Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN ÂİLESİNİ DE SADAKADAN MEN` ETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh demiştir ki: (Bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (yemek için) bir mikdar et getirilmişti de bunun Berîre`ye sadaka edildiği haber verilmişti. Resûl-i Ekrem: O, Berîre`ye sadakadır; fakat bize (Berîre`nin) bir hediye (si) dir, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN ÂİLESİNİ DE SADAKADAN MEN` ETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in kadınları iki gurûba ayrılmışlardı: Bunun bir gurûbunda Âişe, Hafsa, Safiyye, Sevde; öbür hizbinde de Ümmü Seleme ile Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in diğer kadınları bulunuyordu. Müslümanlar, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Âişe`ye muhabbetini pek iyi bildiklerinden bunlardan birisinin yanında Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e takdîm etmek istediği bir hediyesi bulunursa o hediyesini, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Âişe hânesinde bulunduğu zamâna kadar te`hîr ederdi de hediye sâhibi hediyesini Resûlullah Âişe hânesinde iken gönderirdi. Bu cihetle Ümmü Seleme hizbi dedi-koduya başladı da bunlar, Ümmü Seleme`ye: - (Var,) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e söyle!, Halka i`lân etsin!, Ve: her kim Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir hediye vermek isterse, o kimse Resûlullah kadınlarından hangisinin odasında bulunursa bulunsun hediyesini versin, demişlerdi. Ümmü Seleme, kadınların kendisine söyledikleri bu sözü Resûlullah`a söyledi. Fakat Resûlullah ona cevab vermedi. Ümmü Seleme hizbine dâhil olan kadınlar Ümmü Seleme`den vaziyeti sorduklarında, o da: - Resûlullah bana bir şey söylemedi, diye cevab verdi. Onlar Ümmü Seleme`ye: - Resûlullah`a dediğimizi bir daha söylesen, dediler. O da Resûlullah`ın nöbeti ona dolaşıp geldiğinde sâbıkı vechile Resûlullah`a arzetti. Fakat Resûlullah (yine) ona bir şey söylemedi. Ümmü Seleme`den kendi hizbindeki kadınlar vaziyeti sorduklarında o da: - Resûlullah bana bir şey söylemedi, diye cevab verdi. Onlar da Ümmü Seleme`ye: - Artık Resûlullah sana bir cevab verinceye kadar bu dileğimizi Resûlullah`a arz eyle! dediler. Hakîkaten Ümmü Seleme de Resûlullah`a kendi nöbetinde dönüp geldiğinde söyledi. Bu def`a Resûlullah cevâben: - Sakın Âişe hakkında söylenip de bana ezâ verme, bana hiç bir kadın nöbetinde iken vahiy gelmez de yalnız Âişe`nin odasında iken gelir, buyurdu. Ümmü Seleme: - Ben de yâ Resûlullah sana ezâ vermekten tevbe ederek Allah`a rücû` ederim, di (ye özür dile)dim, dedi. Sonra Ümmü Seleme hizbindeki kadınlar Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in kızı Fâtıma`ya mürâcaat ettiler ve Resûlullah`a gönderip: - Yâ Resûla`llah! Kadınların Ebû Bekr`i kızı hakkında Allah`dan senin için adâlet istiyorlar, demesini ricâ ettiler. Fâtıma da Resûlullah`a bu sûretle söyledi. Resûlullah: - Ey kızcağım! Benim her sevdiğimi sen sevmez misin? buyurdu. Fâtıma da: - Evet severim! dedi. (Resûlullah): - Öyle ise Âişe`yi sen de sev! (buyurdu.) Fâtıma dönüp kadınlara gelerek olup biteni haber verdi. Kadınlar Resûlullah`a tekrar mürâcaat etmesini Fâtıma`dan istediler. Fakat Fâtıma imtinâ eyledi, (Vallahi bu husûsta ebedî bir kelime söylemem, dedi). Bu def`a Ümmü Seleme hizbi Zeyneb Bint-i Cahş`i gönderiler. Zeyneb` (in Resûlullah yanında mevkii yüksekdi) huzûra geldi. Ve gılzatle söze başlayıp: - Yâ Resûla`llah! Kadınların İbn-i Ebî Kuhâfe`nin kızı hakkında Allah`tan senin için adâlet istiyorlar, dedi. Ve sesini yükselterek, o sırada oturmakta olan Âişe`ye taarruza kadar ileri gitti de ona sebbeyledi. Nihâyet Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem mukabele eder mi diye Âişe`ye bakmağa başladı.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN ÂİLESİNİ DE SADAKADAN MEN` ETTİĞİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem hoş koku (hediye) yi reddetmezdi, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
PEYGAMBERİMİ`ZİN HEDİYE KABÛL EDİP ONU MUKÂBİL BİR HEDİYE İLE KARŞILAMAK İ`TİYÂDINDA OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
"Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem hediyye kabûl eder ve onun (mukabil hediyye ile) ıvâzını verirdi." dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
