Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Ravi :
Baslik :
SADAKANIN EFDALİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Müşârün-ileyh demiştir ki: Bir kere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir kimse (gelerek): - Yâ Resûla`llah! Hangi sadaka efdaldir (sevâb cihetiyle daha büyüktür)? diye sormuştu. Resûl-i Ekrem: - "Sadakanın efdali, vücûdun tamâmen sıhhatte bulunup mal canlası olarak zenginlikten hoşlanıp fakirlikten korkarak verdiğin sadakadır. Ey sâil! Sen sadakanı, can hulkuma yaklaşıp da: - Şu malım fülânındır, bu malım da falanındır, diye vasıyyet etmeğe başladığın, halbuki o mal, falan (vâris) in olduğu son dem-i hayâtına kadar te`hîr etme!" diye cevab verdi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN NÜBÜVVETİ, SAFÂ TEPESİNDE ÎRÂD EDİLEN BİR NUTUK İLE KUREYŞ SOYLARINI İSLÂM DÎNİNE DA`VETİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh demiştir ki: Allah Azze ve Cell (En yakın kavim ve kabîlen efrâdını azâb ile korkut!) âyet-i kerîmesini inzal buyurduğunda Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem kalktı. (Safâ tepesinde bir hutbe îrâd edip ezcümle) şöyle buyurdu: - "Ey Kureyş cemâati! (Yâhud buna benzer bir hitâb ile) Müslüman olup nefislerinizi Allah`ın azâbından koruyunuz!. Yoksa ben, Allah`ın azâbından hiç bir şey`i sizden men` edemem. Ey Abd-i Menâf oğulları! Sizden de ben Allah`ın azâbından hiç bir şeyi def` edemem. Ey Abbâs İbn-i Abdilmuttalib! Senden de Allah`ın azâbından hiç bir parçasını men` edemem. Ey Resûla`llah`ın babası hemşîresi Safiyye! Senden de ben Allah`ın azâbından bir kısmını olsun def` edemem. Ey Muhammed (salla`llahu aleyhi ve sellem) in kızı Fâtıme! Malımdan ne dilersen iste, (veririm. Fakat) Allah`ın azâbından bir parçasını bile senden def` edemem."
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BU HUSÛSA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyhin pederi Hazret-i Ömer Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in zamân-ı saâdetinde Semğ denilen öz malı bir hurmalığı vakfetmek istiyerek: - Yâ Resûla`llah! Ben nazarımda en güzel ve kıymetli bir hurmalığa mâlik bulunuyorum. Hâlis kazancım olan bu malımı vakfetmek istiyorum, diye Resûl-i Ekrem`den sormuş. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu hurmalığın aslını, rakabesini vakfet! Artık o satılmaz, hibe edilmez, vâris olunmaz, yalnız onun mahsûlü (müstahikkına) infâk edilir, yedirilir, buyurdu. Ömer de bu malını o sûretle vakfetti. Ve bu sadakası, Allah yolunda gazâ eden mücâhidlere, esâretten kurtulmak istiyen kölelere, konuklara, misâfirlere, vâkıfın yakın akrabâsına meşrût idi. Bununla berâber mütevellî nasb olunan kimsenin, vakfın rakabesine tecâvüz etmiyerek yalnız nemâsından örfe göre yemesinde, yâhud dostuna yedirmesinde de günah yoktur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN: İNSAN FAZÎLETİNİ ÖLDÜREN YEDİ FAZÎHA VARDIR Kİ: ALLÂH`A ŞİRK, SİHİR, KATİL, RİBÂ, YETİM MALI YEMEK, GAZÂ MEYDANINDAN KAÇMAK, NÂMUSLU BİR KADINA ZİNÂ İSNÂD ETMEK, BUYURDUĞUNA DÂ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: bir kere Resûlullah: - Mühlik olan yedi şeyden çekininiz! buyurmuştu. Ashab: - Yâ Resûla`llah! Bu yedi şey nedir? diye sorduklarında Resûl-i Ekrem: - 1) Allah`a şirk, 2) Sihir, 3) Allah`ın katlini haram kıldığı bir hayâtı öldürmek; haklı öldürülen müstesnâ, 4) Fâiz kazancı yemek, 5) Yetim malı yemek, 6) Düşmana hücûm sırasında harbten kaçmak, 7) Zinâdan masûn olup hatırından bile geçmiyen müslüman kadınlara zinâ isnâd etmek, buyurdu.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
VASIYYET VE VAKIF HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Vefâtımda) vârislerim ne bir dînar, ne bir dirhem paylaşmaz. Bıraktığım şey (ki, hurmalıklardır. Bunun) kadınlarımıın nafakasından, işçimin ücretinden geri kalanı vakıftır.
