Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Baslik :
RESÛLULLÂH`IN HASTALIĞI HUMMÂ İDİ
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (baygın bir halde) hasta iken (ağzına) ilâç koymuştuk. O da bize: İlâç vermeyiniz, diye işâret etmeğe başlamıştı. Biz (Resûlullah`ın imtinâı) hastalar ilaçtan hoşlanmadığı içindir, dedik (ve ilâç vermeğe devâm ettik). Fakat ayılınca: Ben sizi ilâç vermekten men`etmedim mi? diye itâb etti. Biz yine: Hasta ilâçtan hoşlanmaz (onun için tekdîr ediyor) dedik. (Yine ilâç vermeğe devâm etmek istedik). Bunun üzerine Resûlullah: "Ev içinde bulunan herkes istisnâsız bu ilâçtan alacaktır. İşte ben ona bakıyorum. Yalnız Abbâs başka. Çünkü o, beni ilâçlamakta sizinle bulunmadı!" buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ FÂTIMA`NIN, BABASININ RAHATSIZLIĞINDAN DOĞAN TEESSÜRÜ VE PEYGAMBERİMİZİN TESELLÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (in hastalığı vefâtı günü zevâle doğru çok ağırlaştı). Ağırlaşınca (sık sık) bayılmağa başladı. Bundan müteessir olan Hazret-i Fâtıma: Vay babamın ıztırâbına di(ye ağlamağa başladı). Resûl-i Ekrem Kızım! Bugünden sonra babanın üzerinde hiç ıztırab kalmıyacaktır di (ye tesellî et)ti.
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN ALTMIŞ ÜÇ YAŞINDA VEFÂTI RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in atmış üç yaşını tamamlayarak vefât ettiği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
FÂTİHA-İ ŞERÎFE`NİN TEFSÎRİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Ben bir kere mescidde namaz kılarken Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem beni çağırmıştı. Ben de icâbet edememiştim. (Namzadan sonra vardığımda): Yâ Resûla`llah namaz kılıyordum (geç icâbet ettim) diye i`tizâr ettim. Bunun üzerine Resûlullah: Allah (Kur`ân`da): "Ey mü`minler sizi, Resûlullah kendinize hayat verecek şeylere da`vet ettiği zaman Allah`a ve Resûlüne icâbet ediniz!" buyurmadımı? dedi. Sonra Resûlullah bana: - Ey Saîd, sen bu mescidden çıkmazdan önce sana muhakkak bir sûre öğreteceğim ki o, Kur`an`daki sûrelerin (sevâb cihetiyle) en büyüğüdür, buyurdu. Sonra elimi tuttu. Mescidden çıkmak istediği sıra ben: - Yâ Resûla`llah! Sana bir sûre öğreteceğim ki o, Kur`an`daki sûrelerin en büyüğüdür, demedin mi? dedim. Resûlullah: - O sûre ... dir ki (namazlarda) terâr olunan yedi âyet ve (bana ihsân olunan) Kur`an`dır buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
BAKARE SÛRESİ ÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Bir kere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: Yâ Resûla`llah! Allah indinde hangi günah en büyüktür? diye sordum. Resûlullah: Allah seni yarattığı halde Allah`a benzer bir eş uydurmandır, buyurdu. Ben: Hakîkaten bu, büyük (günah)dır, dedim. Sonra hangi (günah büyüktür)? diye sordum. Resûlullah: Seninle berâber yemek yemesinden korkarak çocuğunu öldürmendir, buyurdu. Bundan sonra hangisi (büyüktür?) dedim. Resûlullah Komşunun haliylesiyle zinâlaşmandır buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
GAMÂM, MENN, SELVÂ
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: "Kızılımtırak beyaz mantar, Kudret helvası (gibi Allah`ın külfetsiz ni`metleri) nev`inden bir rızıktır. Suyu da göz ağrısına şifâdır" buyurmuştur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
BENÎ İSRÂÎL`İN FESÂDI BENÎ İSRÂÎL`İN BİR KÜSTAHLIĞI
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Allah tarafından) Benî İsrâîl`e: [Beyt-i Makdis`in kapısından eğilerek (tevâzu`la) giriniz ve: "Hıtta = Yâ Rab Dileğimiz, günahımızı affetmendir" deyiniz.] denildi ve onlar (tersine) kıçları üzere imekliyerek girdiler. Ve (emrolundukları kelimeyi) değiştirip hıtta yerine (istihfâf için) ... (mühmel kelimesin)i söylediler.
