Rüya Tabirleri
Açılış  Giriş Sayfası Yap
Favori  Sık Kullanılanlara Ekle
www.ihya.org 4. yilinda
MC ÜYE İŞLEMLERİ
Üyeadi:
Parola :
Kütübü Sitte
Buhari Hadis Kitabi
SPONSOR LINKLERI
Secme Konular
· Gaflet
· Sahih-i Buhârî
· Tevâtür
· Kudsi Hadis
· Cüz
· Sahîfe
· Zındık
· Salih
· Fasık
· Nesh

Burayada Bak
· Akıl
· Mubtedi
· Tarahû Hadîsehû
· Esahhu’l-Ahâdîs
· Esânid
· Fî Hadîsihî Da'fun
· Min Belâyâhu
· Şart
· Uhtulife Fîhi
· Zekera Lenâ Fulân Kırâ'aten Aleyhi Ve Ene Esme'u
· Gayru Mensûb
· Haddesenâ İcazeten
· Haddesenî Gayru Vâhid Min Ashâbinâ
· Kad Du'ife
· Kale Fulân

Son Okunanlar
· İllet
· Mutâba'at
· Aşera -yi Mübeşşere
· Vasiyye Bi'l-Kitâb
· Haddesenâ
· Tedlîs
· Hâkim
· Tevâtür
· Mâ Akrabe Hadîsehu
· Tahvîk




SAHIH BUHARI HADİSLERİNDE ARAMA YAP
Fasil Ravi Konu Hadis

Hadis » Sahih Buhari » Fasillar » Sahih Buhari Hadis Sistemi

Sahih Buhari Hadis Sistemi

Sahih Buhari Hadis Sistemi


Sahih Buhari Hadis Sistemi faslinda 13 sayfada 127 kayitli hadis var

« geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13    ileri »

 
Fasil :
Konu : Selem alışverişi
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Medîne`ye kudûmunda nâs selem sûretiyle bir, iki (, üç) sene va`deli hurma alırlar, satarlardı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: Her kim hurma (gibi bir şey almak satmak) da Selem tarîkıyle bey` ederse (mikdârı) keyli veya vezni ma`lûm olarak -yine İbn-i Abbâs`tan bir rivâyette- muayyen bir va`deye (değin) akdetsin buyurdu.
HadisNo : 1023

 
Fasil :
Konu : Selem alışverişi
Ravi : Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ
Baslik :
Hadis : [Biz, (gerek) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in devr-i hayâtında, (gerek) Ebû Bekr`in, Ömer`in (hilâfetleri) zamânında buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada selem tarîkıyle muâmele yapardık] dediği rivâyet edilmiştir: İbn-i Ebî Evfâ`dan (diğer) bir rivâyette de müşârün-ileyh: [Biz, ehl-i Şâm`ın zirâatcisiyle muayyen bir kilede (ölçülmek ve vezn-i muayyende tartılmak üzere) ma`lûm bir va`de (hulûl edince) ye kadar buğday, arpa, kuru üzüm (mübâyaasında) selem tarîkıyle muâmele yapardık] demiştir. İbn-i Ebî Evfâ`ya: - Selem, müsellemün-fîhin aslı, mülk ve tasarrufunda bulunan kimseye mi (hastır?) diye soruldu da İbn-i Ebî Evfâ: - Mebîin aslına mâlik olduklarını biz, Şam zirâatçilerine hiç bir zaman sormadık, diye cevab verdi.
HadisNo : 1024

 
Fasil :
Konu : Şuf`a
Ravi : Tâbiî Amr İbn-i Şerîd`den
Baslik :
Hadis : Muttasıl sened ile Buhârî`nin Tâbiî Amr İbn-i Şerîd`den rivâyetine göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Bir kere Sa`d İbn-i Ebî Vakkas`ın yanında durmuştum. Misver İbn-i Mahreme gelip elini Sa`d`in bir omuzuna koymuştu. Bu sırada) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in kölesi (Eslem) Ebû Râfi` radiya`llahu anh geldi: - Ey Sa`d! Hânen dâhilindeki iki oda (akarı) mı (satacağım, şunu) benden alsan, diye teklîf etti. Sa`d İbn-i Ebî Vakkas: - Vallahi ben dört bin (dirhem) den ziyâde sana (bir fiat) veremem. (Bu da) müneccem veya ceste ceste olarak, dedi. Ebû Râfi`de: - Bu iki odaya bana (başkası tarafından) beş yüz dînar verildi. Eğer ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: - Komşu komşuya en haklı bir şefî`dir, buyurduğunu işitmemiş olsaydım, bu iki odalı mekânımı dört bin (dirhem) e sana vermezdim de beş yüz dînâr (veren ta`lîb)e verirdim, dedi. Müeteâkıben Sa`d İbn-i Ebî Vakkas`a verdi.
HadisNo : 1025

