Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Abbâs

Abdullâh b. Abbâs - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
BU HUSUSTA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (ölüm hastalığından bir gün evvel) üzerinde bir ridâ ile ve ridâsını iki omuzu üzerine koyarak, ve (ağrıyan başı) üzerinde de siyah bir kumaş parçası çatmış olduğu halde (mescide) çıktı; tâ (minbere varıp) üzerine oturdu. Ve Allah`a hamd ve senâda bulunduktan sonra (Emmâ ba`du) diye başladığı bir hutbesini şu sûretle îrâd buyurdu: - Ey nâs! Hiç şüphesiz müslümanlar çoğalıyor; fakat Ensâr (günden güne) azalıyor. Hattâ onlar yemek içinde tuz mesâbesinde (azalmış) bulunuyorlar. Şu halde (ey Muhâcirler) sizden her kim -bir kimseye zarar verebilecek yâhut menfaati dokunacak- bir iş başına geçerse, Ensâr`ın iyilerinin hasenâtını alsın, kötülerinin seyyiâtını afvetsin!
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN MEKKE`DE VE MEDÎNE`DE PEYGAMBERLİKLE GEÇEN HAYÂTI MÜDDETİNE ÂİD İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e kırk yaşında iken (vahiy) indirildi. (Vahiy geldikten sonra) Mekke`de on üç yıl ikamet etti. Sonra hicretle emrolunup Medîne`ye hicret etti. Medîne`de de on sene oturdu. Sonra salla`llahu aleyhi ve sellem vefât etti.
Sıra :
 
Baslik :
İSRÂ` VE Mİ`RÂC`IN UYKUDA GÖRÜLEN BİR DÜŞ OLMAYIP GÖZLE GÖRÜLEN BİR VÂKIA OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Allahu Teâlâ`nın: "Habîbim! Bizim sana (İsrâ` gecesi) göstermiş olduğumuz rü`yâyı (âyetleri) nâs için bir fitne, bir belâ olmaktan başka bir şey kılmadık" kavlindeki (rü`yâ) hakkında İbn-i Abbâs: "O rü`yâ, gözün gördüğü âyetlerdir ki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e Beyt-i Makdis`e sefer ettirildiği gece gösterildi" demiştir. İbn-i Abbâs (âyetin bakıyesindeki): "Kur`ân`da lâ`net edilmiş olan şecere" de zakkum ağacıdır, demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
MELEKLERİN HARBE FİİLEN İŞTİRÂK ETTİKLERİNE DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Bedir günü: (Ey Ebâ Bekir!) İşte şu Cibrîl`dir. (Allah tarafından sana yardımcı geldi). Atının başını (ve gemini) tutmuş, harb silâhı (ve zırhı) üzerinde (hücûma müheyyâ bir halde!) buyurmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
MEYMÛNE (RADİYA`LLÂHU ANHÂ) İLE İZDİVAC
Hadis :
Gelen rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Meymûne`yi ihramlı iken (Mekke`de) nikâh edip ihramdan çıktıktan sonra da zifâf olmuştur. Meymûne (Serif mevkiin) de vefât etmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
MEDÎNE`DE TOPLANAN ORDU MEVCÛDU ON BİN OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`nin fethi seferine) Medîne`den Ramazan (ın onun) da çıktı. Kendisiyle berâber on bin mücâhid vardı. Bu hareket (târihi) Medîne`ye kudûmundan i`tibâren sekizinci yılın başında ve altı ay geçedir. Bu târihte Resûlullah maiyetindeki müslümanlardan techîz edilen ordusiyle berâber Mekke`ye doğru yollandı. Kendisi oruç tutuyordu. Ashâbı da oruçlu idiler. Kedîd mevkiine varınca -ki, bu Usfân ile Kudeyd arasında bir sudur.- Resûlullah iftar etti. Mücâhidler de iftar ettiler.
Sıra :
 
Baslik :
SEFERİYKEN ORUÇ TUTULMAYACAĞI HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Huneyn seferine Ramazan`da çıktı. Halk muhtelifti: Kimi oruçlu, kimi oruçsuzdu. Resûlullah (sefere çıkarken) devesine binince içi süt veyâhud su dolu bir kab istedi. Onu eline aldı, yâhud râhilesine koydu. Sonra halkın yüzüne baktı. Bunun üzerine oruçsuz olanlar oruçlulara: Artık orucunuzu bozunuz! dediler.
Sıra :
 
