Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Fasil :
Hadis :
Rivâyete göre, müşriklerden birtakım kimseler adam öldürmüşler ve bir çok cinâyet irtikâb etmişler ve zinâ edip bunda da çok ileri gitmişlerdi. Bunlar bu kusurlariyle Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelerek: Yâ Muhammed! Senin teblîğ ve kendisine dâ`vet ettiğin İslâm dîni şüphesiz ki çok güzeldir. Eğer bize vaktıyle işlediğimiz bunca cinâyet ve sefâhatin keffâreti (ve arınmak yolu) bulunduğunu bildirseniz, demişlerdi. Bunun üzerine şu meâldeki âyetler nâzil oldu: Onlar ki, Allah ile birlikte başka bir Tanrıya duâ etmezler ve Allah`ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zinâ etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezâya uğrar. Kıyâmet günü ona iki kat azâb edilir. Ve muhakkak azâbda ebedî zelîl ve hakîr kalırlar. Ancak tevbe ve îmân edip hayır işliyenler başkadır. Çünkü Allah bu tövbekâr mü`minlerin kötülüklerini iyiliklerle değiştirir, çünkü Allah Gafûr, Rahîm bulunuyor. Bir de: ... âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna yehûdî hahamlarından bir âlim geldi. Ve: Yâ Muhammed, biz (kitblarımızda Allah`ın şöyle tavsîf olunduğunu) buluyoruz, diye şöyle nakleyledi: Allah gökleri bir parmağında, yer tabakalarını da bir parmağında, bütün ağaçları bir parmağında, suları ve toprakları bir parmağında, öbür mahlûkatı da (beşinci) bir parmağında tutarak: Ben bütün kâinatın pâdişâhıyım, der. Yehûdî âliminin (Tevrat`tan naklettiği) bu haberi tasdîk ederek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem o kadar güldü ki, hattâ sondaki dişleri göründü. Sonra Resûl-i Ekrem: ... âyetini okudu.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur: Allah (kıyâmet günü) bütün yer tabakalarını kabza-i kudretine alır. Gökleri de sağ eli içine dürer, büker de sonra (mahşer halkına): "İşte ben kâinatın şehinşâhıyım! Hani yeryüzünün (düzme) pâdişahları nerede?" diye hitâb eder.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İki nefha (Sûra iki üflenme) arasında fark vardır. Ebû Hüreyre`nin arkadaşları: Yâ Ebâ Hüreyre (bu fark) kırk gün mü? diye sordular. Ebû Hüreyre der ki: Cevâb vermekten çekindim. Birisi: kırk sene mi? diye sordu. Ebû Hüreyre der ki: (yine) cevâb vermekten çekindim. Bir başkası: kırk ay mı? diye sordu. Ebû Hüreyre der ki: (buna da) cevâb vermekten çekindim. (Çünkü günlerle, aylarla, yıllarda müddet tâ`yîn edecek bilgim yoktu.) (Ebû Hüreyre rivâyetine devâm ederek: Resûl-i Ekrem): İnsan (ın vücûdun) dan her cüz`ü çürür yalnız kuyruk sokumundaki cüz`ü çürümez, (İkinci) hılkat o cüz`ü ile yuğrulur (buyurdu demiştir).
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Kureyş (kabîlesin) den hiç bir batın (oba) yoktur, ancak onlar arasında Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e muhakkak bir karâbet (soyca bir yakınlık) vardır. Çünkü Resûlullah: "Ey Kureyş, hiç olmazsa sizinle aramdaki karâbetle riâyet ediniz!" buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Buhârî metninde bu âyetin tefsîrinde İbn-i Mes`ûd`un bir hadîsi vardır ki, bu hadîs yukarıda Rûm Sûresi`nin tefsîrinde geçti. (Bu cihetle burada Tecrîd`e alınmadı). Müellif Buhârî buradaki rivâyetinde şunu ziyâde etmiştir: "Müşrikler: Rabbimiz bu azâbı (bu boğucu dumanı) bizden kaldır! Biz mü`minleriz" diyecekler. Resûl-i Ekrem`e: Eğer biz, bu azâbı onların üstünden kaldırırsak yine şirke dönerler, denildi. Fakat (müşrikler Ebû Süfyân vâsıtasiyle duâ temmenî eylediklerinden) Resûlullah Rabb`ine duâ etti. Allahu Teâlâ da onlardan azâbı kaldırdı. Fakat onlar hemen şirke döndüler. Allahu Teâlâ da onlardan Bedr günü intikam aldı.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: Allahu Teâlâ buyurur ki: Âdem oğlu derhe sebb-ederek beni ezâlandırır. Halbuki ben dehr (in yaradanı) yım. Her emir benim elimdedir. Geceyi, gündüzü ben idâre ederim.
Sıra :
 
Baslik :
AHKAF SÛRESİ HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in eşi Âişe radiya`llahu anhâ`dan şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ben Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in -küçük dilini görünciye kadar (ağzını açarak)- güldüğünü görmedim. O, yalnız gülümserdi. Hazret-i Âişe hadîsin gerisini de zikretmiştir ki, hadîsin bu parçası " ... " bahsinde geçmiştir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
SILA-İ RAHM
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Allahu Teâlâ halkı yaratıp halktan fâriğ olduktan sonra Rahm (hısımlık, akrabâlık) ayağa kalkarak Allahu Teâlâ`nın (azamet) ridâsının, eteğine sarıldı. Bunun üzerine Allahu Teâlâ: Ne istersin? diye sordu. Rahm: Yâ Rab bu kıyâm ve ilticâm, kat`-ı rahmden Sana sığınmak makamıdır, (sana sığınıyorum) dedi. Cenâb-ı Hak: Ey Rahm, sen râzı olur musun? Senin Hakkına hürmet edenin ben de mükâfâtını vereyim, senin hakkını tanımayanı da cezâlandırayım, buyurdu. Rahm de: Evet râzıyım, dedi. Allahu Teâlâ da: İşte Sıla-i rahm edenlere etmiyenlerin hâli böyle olacaktır, buyurdu. Ebû Hüreyre isterseniz ... âyetini okuyunuz, demiştir. Ebû Hüreyre`den bir rivâyete göre de Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: isterseniz: ... kavl-i şerîfini okuyunuz, buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Âhiret`te cehennemlikler Cehennem`e atılacaklar. Ve (her mücrim atıldıkça Cehennem): Daha ziyâde var mı? (Yerim var haydi getiriniz,) diyecek. Tâ (izzet ve şevket sâhibi olan Rabbimiz) ayağını basacak (onu horlıyacak). Bu def`a da Cehennem: Yetişir yetişir, diyecek.
Sıra :