Sıra :
 
Baslik :
NESH ÂYETİ NESH HADÎSİ;NESH-İ ŞERÎAT VE NESH-İ ÂYET
Hadis :
Rivâyete göre Ömer radiya`llahu anh şöyle demiştir: Bizim en düzgün Kur`ân okuyanımız Übey (İbn-i Kâ`b)dır. En isâbetli hüküm verenimiz de Alî (İbn-i Ebî Tâlib) dir. Şüphesiz, biz, Übey İbn-i Kâ`b`ının usûlü kırâat ve edâsından çoğunu unutuyoruz. Bununla berâber Übey: Ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`den işittiğim hiç birşeyi bırakmam ve unutmam, iddiâsındadır. Halbuki Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ: "Biz bir âyetten nesheder veya te`hîr edersek..." buyurmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
ALLÂHU TEÂLÂ`YI TENZÎH
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ buyurur ki: (Bâzı) Âdem-oğlu beni yalanlar. Halbuki beni tekzîb etmek ona yakışmazdı. Bâzısı da sebbeder (ülûhiyet sıfatımı tenkîs eder) halbuki bana sebbetmek ona yakışmazdı. Âdem-oğlunun beni tekzîbine gelince: O, (öldükten sonra) benim onu eskisi gibi iâde edip yaratmağa gücüm yetmez sanır. Bana sebbetmesi husûsu da "Benim oğlum var!" demesidir. Halbuki ben zevce veya veled edinmekten uzak bulunuyorum.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRETİ ÖMER`İN ÜÇ DİLEĞİNİN
Hadis :
Ömer radiya`llahu anh`in şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Üç şey (hakkındaki dileğim), Allah(ın vahyin)e tesâdüf etti. Yâhud Rabbim (in vahyi) ben (im dileğim) e muvâfık oldu: 1) Yâ Resûla`llah Makam-ı İbrâhim`i namazgâh ittihâz etseniz, dedim. (Bunun üzerine: ... âyeti nâzil oldu) 2) Yine ben: Yâ Resûla`llah huzûrunuza (maslahat îcâbı) sâlih, fâsik kimseler giriyor. (Kadınlarla görüşüyorlar). Ümmehât-ı Mü`minîn`e (= mü`minlerin anaları olan kadınlarınıza) örtünmelerini emretseniz, dedim. Bunun üzerine de Allah hicâb âyetini gönderdi. 3) Ömer der ki: Bir kere Resûlullah`ın (kıskançlık gösteren) bâzı kadınlarına darıldığını duymuştum. Bunun üzerine onların yanına giderek: Kadınlar! Ya (bu hıçınlığa) nihâyet verirsiniz, yâhud iyi biliniz ki Allah, sizin yerinize Peygamber`ine sizden daha hayırlı kadınlar verir, dedim. Nihâyet Peygamber`in kadınlarından birisinin (Ümm-i Seleme`nin) yanına varmıştım. Kadın bana: Ey Ömer! Resûlullah kadınlarına öğüt veremez mi ki, sen onlara va`zetmeğe kalkışıyorsun? Öğüt vermeğe ne selâhiyetin var ki, burada bize akıl hocalığı ediyorsun? demişti. Bunun üzerine de Azîz ve Celîl olan Allah: (Ey kadınlar! Şâyet sizi Peygamber boşarsa onun Rabb`i gerektir ki Peygamber`ine sizlerden daha hayırlı öyle zevceler verir ki, onlar müsilm mü`min, itâatli, tevbekâr, ibâdetli, oruçlu, dul, bâkir kadınlardır) meâlindeki âyet-i kerîmeyi gönderdi.
Sıra :