Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebû Saîd-i Hudrî

Ebû Saîd-i Hudrî - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
HARP SIRASINDA İSLÂM ÜMMETİNİN DUÂSINDAN İSTİÂNE EDİLMESİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: insanlar (ın târihi) üzerine (te`sîr eden) bir zaman gelir ki, o zamanda insanlardan bir cemâat gazâ eder. Onlara: - İçinizde Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`i gören kişi var mıdır? diye sorulur da: - Evet var! diye cevap verilir. Nihâyet ordu içindeki Sahâbi`ye (hürmeten zafer kapısı) açılır. Sonra bir zaman daha gelir. (İnsanlardan bir gurup daha gazâ eder) onlara da: - İçinizde Resûlullah`ın Ashâbını gören kişi var mıdır? diye sorulur. Onlara da: - Evet var! diye cevâp verilir. Ve zafer müyesser olur. Sonra (üçüncü) bir zaman da gelir. (Yine harb edilir). Onlara da: - İçinizde Resûlullah`ın Ashâbını görmüş Tâbiî`ye erişen kişi var mıdır? diye sorulur. Bu def`a da: - Evet var! denilir. Yine fetih müyesser olur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
CENNET`TE ENBİYÂ MENZİLLER
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ehl-i Cennet Cennet`de kendilerinden yükseklerdeki (ehl-i guref denilen) bir takım köşklerin sâhiblerini (aralarındaki mesâfe farkından dolayı) güçlükle görebilirler. Nasılki (gündüz) şark veya garp ufkunda zıyâdâr kalan parlak yıldızı aradaki mesâfe uzunluğundan dolayı dikkatle bakanlar seçebilir! buyurmuş. Ashâb: - Yâ Resûla`llah! O âlî köşkler Enbiyâ menzilleri midir?. Başkaları onlara erişemez mi? diye sordular. Resûlullah: - Evet, o köşkler Enbiyâ menzilleridir. Fakat (Allah başkalarına da ihsân edebilir) hayâtım yed-i kudretinde bulunan Allah`a yemîn ederim ki: (Enbîya`dan başkaları) o erlerdir ki, onlar Allah`a îmân ve Peygamberleri tasdîk etmişlerdir, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
MUHAMMED ÜMMETİ CENNET HALKININ YARISIDIR
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Kıyâmet günü) Allah Tebâreke ve Teâlâ, Âdem (atamız) a: - Yâ Âdem diyecek, o da icâbet ederek: - Yâ Rab! Fermânına mükerreren icâbet ve mülâzemet eder ve her emrini infâza dâimâ kıyâm ve mübâderet eylerim! Ve her hayır, Sen`in emir ve fermânında tecellî eder, diyecek. Bunun üzerine Allahu Teâlâ: - Cehennem`e girecekleri (halk arasından) seçip gönder! buyuracak. Âdem Peygamber: - Yâ Rab! Cehennem`e gönderileceklerin mikdârı ne kadardır? diye soracak... Allahu Teâlâ: - Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu! diye cevap verecek. Ve Cenâb-ı Hak Âdem`e böyle buyurduğu sıra (bunun verdiği şiddetli korkudan) gûyâ çocuk ihtiyarlayacak, her gebe kadın da çocuğunu düşürecek. Ve o anda, Habîbim, mahşer halkını (korkudan) sarhoş sanırsın! Halbuki onlar hiç de sarhoş değillerdir. Ancak o sekir, Allah`ın şiddetli (emrinin netîcesi duyulan) azâb (ın bir eseri) dir. Resûlullah`ın huzûrunda bulunan Ashâb: Yâ Resûla`llah: O (binde) bir hangimiz olabilir? diye sordular. Resûlullah: - Size müjdeler olsun, sizden bir kişiye mukabil Ye`cûc ve Me`cûc`dan bin kişi (Cehennem`e gönderilecektir) buyurdu. Sonra da: Hayâtım yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn eder de kat`î olarak umarım ki: siz (Muhammed ümmeti) ehl-i Cennet`in dörtte birini teşkîl edesiniz! diye müjdeledi. Bunun üzerine biz: Allahu Ekber, dedik. Bunun üzerine Resûlullah: Umarım ki, ehl-i Cennet`in üçte birisi olasınız! buyurdu. Biz yine tekbîr getirdik. Bunun üzerine de: Umarım ki: ehl-i Cennet`in yarısı olasınız! buyurdu. Biz de tekbîr getirdik. En sonu Resûlullah: Siz mahşer halkının umûmuna kıyâs edilince, ancak siz bir beyaz öküzün derisi üzerindeki siyah bir tüy mesâbesindesiniz. Yâhut da siyah bir öküz derisinde sanki beyaz bir tüy, buyurdu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
YEHÛDÎLERİN VE HIRİSTİYANLARIN FENÂ ÂDETLERİNİN TAKLÎDİ DEVRİNİN HULÛLÜ HAKKINDA EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki, siz, kendinizden önce gelen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını da arşınına tıpatıp muhakkak uyacaksınız!. (Bir derecede ki:) şâyet o ümmetler (daracık) keler deliliğine girseler, siz de muhakkak (onlara uyarak) oraya gir (meğe çalış) acaksınız. (Râvî Ebû Saîd der ki:) biz: - Yâ Resûla`llah! Bu ümmetler Yahûdîlerle Hristiyanlar mı? diye sorduk. Resûlullah: - Onlardan başka ya kim olacak? buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
