey kulum sen fukarâya nafaka ve sadaka ver ki, ben de sana vereyim!" buyurdu. Resûl-i Ekrem (devâm edip) der ki: Allah`ın hazîne-i keremi doludur, harcamak onu eksiltmez o gece ve gündüz dâimâ akar. Yine Resûl-i Ekrem (devâm edip) buyurur ki: Allah`ın göğü, yeri yarattığı gündenberi infâk ve in`âm ettiği ni`metlerin mâhiyetini bana bildirebilir misiniz? Onun bedî` kerem ve inâyetindeki ni`metlerden hiç bir şey eksilmemiştir. Çünkü O`nun tahtı (hudutsuz ni`met) deryâ (sı) üzerine kurulmuştur. Yed-i kudretinde de mîzân-ı adâlet ve terâzînin gözü (gâh) ağar, (gâh) yukarı yükselir. (Bu sûretle insanların kimisine çok, kimisine az rızık verir).
Sıra :
 
Baslik :
HÛD SURESİ 102 NOLU ÂYETİNİN TEFSÎRİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Allah zâlime bir zaman mühlet verir, (hemen azâb etmez). En sonu bir kere yakaladı mı, artık bir daha onu salıvermez. Ebû Mûse`l-Eş`arî der ki: Bundan sonra Resûlullah: ... âyetini okudu.
Sıra :