 
Fasil :
Konu : Hediye
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik :
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, Âişe Hazretleri: - Yâ Resûl`allah! Benim iki komşum var. (Hediyye vermek istediğimde) hediyemi bunlardan hangisine (takdîmen) vereyim? diye sordum. Resûllullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Kapısı sana en yakın olan komşuma ver! buyurdu, demiştir.
HadisNo : 1026

 
Fasil :
Konu : İş istemek
Ravi : Ebû Mûsâ el-Eş`arî
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir def`a) ben, Eş`arîlerden iki kişi ile berâber Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in (huzûruna) varmıştım. (bunlar Resûlullah`dan iş istediler). Müteâkıben ben: - (Yâ Resûla`llah!) Ben, bunların iş, me`mûriyet isteyeceklerini bilmiyordum, dedim. Bunun üzerine Resûlullâh: - İş dileyen kimseyi biz, işimiz üzerinde kullanmayız, buyurdu.
HadisNo : 1027

 
Fasil :
Konu : El emeği, alın teri ile kazanmak
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik :
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den rivâyet ederek şöyle nakledilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere): - Allah hiç bir Peygamber göndermemiştir, muhakkak o Peygamber koyun gütmüştür, buyurdu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem`in Ashâb`ı: - (Yâ Resûla`llah!) Sende mi? diye sordu da Resûl-i Ekrem: - Evet, ben de ehl-i Mekke`nin Karârît (mevki) inde koyun güderdim, buyurdu.
HadisNo : 1028

 
Fasil :
Konu :
Ravi : Ebû Mûsâ el-Eş`arî
Baslik :
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den naklen şöyle rivâyet edilmiştir: Müslümanlarla Yehûd ve Nasârâ`nın meseli, (yâni Allah`a ve Peygamberlerine karşı bunların vaz`iyetlerinin nazîri) bir cemâatin meseli gibidir ki, bu cemâati bir gün geceye kadar kendisine iş işlemek üzere muayyen bir ücretle bir kimse istîcâr etmiştir. Fakat bunlar günün yarısına kadar müste`cîr hisâbına çalışıp sonra: - Senin bize vermeği şart kıldığın ücrete ihtiyâcımız yoktur, işlediğimiz iş de bâtıldır, (bir ecre muâdil değildir,) demişlerdir. Müste`cîr bunlara: - Mesâînizi heder etmeyiniz, geri kalan işinizi tamamlayınız da ücretinizi kâmilen alınız! dediyse de bunlar çalışmaktan imtinâ edip terk etmişlerdir. Müste`cîr de bunlardan sonra başkalarını istîcâr edip bunlara: - Şu gününüzün geri kalan zamânını siz tamamlayınız da şunlara ücret olarak şart kıldığım ecre siz müstehak olunuz! dedi. Bu def`a bunlar çalışmağa başladılar. Tâ ikindi namazı vakti olunca bunlar da: - Şimdiye kadar işlediğimiz iş bâtıldır, (bir ecre tâbi` değildir). Bu iş senin olsun ve bu husûsta bize vermeği şart kıldığın ücret de senin olsun, dediler (çalışmadılar). Müste`cîr bunlara da: - (Öyle yapmayınız!) Geri kalan işinizi tamamlayınız (da ücretinizi alınız!): gündüzden geri kalan az bir şeydir, dediyse de bunlar da çalışmaktan imtinâ ettiler. Müste`cîr bunların bakıye-i eyyâmını ikmâl ve kendisi için çalışmak üzere bir cemâat daha istîcâr etti. Bunlar güneş gurûb edinceye kadar evvelkilerin bakıyesini tamamlıyarak çalıştılar. Ve evvelki iki kafile amelenin ücretini istikmâl ve istîfâ ettiler. İşte bu da müslümanların ve şu (tevhîd ile nübüvvet-i Muhammediye) nûrunu kabûl edenlerin meselidir.
HadisNo : 1029