Baslik :
MÜSEYLEMETÜ`L-KEZZÂB: YALANCI PEYGAMBER
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında Müseylimetü`l-Kezzâb (Medîne`ye) gelmişti. O: - Eğer Muhammed kendisinden sonra beni halef kılarsa kendisine uyarım! dedi. Müseylime, kavminden kalabalık bir hey`etle gelmişti. Resûlullah Müseylime`nin yanına gitti. (Hatîb-i Resûlullah denilen) Sâbit İbn-i Kays İbn-i Şemmâs da Resûlullah ile berâber gitmişti. Resûlullah`ın elinde hurma dalından bir değnek bulunuyordu. Resûlullah -kavmi içinde oturan- Müseylime`nin tâ karşısında durdu. (Onunla İslâm hakkında görüştü. Müseylime nübüvvet pâyesinden kendisine bir hisse verilmesini istedi.) Resûl-i Ekrem: (Değil nübüvvetten bir pay,) şu dal parçasını benden istesen onu bile sana vermem. Sen de Allah`ın, hakkındaki hüküm ve takdîrini tecâvüz edemezsin! (O hüküm kezzâb, maktûl, cehennemî olmandır.) Eğer sen bana ve Hakk`a muhâlefet edersen, Allah seni muhakkak helâk eder. Ve ben muhakkak sanırım ki, sen, -onda gördüğüm eşkâle göre- (rü`yâmda) bana gösterilen (meş`ûm) kişisin! İşte bu zât (hatîbim) Sâbit`tir. Benim tarafımdan sana (îcâp eden) cevâbı verecektir! buyurdu. Sonra Müseylime`nin yanından dönüp gitti. (Râvî) İbn-i Abbâs der ki: Ben Ebû Hüreyre`ye Resûl-i Ekrem`in Müseylimetü`l-Kezzâb`a: Eşkâl benzeyişine göre sen, muhakkak bana rü`yâmda gösterilen meş`ûm şahıs olacaksın! sözünün mâhiyetini sordum. Ebû Hüreyre bana şöyle cevâb verdi: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bir kere ben uyurken rü`yâmda iki kolumda iki altın bilezik gördüm, bunlar kadın zîneti olduğu için bu rü`yâm beni kederlendirdi. Sonra rü`yâmda bana bu bileziklere üflemekliğim vahyolundu. Ben de bunlara üfledim. Bunların ikisi de uçtu. Ben bu iki bileziği benden sonra türeyecek iki yalancı (Peygamber) ile te`vîl ettim ki, bunun birisi Ansî (Esved) dir. Öbürüsü de Müseylime`dir.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ ABBÂS`IN HAZRET-İ ALÎ`YE HİLÂFET TEKLÎFİ;HAZRET-İ ALÎ`NİN HİLÂFET TEKLÎFİNİ REDDİ
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Alî İbn-i Ebî Tâlib radiya`llahu anh Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in vefâtı hastalığında yanında çıkmıştı. Nâs: - Yâ Ebe`l-Hasen! Resûlullah (bu gece) nasıl sabahladı? diye sordular. Alî: - Allah`a hamdolsun hastalıktan ifâkat bularak sabahladı. diye cevâb verdi. Alî`nin bu cevâbı üzerine onun elini (babam) Abbâs radiya`llahu anh tutarak Alî`ye: - Vallahi üç gün sonra başkasına kul, köle olacaksın! Çünkü ben kesin olarak sanırım ki, Resûlullah bu hastalığından yakında ölecektir. Ben Abdü`l-Muttalib oğullarının ölüm sırasında yüzlerini (n ne şekil aldıklarını tecrübemle) bilirim. Şimdi sen biz (Hâşimîler) nâmına Resûlullah`a git, bu (hilâfet), iş (i) kimde bulunacağını Resûlullah`a sor! Hılâfet bize âid ise bunu (Resûlullah`ın sağlığında) bilelim. Bizden başkasına âid ise bunu da öğrenelim, ve bizi ona vasiyyet etsin, dedi. (Alî: - Bu işi bizden başka uman bulunur mu? dersin, diye sordu. - Vallahi bulunur sanırım, dedi.) Bunun üzerine Alî: - Vallahi bu işi biz Resûlullah`a sorar, o da bizi bundan men`ederse (iyi bil ki) Resûlullah (ın vefâtın) dan sonra halk (bununla istidlâl ederek) hılâfeti bize vermezler. Bu cihetle ben Resûlullah`a sormam (ve hilâfet istemem) diye yemîn etti. (Resûlullah`ın vefâtı üzerine Abbâs) Alî`ye: Elini uzat, bîat edeyim. (Beni görerek) halk da bîat edecektir, dediyse de Alî bu teklîfi de kabûl etmedi.
Sıra :
 
Baslik :
NESH ÂYETİ NESH HADÎSİ;NESH-İ ŞERÎAT VE NESH-İ ÂYET
Hadis :
Rivâyete göre Ömer radiya`llahu anh şöyle demiştir: Bizim en düzgün Kur`ân okuyanımız Übey (İbn-i Kâ`b)dır. En isâbetli hüküm verenimiz de Alî (İbn-i Ebî Tâlib) dir. Şüphesiz, biz, Übey İbn-i Kâ`b`ının usûlü kırâat ve edâsından çoğunu unutuyoruz. Bununla berâber Übey: Ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`den işittiğim hiç birşeyi bırakmam ve unutmam, iddiâsındadır. Halbuki Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ: "Biz bir âyetten nesheder veya te`hîr edersek..." buyurmuştur.
Sıra :