Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Fasil :
Ravi :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: (Benî İsrâil zamânında) bir kimse öküz üzerine binmişti. Bu sırada hayvan o kimseye yüzünü çevirip bakarak: - Ben bunun için yaratılmadım? Ben tarla sürmek için halk olundum, demiştir. Resûl-i Ekrem: - Ben, hayvanın böyle söylendiğine inandım; Ebû Bekr ve Ömer de inandı. Bir kere de bir koyunu kurt kapmıştı. Çoban kurdu peşi sıra tâkip etti (ve koyunu bıraktırdı) bunun üzerine kurt, çobana hitâb ederek: - Elbette yırtıcı hayvan (ların sürüye saldırdığı bir gün gelir. O fitne) gününde koyunun benden başka çobanı bulunmayacaktır. (Bakalım o günü) koyunu benden kim kurtarır? dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ben, kurdun böyle söylediğine de inandım; Ebû Bekr`le Ömer de inandı, buyurdu. Râvî (Ebû Seleme) Ebû Hüreyre`den: Resûl-i Ekrem bu kıssayı hikâye buyurduğu sırada Ebû Bekr ile Ömer`in cemâat içinde bulunmadıklarını da rivâyet etmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Hicret-i Seniyye üzerine) Ensâr, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - (Yâ Resûla`llah!) Hurmalıklarımızı bizimle (Muhâcir) kardeşlerimiz arasında taksim buyur! dedi. Salla`llahu aleyhi ve sellem: - Öyle olmaz, buyurdu. Bunun üzerine Ensâr (Peygamber`in emriyel Muhâcirlere): - (Terbiye ve sulam) külfetini siz deruhde ediniz de sizi mahsûlüne ortak yapalım! dediler. Bu sûret de Ensâr ve Muhâcirîn: - (Peygamber`in emrini) işittik ve itâat ettik di (ye mutâbık kal) dılar.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz, Medîne halkının arâzî cihetiyle en çoğu (ve en zengini) idik. Tarlalarımızın, bir kısmı (nın mahsûlü) sâhib-i arza âid olarak kirâlardık. Râfi` (devamla) demiştir ki: kâh bu parça âfet-zede olurdu da tarla (nın işçiye âid olanı âfetten) mâsun bulunurdu. Bâzı def`a da (aksine asıl) tarla musâb olurdu da mal sâhibine âid olan kısım masûn kalırdı. Bunun için (Müzâreadan) nehy olunduk. O zamanda altın ve gümüş (ile kirâ âdeti) de yoktur.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber arâzîsinden çıkan meyvadan, ekinden her mahsûlün nısfı hayber ahâlîsine âid olmak üzere (müsâkat ve müzârea ile) muâmele buyurdu. Resûlullah bu mahsulden kadınlarına yüz vesk verirdi (ki bunun) seksen veskı hurma, yirmi veskı arpa (idi).
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (tarlayı) kirâ (ya vermek) ten nehyetmemiştir; fakat: sizden birinizin, tarlasını ziraat için (din) kardeşine (meccânen) vermesi, kendisi için o arâzî mukabilinde muayyen ücret almaktan hayırlıdır, buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
"Eğer müslümanların müstakbel hayâtı, (endîşesi) olmasaydı, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber`i nasıl taksîm ettiyse ben de hiç bir köy fethetmezdim, elbet o (nun toprağı) nı ashâb-ı ganîmet arasında taksîm ederdim" dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Her kim, kimseye âid olmayan (harab) bir arzı i`mâr ederse, o kimse (o yere) elyaktır" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Ömer İbn-i Hattâb radiya`llahu anh (hilâfeti zamânında) Yehûd ve Nasârâ`yı Hicaz toprağından çıkardı. Resûlulllah salla`llahu aleyhi ve sellem de Hayber`i fethedince bunları Hayber`den çıkarmka istemişti. (Çünkü) Resûlullah bu toprağı fethettiğ zaman orası Allah`a, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e ve müslümanlara âid olmuştu da Resûlullah oradan Yahûdîleri çıkarmak istemişti. Bunun üzerine Yahûdîler Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`den hurmaları timar etmek ve mahsûlün yarısı kendilerine âid olmak üzere yurdlarında kalmalarına müsâade buyurulmasını istediler. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunlara: - Dediğiniz şerâite göre dilediğimiz müddetçe sizi burada bıraktık, buyurdu. Ve Ömer bunları Teymâ` ve Erîha`ya sürünceye kadar Hayber`de kaldılar.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
(Ensâr`dan Râfi` İbn-i Hadîc İbn-i Râfi`, amucası) Züheyr İbn-i Râfi` radiya`llahu anh`den şöyle rivâyet etmiştir: Züheyr: - Bizi Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bize sühûletli olan bir işten nehyetti, dedi. Ben de: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in söylediği söz muhakkak bir hakîkattir, dedim. Züheyr: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere) beni huzûruna çağırdı. (Esnâ-yi müsâhabede): - Tarlalarınız nasıl idâre edersiniz? diye sordu. Ben de: - Bunları sulak tarafı (bizim) olmak üzere ve hurmadan, arpadan vesk (denilen ölçek) ler mukabilinde îcâra veririz, dedim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Öyle yapmayınız! Bunları ya kendiniz ekiniz, yâhud başkasına (ücretsiz verip) ektiriniz, yâhud da boş tutunuz! buyurdu. (Bu hadîsi amucasından işiten) Râfi`: Peygamberim! Senin kelâmını işittim ve sana tamâmiyle itâat ettim dedim, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Şöyle rivâyet etmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in asrı ile Ebû Bekr, Ömer, Osmân zamanlarında ve Muâviye`nin ibtidâ-yi emâretinde İbn-i Ömer tarlalarını kirâya verirdi. Sonra Râfi` İbn-i Hadîc`den Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in kirâ-i mezâri`den nehy buyurduğu rivâyet olundu. Bunun üzerine İbn-i Ömer Râfi` (İbn-i Hadîc)e gitti. Ben de onunla birlikte gittim. Râfi`den bu rivâyetini sordu. O da: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem mezârii kirâya vermekten nehyetti, diye cevab verdi. Bu cevab üzerine İbn-i Ömer bana hitâb ederek: - Ey Nâfi`! Sen bilirsin ki, biz, tarlalarımızı asr-ı Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`de tarlanın sulak verimli yerlerinin mahsûlü sâhib-i arza âid olmak ve samandan da bir şey verilmek üzere kirâya veridik, buyurdu.
Sıra :