 
Fasil :
Konu : Allah korkusu;İffeti korumak;Kul hakkı
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik :
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`den şöyle hikâye buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: (Ashâbım!) Sizden evvel gelip geçen milletlerden üç kişilik bir cemâat sefere gitmişler ve yağmura tutulup dağda bir mağaraya ilticâ etmişlerdi. Mağaraya girdikleri zaman dağdan bir kaya parçası aşağı düşüp bunların üzerine mağarayı kapadı. Bunlar görüştüler (içlerinden birisi:) sizi bu kayadan bir şey kurtaramaz, ancak a`mâl-i sâlihanızı yâd ederek Allah`a duâ ve ilticâ halâs eder, dedi. Bunlardan birisi: - Yâ Rab! Benim yaşlı, ihtiyar babamla anam vardı. (Her gün) ben, (koyunlarımı sağıp) bunların akşam sütünü içirmezden evvel âileme ve hizmetçime süt içirmezdim. Günlerden bir gün bir iş taleb etmekte (ki mesâî), beni uzaklaştırmıştı da ebeveynim uyuyuncaya kadar dönüp gelememiştim. Bu ihtiyarların akşam sütünü sağıp geldiğimde ikisini de uyuyor buldum. Bunlara sütlerini içirmezden evvel âileme ve hizmetçime süt vermeği kerih gördüm. İki elimde süt bardağı olduğu halde bunların uyanmalarına intizâr ederek şafak parlayıncaya kadar meksettim. O zaman uyandılar ve sütlerini içtiler. Allah`ım! (Sen pek iyi bilirsin ki) benim, ebeveynime karşı bu ihtimâmım, Sen`in rızâ-yi ilâhîni taleb etmek içindir. Bu, böyle ise, içinde bunaldığımız şu kaya beliyyesinden bize küşâyiş ihsan buyur! diye duâ etti. Kaya biraz açıldı. Fakat çıkmağa muktedir olamadılar. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: bu def`a da bir başkası: - Yâ Rab! Benim amucamın bir kızı vardı. O bana insanların en sevimlisi idi. Ben ondan nâil-i emel olmak istedim. Fakat o benden sakındı. Tâ ki yıllardan bir (kaht) yılı erişti. Amucamın kızı bana geldi, (arz-ı ihtiyâc etti). Ben de onunla bir haramgâhta bulunmak şartiyle yüz yirmi dînar verdim. O va`dini tuttu. Fakat ben onun şâhika-i ismeti üzerine çıkmak isterken o, bana: (hayır, ey Allah`ın kulu Allah`dan kork! Kudret-i fâtıranın bu bekâret) mührünü senin hiç bir sebeble açmanı halâl etmem, yalnız hakk-ı nikâh ile halâl ederim, dedi. Artık ben de günahtan ictinâb ederek insanlabın bana en sevimlisi olan kızcağızın yanından ayrıldım. Ve ona verdiğim altınları da bıraktım. Allah`ım!! Bne bu günahtan, yalnız Sen`in rızâ ve muhabbetini kazanmak için ictinâb ettimse, içinde kapandığımız şu kayadan bizi kurtar! diye duâ etti. Kaya (biraz daha) açıltı. Şu kadar ki, bunlar içni yine çıkmak müyesser olmadı. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (devam buyurup) üçüncü yolcu da: Allah`ım! (Sen her şey`i pek yakından bilirsin ki) ben bir kere birtakı işçiler istîcâr ettim. İçlerinden bir işçi müstesnâ olmak üzere bunların ücretlerini verdim. Fakat öbür işçi ücretini bırakıp gitti. Bunun ücretini (ticâretle) nemâlandırdım. Hattâ bunun bu ücretinden hayli servet vücûde geldi. Bir zaman sonra bu ecîr bana geldi. Ve: ey allah`ın kulu, ücretimi bana ver! dedi. Ben de ona: şu gördüğün deve, sığır, koyun (ve bunlara hizmet eden) köle hep senin ücretinden vücûd bulmuş bir servettir, dedim. Bu ecîr: ey Allah`ın kulu, benimle istihzâ etme! dedi. Ben de ona: hayır, seninle istihzâ etmiyorum, (bu bir hakîkattir; malını al, götür! dedim). O da bunların hepsini sürüp götürdü. Bunlardan hiç bir şey bırakmadı.
HadisNo : 1030

