Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Câbir b. Abdullâh

Câbir b. Abdullâh - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Konu :
Baslik :
FETRET-İ VAHY;MUDDESSİR SURESİNİN İLK BEŞ ÂYET-İ KERÎMESİNİN NÜZÛLU HAKKINDA CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
(O da hadîs-i sâbıkı rivâyet edip) şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem fetret-i vahiyden bahsederken söz arasında buyurdu ki: "Ben (bir gün) yürürken birdenbire gökyüzü tarafından bir ses işitttim. Başımı kaldırdım. Bir de baktım ki Hırâ`da bana gelen Melek (yâni Cibrîl aleyhi`s-selâm) semâ ile arz arasında bir kürsî üzerinde oturmuş. Pek ziyâde korktum. (Evime) dönüp: beni örtün, beni örtün, dedim. Bunun üzerine Allâhu Teâlâ Hazretlerinin ... Âyât-ı Kerîmesini inzâl etti. Artık vahiy kızıştı da ardı arası kesilmedi.
Sıra :
 
Baslik :
FERÂİZ ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem beni ıyâdete geldi. Kendimi bilmiyecek derecede hasta idim. Abdest alıp abdest suyundan üzerime döktü. Gözümü açtım. "Yâ Resûlâ`llâh mîrâs (ım) kime kalacak? Benim vârislerim, kelâle (yâni usûl ve fürûumdan olmayan kimseler) dir" dedim. Bunun üzerine ferâiz âyeti nâzil oldu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN NE ŞEKİLDE GUSLETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Biri Câbir`e gusl(ün keyfiyyetin)den suâl etmiş. O da: "Sana bir sâ` (mıkdârı su) yeter." cevâbını vermiş. Bir diğeri "Bana bu kadarı yetmez." demiş. Bunun üzerine Câbir (radiya`llâhu anh): "Saçı senden daha gür, kendisi de senden hayırlı olan zâta (bu kadarı) yetiyordu." cevâbını vermiş. -Sonra (Câbir radiya`llâhu anh) oradaki cemâate (üstünde yalnız) bir parça libas olduğu halde imâm olmuş.
Sıra :
 
Baslik :
ÖNCEKİ PEYGAMBERLERİN HİÇBİRİNE VERİLMİYEN ŞEYLERİN RESÛL-İ EKREM`E VERİLMESİ HAKKINDA CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Benden evvel hiçbir kimseye verilmedik beş şey (hep birden) bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmak) ile mansûr oldum. Yer (yüzü) bana namazgâh ve sebeb-i tahâret kılındı. Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun namazını kılıversin. Ganâim bana helâl edildi. Halbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir. Bana şefâat verildi. Bir de (benden evvel) her Nebî, hâssatan kendi kavmine ba`s olunurken ben umûm-ı nâsa ba`s olundum.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BİR KAT ELBÎSE İLE NAMAZ KILMANIN CEVÂZINA DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in seferlerinden birine maiyyet-i Risâlet-Penâhîsinde olarak çıkmıştım. Bir gece bir işimden dolayı (huzûr-ı âlîsine) gittim. Baktım ki namaz kılıyordu. Benim de üzerimde bir tek sevb vardı. Onunla iştimâl edip (yâni ihrâma bürünür gibi bürünüp) yanı başında namaza durdum. (Namazdan) çıktığında: "Câbir, gece (ortasında bu) gelişin sebebi nedir?" diye sordu. İşimi arzettim. (Sözümü) bitirdikten sonra: "Ya şu gördüğüm iştimâl ne oluyor?" diye suâl buyurdu. "(Ma`lûm ya, üstümde olan yalnız) bir sevbdir." dedim. Bunun üzerine buyurdu ki: (Libâsın) geniş olursa ona bürün. (Bunun gibi) dar olursa (izâr olarak) beline bağla."
Sıra :
 
Baslik :
KÂ`BE`NİN YENİDEN İNŞÂSI VE RESÛL-İ EKREM`İN DE TAŞ TAŞIMASI
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, Kureyş ile birlikte Kâ`be(`nin binâsı) için taş taşıyordu. Futası da üzerinde idi. Amm (-i mükerrem)i Abbâs (radiya`llâhu anh): "Kardeşimin oğlu, (şu) futanı çözsen; omuzlarının üstüne koysan da (taşıyacağın) taşa siper etsen." dedi. Câbir (yâhud Câbir`e haber veren) der ki: (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) futasını çözüp omuzlarının üzerine koyunca (hemen) bîhût olarak yere düşüverdi. İşte o (gü)nden sonra (hiçbir vakit) uryân görülmemiştir.
Sıra :
 
Baslik :
SEFER ESNÂSINDA NÂFİLE NAMAZI HAYVAN ÜZERİNDE KILMANIN CEVÂZINA DÂİR CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (nâfile) namazı (seferde) devesi üstünde -deve nereye isterse teveccüh etsin- kılar, bir farz (namaz)ı niyyet buyurduğunda ise inip Kıble`ye dönderdi.
Sıra :
 
Baslik :
SİLÂHLA MESCİDE GİRMENİN NEHYİNE DÂİR CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) biri Mescid(-i Nebevî)den geçti. Yanında (temrenleri meydanda) oklar vardı. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (ona): "Temrenlerinden tut (da kimseye dokunmasınlar)." buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
BEŞ VAKİT NAMAZIN KILINIŞ ZAMANLARINA DÂİR CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz öğleni (zevalden sonra) gündüzün sıcağında, ikindiyi henüz güneş (beyaz ve) tertemiz iken, akşamı güneş battığında, yatsıyı da gâh (erken) gâh (geç) kıldırırdı. Cemâati toplanmış bulduğunda ta`cîl, gecikmiş bulduğunda te`hîr ederdi. Sabah namazını ise onlar, yâhud Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem karanlıkda kılarlardı.
Sıra :
 
Baslik :
FEVT EDİLEN NAMAZLARIN NASIL EDÂ EDİLECEĞİNE DÂİR CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Handek günü Ömer b. el-Hattâb radiya`llâhu anh gün battıktan sonra gelip küffâr-ı Kureyş`e sebbetmeye başladı. Ve: "Yâ Resûlâ`llâh, ikindiyi az daha gün batmadan kılamayacaktım." dedi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Vallah, ben de kılamadım." buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân`a gittik. (Orada Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) namaz için abdest aldı. Biz de namaz abdesti aldık. (Ondan sonra) gün batmış iken ikindiyi, arkasından da akşamı kıldırdı.
Sıra :