Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

BÜYÜK BEDİR GAZÂSI

Sahih Buhari eserindeki BÜYÜK BEDİR GAZÂSI fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Baslik :
HARB ŞÛRÂSI VE MÜZÂKERESİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Ben, Mikdâd İbn-i Esved (in ağzın) dan gayet kesin bir söz duydum ki, o sözün sâhibi olmak bana, ona kıyâs olunabilen her kıymetli sözden çok daha sevimlidir. Mikdâd, müşrikler üzerine harakete da`vet ederek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna gelerek: - Yâ Resûla`llah! Biz (Muhammed ümmetleri) Mûsâ kavminin (Mûsâ Peygamber`e): haydi sen ve Rabb`in (düşmana karşı) gidip muhârebe ediniz! (de biz burada oturalım dedikleri gibi) diyemeyiz! Lâkin biz, senin sağında, solunda ve önünde, arkanda düşmanla çarpışırız! dedi. İbn-i Mes`ûd der ki: Mikdâd`ın bu (ateşli) sözü üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yüzü parladığını ve Mikdâd`ın sözüne sevindiğini gördüm.
Sıra :
 
Baslik :
BEDİR`DE MÜSLÜMANLARIN MÜŞKÜL VAZİYETLERİNİ TASVÎR EDEN VE MELEKLERLE İMDAT OLUNDUKLARINI BİLDİREN ENFÂL SÛRESİ ÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre demiştir ki: Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâb`ından Bedir`de hazır bulunanların sayısı, Tâlût`un (Erdün) nehrini kendisiyle berâber geçen ashâbının gibi sayısı üçyüz on bu kadardır. Berâ` (devamla): Hayır vallahi Tâlût ile berâber nehri, yalnız mü`min olan geçti! demiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BEDİR`DE MÜSLÜMANLARIN MÜŞKÜL VAZİYETLERİNİ TASVÎR EDEN VE MELEKLERLE İMDAT OLUNDUKLARINI BİLDİREN ENFÂL SÛRESİ ÂYETLERİ
Hadis :
Ravi, Ensâr`dan ve Bedir`de hazır bulunan mücâhidlerden idi- der ki: Bedir harbi sırasında bir ara Cibrîl aleyhi`s-selâm Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldi de: - Yâ Resûla`llah, içinizdeki Bedir kahramanlarını ne mertebe sayarsınız? diye sordu. Resûlullah: - Müslümanların en fazîletli sîmâları sayarız! buyurdu. Yâhud buna benzer bir söz söyledi. Cibrîl: - Biz de meleklerden Bedir`de hazır bulunanları böylece meleklerin hayırlısı addederiz! dedi.
Sıra :
 