Sıra :
 
Baslik :
VÂKIFIN VAKFETTİĞİ MALDAN KENDİSİNİN DE İSTİFÂDESİNİ ŞART ETMESİNİN CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ OSMÂN HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh (Mısırlılar tarafından) kuşatıldığı sırada (evinin üstünde görünerek ve Alî, Talha, Zübeyr ve Sa`d İbn-i Ebî Vakkas`a hitâb ederek) şöyle demiştir: Allah aşkına size sorarım. Ve kimseye sormam, ancak Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâbına sorarım: siz bilmezmisiniz ki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Rûme kuyusunu kim kazarsa onun için Cennet vardır, buyurmuştu da hemen onu ben kazmıştım. Bilir misiniz ki: Resûlullah Ceyşü`l-usre`yi kim techîz ederse, onun için Cennet vardır, buyurmuştu da hemen onu ben techîz etmiştim. Râvî der ki: Ashâb, Osman`ın sözünü tasdîk ettiler.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BÜDEYL İBN-İ VERKA`IN BİR GEMİ İÇİNDE ÖLÜRKEN VASIYYETNÂME YAZMASI VE TEMÎMDÂRÎ İLE ADİY İBN-İ BEDDÂ`İ VASÎ TA`YÎNİ VE NETÎCESİ GARİP BİR VAK`A OLAN İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Benû Sehm`den (müslüman) bir kişi, Temîm-dârî ve Adiy İbn-i Beddâ` ile birlikte (sefere) çıkmış ve müslüman bulunmıyan bir yerde ölmüştü. Bunlar, Sehmî`nin terikesiyle (vârislerin yanına) geldiklerinde vârisler (eşya arasında) altun kakmalı gümüş bir bardağı bulamadılar. (İki yoldaşın inkârı ve da`vânın Resûlullah`a arzı üzerine) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunlara yemîn ettirdi. Sonra bardak Mekke`de bulundu. Ve bardağın zilyedleri: - Biz bunu Temîm ile Adiy`den satın aldık, dediler. Bunun üzerine Sehmî`nin velîlerinden iki kişi kalkarak: - Bizim şehâdetimiz onların şahâdetlerinden şüphesiz daha haklıdır. Ve bu bardak kat`î sûrette sâhipleri (mîrasçıları) na âittir, diye yemîn ettiler.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
ALLAH YOLUNDA CİHÂDA HİÇBİR İBÂDET MUÂDİL OLMADIĞI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
(Şöyle) dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir er kişi geldi de: - Yâ Resûla`llah! Bana cihâda muâdil bir ibâdete delâlet buyurulsa! dedi. Resûlullah: - Ben cihad değerinde bir ibâdet bulmuş değilim ki, buyurdu. (Ve devâm edip): - (Sana sorarım) gücün yetişir mi ki: mücâhid (sefere) çıktığı sıra sen (de) mescidine girip (o dönünceye kadar) namaz kılasın da hiç usanmıyasın. Ve oruç tutasın da hiç iftar etmiyesin? diye sordu. O kişi: - Buna kimin gücü yeter ki? diye cevap verdi.
Sıra :
 
Baslik :
CANİYLE, MALİYLE CİHÂDIN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ SAÎD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: (Bir kere Resûlullah`a): - Yâ Resûla`llah! İnsanların hangisi efdaldir? diye soruldu da Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Caniyle, maliyle Allah yolunda cenk eden mü`min, buyurdu. - Sonra kim? diye sordular. Resûlullah: - (O da) vâdîlerden bir vâdide (ihtiyâr-ı uzlet eden) mü`mindir ki, o, Allah`dan korkar da insanları, şerrinden rahat bırakır, buyurdu.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
MÜCÂHİDİN BENZERİ, GÜNDÜZ ORUÇLU, GECE NAMAZLI MÜ`MİN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Allah yolunda (harb eden) mücâhidin benzeri -Allah, kendi yolunda cihâd eden kimse (de ki gaye) yi çok iyi bilir ya- (gündüz) oruç tutan ve (gece) namaz kılan (mü`min) in meselidir. Allah, kendi yolunda döğüşen mücâhid için ya onun şehâdeti sûretiyle onu (sorgusuz derhal) Cennet`e koymağı, yâhut mücâhidi sevabla veya ganîmetle berâber sâlimen (meskenine) dönmesini deruhde etti.
Sıra :