 
Fasil :
Konu : Ücret
Ravi : Ebû Saîd-i Hudrî
Baslik :
Hadis : Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâb`ından (otuz kişilik) bir seriyye me`mûr oldukları bir sefere gitmişti. Bunlar Arab kabîlelerinden bir kabîle üzerine indiler. Ve misâfir edilmelerini istediler. Fakat bunlar misâfir etmekten imtinâ ettiler. Bu sırada reislerini (bir akreb) sokmuştu. Bütün kabîle halkı harekete gelip her çâreye baş vurdular. Fakat hiç bir şey şifâ-bahş olmadı. Bunlardan bâzıları: - Şuraya inen şu kafile halkına gitseniz, belki bunların arasında bir çâre bilen kimse vardır, demişti. Bunun üzerine kabîle halkı gelip: - Ey cemâat, reîsimizi bir akreb soktu. Tedâvî için koştuk, her çâreye mürâcaat ettik, müessir olmadı. İçinizde buna çâre bilen bir kimse var mıdır? diye sordular. Kafileden birisi (ki, Ebû Saîd-i Hudrî`dir): - Evet ben varım, Vallahi ben duâ ederim. Fakat sizden bizi konuklamanızı diledik de yemîn ederim ki, misâfir edinmediniz. Artık şimdi ben de size bir ücret ta`yîn etmedikçe duâ etmem, dedi. Bir sürü koyuna sulh oldular. Ebû Saîd kabîle reisinin yanına gitti. (Fâtiha Sûresini sonuna kadar) okudu. Derhal reis bukağısından çözülmüş hayvana döndü. İleri geri yürümeğe başladı. Artık üzerinde hiç bir hastalık kalmamıştı. Ebû Saîd-i Hudrî (devamla) demiştir ki: kabîle halkı mukavele edilen ücreti îfâ ettiler. Ashâb-ı Seriyyeden bâzılar: - Bu koyunları taksîm ediniz! dediler. Fakat duâ eden (Ebû Saîd): - Hayır, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e varıp bu olup bitenleri kendisine arz edinceye kadar bu koyunları taksîm etmeyiniz!. Görelim bize Resûlullah ne emr eder, dedi. Hey`et-i seferiyye Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldiler. Bu sergüzeşti hikâye ettiler. Resûl-i Ekrem (Ebû Saîd`e hitâben:) - Fâtiha`nın bu kadar müessir bir duâ olduğunu sana kim öğretti? di(ye taltîf et) di. Sonra Seriyye halkına teveccüh edip (bunları da taltîf için) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - İyi hareket etmişsiniz. Şimdi taksîm ediniz. Sizinle berâber bana da bir hisse ayırınız! dedi ve tebessüm buyurdu.
HadisNo : 1031

 
Fasil :
Konu : Erkek hayvanı dişiye çektirme ücreti
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik :
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem erkek hayvanı dişiye çekdirme (pahâsın) dan nehiy buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 1032

« geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13    ileri »




Tüm Konular     A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü W V Y Z




· Kalîlu'l-Hadîs · Es-Sâbık Ve'l-Lâhık · Ziyadetu's-Sika · Cevdet · İksar-ı Hadis · Musâfaha · Elfâz-ı Cerh Ve Ta'dîl · Menba'ul-Kizb · Esahhu Şey'in Fi'l-Bâb · Menferede Bihî Müslim · Muntezihu'l-İsnad · Muharref · Müslim · 3. Dipnotlar · Kitâbet · Ehlu'l-Eser · Tesebbut · Asleyn · Zenadıka · Lem Yervihi İllâ Fulan An Fulân · Şedîdu'd-Da'f · Mukâtebe Makrûne Bi'l-İcâze · El-Hadîse · Mâ A'lemu’ Bihî Be'sen · İcâze Li'l-Mechûl · Men'ferede Bihi'l-Buhârî · Mütevatir-i Lafzî · Kurıe Ala Fulan Ve Ene Esme'u · Muteşâbîh · El-Hadîse Bi-Tûlihî · Mudelles Anh · Semi'tu Fulânen · Keza · Bedel · Adâletu's-Sahâbe · Esbât · İ'râbu'l-Hadîs · Merdûd Âhad · Tedlîsu's-Sukût · Turuk · Mutesâhil · Muksirûn · Rivayet Şartları · Âfet · Mukabele · Semâ · Ahberanâ Fulân Bi-Kırâ'atî Aleyhi · Tedlîsu'l-Bilâd · Sumânî · Sumâniyyât
· Akıl · Mubtedi · Tarahû Hadîsehû · Suveylih · Gayr-ı Meşhur Âhad · El-Erba'a · İdrâc · Müttefik Ve Mufterik · Ravi · Lem A'rifhu · Tirmizî · Seyyi'u'l-Hıfz · Hazâ Min Hadîsi · Haddesenâ Fulân Kırâ'aten Aleyhi Ve Ene Esme'u · Mevâlî · Vecedtu Bi-Hatti Fulân Ve Ecâze Lî · İstişhad · Mahalluhu's-Sıdk · Mudric · Leyse Lehu Aslun · Lem Ekıf Aleyhi · Lâ Yu'teberu Bihi · İcâze Mücerrede Ani'l-Munâvele · Sünen Nese'î · Muhtalak · Humasiyyât · Meclis · Hasen Li-Aynihî · Fıkhu'r-Râvî · Usûl-ü Hadis · Sadûkun Yuhti'u · Lahak · Dabbe · Menşe' · Mu'dal · Sahih Muhtelef Fîhi · Merviyy Anh · Evâ'il · Hazâ Semâ'î · Kesret-i Galat

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13


Google
 
Web ihya.org
CepAlem Gazeteler E-Kart E-Kitap Saglik Şiirler Sözlük
Kuran Meali Hadis Namaz Vakitleri Ingilizce Samil Fıkıh Fetva Rüya Tabiri
Kamus Hikayeler Forum Dini Terimler Haberler Oyun Resimler Ilahiler
Terimler isimler Sosyal Kavram Hadis Sözlügü imsakiye
Üniversite taban puanları ilmihal Rehber