Baslik :
MELEKLERİN HARBE FİİLEN İŞTİRÂK ETTİKLERİNE DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Bedir günü: (Ey Ebâ Bekir!) İşte şu Cibrîl`dir. (Allah tarafından sana yardımcı geldi). Atının başını (ve gemini) tutmuş, harb silâhı (ve zırhı) üzerinde (hücûma müheyyâ bir halde!) buyurmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
İBN-İ MES`ÛD`UN KUREYŞ ORDUSU BAŞ KOMUTANI EBÛ CEHİL`İN KAFASINI KOPARIP PEYGAMBER`İN HUZÛRUNA GİRMESİ
Hadis :
Gelen rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Acabâ Ebû Cehil ne iş gördü, ne oldu? Kim bakıp anlar? buyurdu. İbn-i Mes`ûd: - (Ben bakar, anlarım diyerek) gitti ve Ebû Cehil`i Afrâ` (kadı)nın iki oğlu (Muâz ile Muavviz) tarafından vurularak, son nefesinde ölüm hâlinde buldu. İbn-i Mes`ûd: - Â, sen misin Ebû Cehil? (vuruldun mu?) dedi. Râvî der ki: Sonra da İbn-i Mes`ûd Ebû Cehil`in sakalından yakalayıp (çekti.) Ebû Cehil: - Sizin öldürdüğünüz kişinin fevkinde bir kimse var mıdır? Yâhud kendi kavminin öldürdüğü kişinin fevkinde bir kimse var mıdır? dedi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
KUREYŞ MAKTULLERİNE RESÛL-İ EKREM`İN HİTÂBI
Hadis :
Gelen rivâyete göre şöyle demiştir: Bedir günü (harb sonunda) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kureyş eşrâfından yirmi dört kişinin cesedlerinin bir araya kaldırılmasını emretti de bunlar Bedir kuyularından pis bir kuyuya atıldılar. Bu sûretle pis kuyu yeni pislikleri ihtivâ ediyordu. Bir de Resûlullah, düşman bir kavme galib olunca onun açık bir sâhasında üç gün kalmak âdeti idi. Bedir harbinin üçüncü günü olunca da Resûlullah devesinin getirilmesini emretti. Yol ağırlığı deveye yüklenip bağlandı. Sonra Resûlullah yürüdü. Ashâb`ı da kendisinin peşi sıra yürüdüler. Ve birbirlerine: Herhalde Resûlullah bâzı hâcet için gidiyor sanırız, dediler. Nihâyet Peygamber Efendimiz maktullerin atıldığı kuyunun bir tarafında durdu ve maktullerinin kendi adlariyle, babalarının adlariyle çağırmağa başladı da: - Yâ filân İbn-i filân, yâ filân İbn-i filân! Siz Allah`a ve Resûlullah`a itâat etmiş olsaydınız itâatiniz sizi sevindirir mi idi? (Şüphesiz sevindirirdi). Ey maktuller! Biz, Rabb`imizin bize va`dettiği nusret ve zaferi muhakkak sûrette gerçek bulduk. Siz de (bâtıl) Rabbinizin va`dettiği (mevhûm) nusret ve zaferi gerçek buldunuz mu? buyurdu. Râvî Ebû Talha der ki: Bunun üzerine Ömer: - Yâ Resûla`llah! Kendilerinde hayat eseri bulunmıyan şu cesedlere ne söylersin? dedi. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Muhammed`in hayâtı yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn ederim ki, benim söylediğim sözleri siz, onlardan daha iyi işitir değilsiniz! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
ZÜBEYR (RADİYA`LLÂHU ANH) İN BEDİR HARBİ HÂTIRASI BİR HARBESİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bedir günü ben, Ubeyde İbn-i Saîd İbn-i Âs`a kavuştum. O baştan ayağa kadar zırhlanmış ve silâhlanmıştı. Onun yalnız iki gözü görünüyordu. Ona Ebû Zâti`l-Keriş denilirdi. Bana: - Ben Zâtü`l-Keriş`im! diye meydan okudu. Ben de hemen ona harbemi saldırdım ve gözüne vurup yerleştirdim. Ubeyd hemen öldü. Zübeyr der ki: Ayağımı onun üstüne koydum. Sonra harbemi olanca kuvvetimle çekip çıkardım. Fakat harbemin iki tarafı eğrilmişti. (Zübeyr`in oğlu Urve`nin rivâyetine göre bu harbe kıymetli bir harb hâtırası olduğu için) onu Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Zübeyr`den (âriyet) istemiş, Zübeyr de vermişti. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ve vefât ettiğinde Zübeyr geri aldı. Sonra Ebû Bekir istedi, ona da verdi. Ebû Bekir`in vefâtı üzerine de isteyip almıştı. Bu def`a, Ömer istemiş. Ona da vermiş, ve vefâtında almıştı. Sonra Osman istemiş, ona da verip şahâdeti üzerine Hazreti Alî`ye, sonra da Alî evlâdına geçmiştir. Alî evlâdından da Zübeyr`in oğlu Abdullah isteyip almış, ve Abdullah İbn-i Zübeyr katloluncaya kadar onun yanında bulunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
GENÇ KIZLARIN ZAFER MENKABELERİNİ TERENNÜMÜ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir. Ben gelin olduğumun kuşluk vaktinde Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem evlenme törenime gelmişti. O sırada birtakım kızcağızlar def çalarak babalarımızdan Bedir gazâsında şehîd olanların menkabelerini yâd ediyorlardı. Nihâyet bu kızlardan birisi: - İçimizde bir Peygamber vardır ki, o yarın ne olacağını bilir! dedi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem câriyeye: - Kızım öyle söyleme, evvelce söylemiş olduklarını inşâd eyle! buyurdu.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
İÇİNDE CANLI HAYVAN RASMİ BULUNAN EVE RAHMET MELEKLERİ GİRMEZ
Hadis :
Ravi, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile Bedir`de hazır bulunmuştu- rivâyete göre Resûlullah: İçinde kelb ve (canlı hayvan) sûreti bulunan eve (rahmet) melekler(i) girmez! buyurmuştur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
HAZRET-İ HAFSA`NIN İLK KOCASI BEDİR ŞEHÎDİ HUNEYS (RADİYA`LLÂHU ANH)
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Ömer`in kızı (hemşîrem) Hafsa Sehim`li Hufâze`nin oğlu Huneys`ten dul kalmıştı. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâbından olan Huneys, Bedir muhârebesinde hazır bulunmuş (ve oradan yaralı gelerek) Medîne`de ölmüştü. (Babam) Ömer demişti ki: Osmân İbn-i Affân`a kavuştum; ona Hafsa`yı (almasını) teklîf ettim ve: - Ey Osmân! İstersen Ömer`ın kızı Hafsa`yı sana nikâh edeyim? dedim. O da: - Bu işi bir düşüneyim, dedi. Birkaç gün bekledim. Sonra kavuştuğumda: - Şu günümde evlenmek doğru olmadığını anladım! dedi. Sonra Ebû Bekir`e kavuştum. Ona da: - İstersen Ömer`in kızı Hafsa`yı sana nikâh edeyim! dedim. Sonra Ebû Bekir sustu; ve bana bir cevab vermedi. Ben de Osmân`a kızmaktan ziyâde Ebû Bekir`e sinirlendim. (Osman bir cevab olsun vermiş ve özür dilemişti). Birkaç gün daha eğlendim. Sonra Hafsa`yı Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem istedi. Ben de Resûlullah`a nikâh ettim. Bu ara Ebû Bekir bana kavuştu da şöyle özür diledi: - Ey Ömer! Hani sen, Hafsa`yı bana teklîf edip de sana bir cevab veremediğim zaman bana darılmıştın sanırım! Öyle mi? diye sordu. Ben de: - Evet, doğrudur! dedim. Bunun üzerine Ebû Bekir: - Senin teklîfine cevab vermekten beni bir şey men` edemezdi. Ancak şu var ki ben, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Hafsa`yı almak istediğini bana söylediğini iyi biliyordum da Resûlullah`ın sırrını duyurmak istemiyordum. Şâyed Resûlullah Hafsa hakkındaki düşüncesini bıraksaydı onu, muhakkak ben kabûl ederdim.
Sıra :