TEVBE VE İSTİĞFÂRIN FAZÎLETİ HAKKINDA BENÎ İSRÂİL`DEN BİR KISSAYA DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Benî İsrâil içinde bir kimse vardı. O, doksan dokuz insan öldürmüştü. Sonra, bu adam evinden çıkıp (o zamânın büyük âlimlerine bu cinâyetlerin tevbe ile afvı imkânını) sormağa başlamıştı. (İbtidâ) bir râhibe varıp sordu. Ve: acabâ benim için tevbe (den istiâde ihtimâli) var mıdır? dedi. Râhib: hayır yoktur!. diye cevap verdi. (Bu menfî cevap üzerine) katil, râhibi de öldürdü. Sonra bu adam yine sormağa başladı. (Sorduklarından) bir kişi ona: - Sen filân köye (Nusrat köyüne) ve (oradaki) filân mâbede git! (Orada birtakım insanlar Allah`a ibâdet ederler. Sen de onlarla berâber Allah`a ibâdet, günahlarından tevbe et ve memleketine bir daha dönüp gitme. Çünkü orası kötü bir mıntıkadır, dedi. O da Nusrat köyüne yönelip gitti. Nihâyet yolun tam yarısına vardığında) ölüm erişti. Tevbekâr olmak için gittiği köye doğru göğsü ile yöne(lerek ö)ldü. Şimdi rahmet Melekleriyle azâb Melekleri muhâsamaya başladılar: (rahmet Melekleri: bu adam tevbe ederek ve kalbiyle Allah`a yönelerek bize doğru geldi, diyorlardı. Azâb Melekleri de bu adam asla hiç bir hayır işlememiştir, diyorlardı. Bu sırada insan sûretinde bir Melek geldi. Her iki taraf bu Meleğe aralarında hakem yaptılar. O Melek: şimdi siz buradan i`tibâren geldiği köy ile gideceği köyün mesâfelerini ölçüp biribiren tatbîk ediniz!. Bunun öldüğü bu yer, iki köyden hangisine yakın ise müteveffâ o köye âit olur, dedi). Bunun üzerine Allahu Teâlâ tevbe için gideceği köye: "biraz yaklaş!" diye, müteveffânın kendi köyüne de: "biraz uzaklaş!" diye vahyetti. Rahmet ve azâb Meleklerine de: haydi şimdi her iki tarafı ölçerek ikisi arasındaki mesâfeyi mukayese ediniz! diye emretti. Müteveffâ tevbe köyüne bir karış daha yakın bulundu. Ve bu cihetle mağfiret olundu.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH HAYÂ CİHETİYLE KENDİ KÖŞESİNDE OTURAN BÂKİR KIZDAN DAHA UTANGAÇTI
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem hayâ cihetiyle kendi köşesinde oturan bâkir kızdan daha çok utangaçdı" dediği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH BİR İŞDEN HOŞLANMAZSA SÂHİBİNİN YÜZÜNE VURMAZDI. HOŞLANMADIĞI, YALNIZ YÜZÜNDE GÖRÜLÜP BİLİNİRDİ
Hadis :
(Metni ve senedi bundan evvelki hadîse benzeyen) diğer bir rivâyette de (ziyâde olarak): Resûlullah bir şeyden de hoşlanmazsa (onu sâhibinin yüzüne vurmazdı;) hoşnutsuzluğu (yalnız) yüzünde (görülüp) bilinirdi, (denilmiştir).
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBER`İN ASHÂB`INA SÖVMEKTEN NEHYE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Gelen rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Ey müstakbel müslümanlar!) Sakın Ashâbı`ıma sebb ü şetm etmeyiniz. (Onların şeref ve fazîleti yüksektir. Bakınız!) Sizden birinin Uhud (dağı) kadar altın sadaka verdiği farzedilse, bu (muazzam sadakanın sevâbı) Ashâb`dan birisinin iki avuç (hurma) sadakası (fazîleti)ne erişemez. (Hattâ) bunun yarısına da ulaşamaz.
Sıra :
 
Baslik :
EBÛ TÂLİB`İN ÎMÂNI HAKKINDAKİ RİVÂYETLER VE BUNLARIN ZAYIF OLDUKLARI
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yanında amucası (Ebû Tâlib hakkında hayırhâhlığı) bahsedildiğinde Ebû Saîd, Resûlullah`ın şöyle buyurduğunu işitmiştir: Umarım ki şefâatim amucama faydalı olacaktır. Şefâatimle amucam topuklarına çıkabilen ateşten bir çukura konulacak, oradan beyni kaynayacaktır.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ SA`D`İN DE NAKZ-I AHDEDEN BU VATAN HÂİNLERİNİN MUHÂRİBLERİNİN ÖLDÜRÜLMESİNE, KADINLARININ, ÇOCUKLARININ ESÎR EDİLMELERİNE HÜKMETMESİ;BU MEHÂBETLİ HÜKMÜN İNFÂZI VE AHZÂB SÛRESİ ÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Kureyza halkı Sa`d İbn-i Muâz`ın hükmüne boyun eğdi de Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Sa`d`a haber gönderdi. Sa`d, bir merkeb üzerinde geldi. Mescide yaklaşınca Resûlullah Ensâr`a: - Haydi ulunuza ayağa kalkınız (istikbâl edip indiriniz!). Sonra Resûlullah Sa`d`a: Şunlar (Benî Kureyza) senin hükmüne râzı oldular! buyurdu. Sa`d da: - Bunların harb edenleri öldürülür, kadınları ve çocukları da esîr edilmelidir! dedi. Bunun üzerine Resûlullah: - Ey Sa`d, Azîz ve Celîl olan Allah`ın hükmüne uygun hükmettin! buyurdu. Râvî (Hükmu`llah yerinde) çok defa Hükmü`l-Melik diye rivâyet etmiştir.
Sıra :