BABANIN EVLÂTLARINDAN TERCÎHAN BİRİSİNE HİBESİ ADÂLETE MÜNÂFÎ OLDUĞUNA DÂİR NU`MÂN İBN-İ BEŞÎR HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, müşârün-ileyh şöyle demiştir: Babam (Beşîr annemin zoriyle) bana bir (köle) hibe etmişti. (Anam) Revâha kızı Amre (babamla): - Bu hibeye sen, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`i işhâd etmedikçe inanmam, dedi. Bunun üzerine Beşîr, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldi de: - Yâ Resûla`llah: ben Amre bint-i Revâha`dan olan oğluma bir (köle) hediye verdim. Fakat yâ Resûlullah Amre bana seni şâhid tutmamı emreyledi, dedi. Resûlullah: - Nu`mân`a hediyyen gibi öbür çocuklarına da hibe ettin mi? diye sordu. Beşîr: - Hayır etmedim, diye cevab verdi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Beşîr`e: - Allah`dan korkunuz da çocuklarınız arasında adâlet ediniz! buyurdu. Nu`mân diyor ki, artık babam Peygamber`in yanından dönüp geldi. Nu`mân`a verdiği hediyesini reddeyledi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HİBEDEN RÜCÛUN AHLÂKÎ VAZİYETİ VE ZEMMİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: [Hibesinden geri dönen her kişi kay`eden, sonra kay`ine döne (rek yiye)n kelb gibidir] buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HİBEDEN RÜCÛUN AHLÂKÎ VAZİYETİ VE ZEMMİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhâ (mâlik olduğu siyah) bir câriyeyi âzâd etmiş ve Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den istîzân etmemişti. Resûlullah`ın Meymûne`ye gelmesi mu`tâd olan gün gelince Meymûne: - Yâ Resûla`llah! Farkında mısın? Ben câriyemi âzâdladım, dedi. Resûlullah: - Sahih âzâdladın mı? diye istiknah buyurunca Meymûne: - Evet, âzâdladım, dedi. Bunun üzerine Resûlullah: - Eğer câriyeyi (Benî Hilâl`den) dayılarına hediye etseydin ecrin daha büyük olurdu, buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
PEYGAMBERİN BÂZI KADINLARININ RESÛLULLÂH`A HİBELERİ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir sefere gitmek istediğinde kadınları arasında kur`a çekmek i`tiyâdında idi. Kadınlardan hangisinin sehmi çıkarsa, Resûlullah berâberinde o kadın olarak yola çıkardı. Yine Resûlullah kadınlarından her kadının gününü ve gecesini ayırırdı. Yalnız Sevde bint-i Zem`a gününü ve gecesini, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in rızâsını dileyerek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in zevci Âişe`ye hibe etmişti.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN MİSVER İBN-İ MAHREME`YE KAFTAN HEDİYE BUYURMASI
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre müşârün-ileyh demiştir ki: (Bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Ashâb`a) birtakım kaftanlar dağıtmıştı da bunlardan (babam) Mahreme`ye bir şey vermemişti. Mahreme (bana): - Ey oğulcağızım! Haydi berâber Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gidelim. (Resûlullah`ın bunlardan bir tâne de bana vermesi çok yakındır.) dedi. (Misver diyor ki:) babamla berâber gittim. O bana: - Haydi (Hâne-i Saâdet`e) gir, Resûlullah`ı bana çağır! dedi. (Ben Resûlullah`ı çağırmağı ağır buldum. babam bana tekrar:) - Haydi oğlum git! Peygamber mütekebbir değildir, dedi). Misver diyor ki: Peygamber`i babama da`vet ettim. Resûlullah omuzlarında bu elbîselerden bir kaftan bulunduğu halde babama çıktı. Ve: - Bunu senin için sakladım! buyurdu. Misver diyor ki: Babam kaftana (nazar-ı memnûniyetle) baktı. Resûl-i Ekrem de: - Artık Mahreme râzı oldu mu? buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
İPEKLİ GİBİ ERKEKLERE GİYİLMESİ HARAM VEYA MEKRUH OLAN BİR ŞEYİN HEDİYE EDİLMESİ CÂİZ OLDUĞUNU İFÂDE EDEN İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir. Müşârün-ileyh demiştir ki: (Bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kızı Fâtıma radiya`llahu anhâ`nın evine gelmişti de Fâtıma`nın yanına girmemişti. Sonra Alî geldi (Fâtıma`yı mükedder gördü.) Fâtıma da ona vâkıayı anlattı. Alî, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - (Yâ Resûlullah! Evimize gelip de Fâtıma`nın yanına girmemeniz, kederlendirmiştir, diye) vâkıayı arzetti. Aleyhi`s-salâtu ve`s-selâm: - Hakîkaten ben (geldim, fakat) onun kapısında türlü renklerle nakışlı bir perde gördüm, diye hikâye etti. Ve: Benimle (bu ziynetli) dünyâ arasında ne münâsebet var? buyurdu. Alî radiya`llahu anh Fâtıma`ya gelip bunu hikâye etti. O da: - Resûlullah bu perde hakkında ne dilerse onu bana emretsin! dedi. (Fâtıma`nın bu sözü Resûlullah`a erişince): - Fâtıma bu perdeyi muhtac bir âile sâhibi olan fülâna gönderir! buyurdu.
Sıra :