Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Saîd-i Hudrî
Ebû Saîd-i Hudrî - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ (RADİYA`LLÂHU ANH) İN, ÖNÜNDE SÜTRE BULUNDUĞU HALDE, ÖNÜNDEN GEÇEN BİR KİMSEYE MUÂMELESİ VE BU HUSUSTA PEYGAMBER (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) DEN RİVÂYET ETTİĞİ HADÎS
Hadis :
Ravi, bir cum`a günü kendisini gelenden geçenden setredecek bir şeye doğru namaz kılıyormuş. Ebû Muayt oğullarından bir genç, önünden geçmek istemiş. Ebû Saîd radiya`llâhu anh, göğsüne bir yumruk vurup (onu) defetmiş. O genç etrâfına bakınmış. Onun önünden başka geçecek (yol) bulamamış. (Dönüp yine geçmeğe davranmış. Ebû Saîd radiya`llâhu anh daha şiddetli sûrette defetmiş. (O genç) Ebû Saîd`e söğdükten sonra (Medîne`de vâlî olan) Mervân (b. el-Hakem)in yanına gidip Ebû Saîd radiya`llâhu anh`in ettiği muâmeleden şikâyet etmiş. Arkasından Ebû Saîd de Mervân`ın yanına girmiş. (Mervân): "Yâ Ebâ Saîd, (şu) kardeşinin oğlu ile ne alıp veremiyorsun?" demiş. O da: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: İçinizden biri kendisini gelenden, geçenden koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeğe davranacak olursa onu defetsin. Dinlemezse onunla mukâtele etsin. Çünkü o, ancak bir şeytandır." cevâbını vermiş.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EZÂN OKUMANIN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Müezzin sesinin yetiştiği yere kadar ins, cin, (hattâ) hiçbir şey yoktur ki (ezânı) duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin için (hüsn-i) şahâdette bulunmasın.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EZAN SESİNİ DUYAN KİMSELERİN NE ŞEKİLDE HAREKET EDECEKLERİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Müezzinin) nidâsını işittiğinizde, (siz de) onun dediği gibi deyiniz.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RESÛLULLÂH (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN SECDEYE VARIRKEN, BİRİNCİ SECDEDEN DOĞRULURKEN VE İKİNCİ SECDEDEN KALKARKEN TEKBİRLERİ CEHREN ALDIĞINA DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir ki (bir def`a) namaz kıldırmış ve (bu namazda) secdeden başını kaldırırken, (ikinci) secdeye varırken, (bu) secdeden başını kaldırırken, ikinci rek`attan (yâhud ikinci secdeden) kalkarken tekbîr(ler)i cehren almış ve: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (namazı) böyle (kılar) gördüm" demiştir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
"CUM`A GÜNÜNÜN GUSLÜ, HER BÂLİĞ OLAN KİMSEYE VÂCİB (GİBİ)DİR" HADÎSİ
Hadis :
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Cum`a gününün guslü her bâliğ olan kimseye vâcib (gibi)dir" buyurdukları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
CUM`ANIN MÜSTAHABLARI VE EBÛ SAİD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Her bâliğ olan (kimseye) cum`a günü gusletmek ve imkân bulursa gerek misvaklenmek, gerek hoş koku sürünmek vâcib (gibi) dir." buyurduğuna şehâdet ederim.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
EBÛ SAİD-İ HUDRÎ`NİN BAYRAMDA HUTBENİN NAMAZDAN SONRA OKUNACAĞINA DÂİR RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh RS (iyd-i) fıtır ile (iyd-i) adhâ günlerinde musallâya çıkardı. İlk başladığı şey namaz olurdu. Sonra (namazdan) çıkıp cemâat (oldukları hey`ette) saflarında otururken ayakta onlara dönüp kendilerine va`z buyurur, vesâyâda bulunur ve (ne emredecek ise) emrederdi. (Hattâ o esnâda) kimleri (gazâ için bir tarafa) gönderecek olur ise gönderir, yâhud (başka) bir şeyin yapılmasını emredecek olursa eder ve (ondan) sonra (musallâdan) avdet buyururdu. Ebû Saîd (-i Hudrî radiya`llâhu anh) der ki, nâs (sünnete muvâfık olarak) hep böyle yapıp (yâni namazı hutbeye takdîm edip) dururlarken ya bir (iyd-i) ahdâ, ya bir (iyd-i) fıtır gününde Mervân ile birlikte (musallâya) çıktım, o zaman Mervân Medîne emîri idi. Musallâya vardığımızda bir de baktım ki (orada) Kesîr İbni`s-Salt`ın binâ ettirdiği bir minber var. Mervân, namazı kıldırmadan minbere çıkmaya davranmaz mı? (Mâni` olmak için) elbîsesinden yakaladım. Çekiştik. (Nihâhet) o (benden kurtulup) minbere çıktı ve namazdan evvel hutbeyi îrâd etti. Ona: "Vallâhi siz (Sünnet-i Resûlü) tağyir etmiş oldunuz" dedim. "Yâ Ebâ Saîd, senin o bildiğin şey (artık) gitti, (hükmü kalmadı)" dedi. Ben de "Benim bildiğim şey (dediğine göre) bilmediğim şeyden vallâhi daha hayırlıdır" dedim. Bunun üzerine "Namazdan sonra nâs (bizi dinlemek üzere) karşımıza oturmıyacakları için (hutbeyi) ben namazdan evvele aldım" cevâbını verdi.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
BU BÂBDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Makburî demiştir ki: Biz bir cenâzede bulunduk. Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh Mervâ`nın elinden tuttu. Cenâze (omuzdan yere) konulmazdan evvel oturdular. Bunun üzerine Ebû Saîd (-i Hudrî) radiya`llâhu anh geldi. Mervân`ın elinden tuttu. Ve: - Kalk, dedi. Vallâhi şu adam (Ebû Hüreyre) bilir ki, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bizi cenâze omuzdan yere indirilmedikçe oturmaktan nehyederdi, dedi. Ebû Hüreyre de: - Ebû Saîd doğru söylüyor, diye tasdîk eyledi.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
BU BÂBDA VÂRİD OLAN HADÎSLERDEN EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: Cenâze (tabuta) konulup erkekler omuzlarına yüklendiklerinde o cenâze iyi bir kişi ise: Beni (sevâbıma) ulaştırınız, der. Eğer o cenâze kötü bir kişi ise: Eyvâh! Bu cenâze ile nereye gidiyorsunuz? diye feryâd eder. Cenâzenin bu sayhasını (gâfil) insandan başka her mevcûd işitir. İnsan da bunu duysa derhal bayılır.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
NİSÂB-I ZEKÂT HAKKINDA EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ RADİYA`LLÂHU ANH HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Beş okıyye (yâni iki yüz dirhem) den az miktar (daki gümüş) de zekât yoktur. En aşağı üçer yaşında beş deveden aşağısında da zekât yoktur. Beş vesak miktârının mâdûnunda (ki hurma, üzüm ve hubûbatta) dahi zekât vâcib değildir.
Sıra :