Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Ömer

Abdullâh b. Ömer - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: İbn-i Ömer (Medîne`de Irak`lı) bir cemâate hurma yedikleri sırada uğramış (hurmayı ikişer ikişer yediklerini görmüş) de: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem hurmayı ikisini birleştirerek yemekten nehyederdi. Meğer ki, sizden bir kimse (mü`min) kardeşinden izin istemiş (almış) ola, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: her kim ki memlûkteki hissesini bağışlar ve memlûkün (bakıyye-i) semenine bâliğ olur derecede malı bulunursa o sehim için köleye âdilâne kıymet konulur da mu`tık, (vücûben) şeriklerine hisseler (inin kıymet) ini verir ve onun hesâbına köle âzâd olur. Şâyed mu`tikın, şeriklerinin hisselerini ödeyecek malı bulunmazsa, köleden âzadladığı hissesi âzâd olur.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Medîne`yi basmak isteyen) Benî Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar gafil bulunuyorlardı; yaylım hayvanları da su başında sulanıyordu. Resûl-i Ekrem bunların kıtâle tesaddî edenlerini katletti, zürriyetlerini esîr eyledi. O günü Cüveyriye radiya`llahu anhâ`yı da ihtiyâr buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
İPEKLİ GİBİ ERKEKLERE GİYİLMESİ HARAM VEYA MEKRUH OLAN BİR ŞEYİN HEDİYE EDİLMESİ CÂİZ OLDUĞUNU İFÂDE EDEN İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir. Müşârün-ileyh demiştir ki: (Bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kızı Fâtıma radiya`llahu anhâ`nın evine gelmişti de Fâtıma`nın yanına girmemişti. Sonra Alî geldi (Fâtıma`yı mükedder gördü.) Fâtıma da ona vâkıayı anlattı. Alî, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - (Yâ Resûlullah! Evimize gelip de Fâtıma`nın yanına girmemeniz, kederlendirmiştir, diye) vâkıayı arzetti. Aleyhi`s-salâtu ve`s-selâm: - Hakîkaten ben (geldim, fakat) onun kapısında türlü renklerle nakışlı bir perde gördüm, diye hikâye etti. Ve: Benimle (bu ziynetli) dünyâ arasında ne münâsebet var? buyurdu. Alî radiya`llahu anh Fâtıma`ya gelip bunu hikâye etti. O da: - Resûlullah bu perde hakkında ne dilerse onu bana emretsin! dedi. (Fâtıma`nın bu sözü Resûlullah`a erişince): - Fâtıma bu perdeyi muhtac bir âile sâhibi olan fülâna gönderir! buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN SUHEYB İBN-İ SİNÂN`A İKİ EV VE BİR DE EVDEN MÜFREZ BİR ODA HEDİYE BUYURDUKLARINA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER`İN ŞEHÂDETİ VE RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh Hazretleri Mervân` (ın Medîne vâliliği) zamânında Suheyb`in çocukları lehine: "(Vallahi) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Suheyb`e iki ve ve bir hücre hediye etti" diye şahâdet etmiş. Mervân da İbn-i Ömer`in bu şahâdeti (ve tâlibin yemîni) ile Suheyb`in çocukları lehine hükmetmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
ÇOCUKLARIN BÜLÛĞ HADDİ VE ŞEHÂDETE EHLİYETLERİ ZAMÂNINI BİLDİREN ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Uhud günü on dört yaşında bulunna İbn-i Ömer`i gözden geçirdi de bana (sinnen bâliğ değildir, diye gazâya iştirâke) izin vermedi. Sonra Handek günü beni gözden geçirdi. O sırada ben on beş yaşında idim. Bu def`a bana izin verdi, (demiştir).
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
MAHLÛKÂTA YEMÎN, MESELÂ PEYGAMBER, KÂ`BE, ANA, BABA, SOY, CEBRÂİL, SAHÂBE ADLARINA YEMÎN ETMEK MEKRÛHTUR
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: yemîn etmek isteyen kimse Allah (ın ismine, yâhud sıfâtından bir sıfâtın) a yemîn etsin, yâhud sussun (da asla yemîn etmesin), buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
MÜZÂREADA TARLA SÂHİBİNİN DİLEDİĞİ ZAMAN YARICIYI TARLASINDAN ÇIKARMAK ŞARTI MU`TEBER OLDUĞUNU İFÂDE EDEN İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Hazret-i Ömer`in hilâfeti zamânında) Hayber halkı (şakavete başlayıp) Abdullah İbn-i Ömer`i (bir gece damdan aşağı atarak) ellerini, ayaklarını kırıp büktükleri târihte (Medîne`de) Hazret-i Ömer hutbe îrâdına kıyâm edip demiştir ki: - (Vaktiyle) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber Yehûdîlerini (iğtinâm edilmezden evvelki) malları (olan hurmalıkları) na yarıcı tâyin ederek: "Allah`ın size mukadder kıldığı vatanınızda biz de sizi terk ediyoruz" buyurmuştu. Şimdi ise (bunlar hıyânet etmeğe başlamış, hattâ oğlum) Abdullah İbn-i Ömer Hayber`deki malına (bakmağa) gittiğinde geceleyin oğluma tecâvüz edilmiş ve (bulunduğu evin üst katından aşağı atılarak) iki eli ve iki ayağı çarpılmıştır. Binâenaleyh bizim için Hayber diyârında Yehûdîlerden başka bir düşman yoktur. Bunlar muhakkak bizim düşmanımızdır. Ve nazarımızda müttehemdirler. Şimdi ben, bunları sürüp çıkarmak fikrindeyim, dedi. Ömer, Yahudîleri tehcîre azmedince bunların reisleri olan Ebü`l-Hukayk oğullarından birisi (Medîne`ye) geldi. Ve: - Yâ Emîre`l-mü`minîn! Bizi diyârımızdan çıkarmak mı istersiniz?. Halbuki bizi Hayber`de Muhammed bırakmıştır. (Muzârea sûretiyle) mallarımızda çalışmamıza müsâade etmiş ve âmil olarak diyârımızda kalmağı şart kılmıştır, dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: - Sen beni, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in söylediği şu sözleri unuttu mu sanırsın?: Vaktiyle Resûlullah sana: "ileride Hayber`den çıkarılıp -mezâhim-i seferiyyeye tahammül eden- kuvvetli deven seni (diyâr-ı hicretine) sürüklediği zaman hâlin nasıl olur?" buyurmuştu, diye cevap verdi. Yehûdî reisi de: - O söz, bana Ebü`l-Kasım tarafından ufak bir lâtîfe olarak söylenmişti, diye mukabele etti. Ömer de: - Ey Allah`ın düşmanı, yalan söyliyorsun! diye reddeyledi. Ve Hayber Yehûdîlerini (Hicaz kıt`ası hâricine) sürüp çıkardı. Fakat hurmadan ellerinde bulunan mahsûlün kıymetini mal, deve, deve palanı, deve yuları ve bunlardan başka meta` olarak onlara verdi.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
VASIYYETE TERGÎBE DELÂLET EDEN ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Vasıyyet edecek dünyâlığı bulunan müslüman bir kişiye, vasıyyeti yanında yazılı bulunmadıkça, iki gece yatması muhakkak sûrette câiz değildir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BU HUSÛSA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyhin pederi Hazret-i Ömer Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in zamân-ı saâdetinde Semğ denilen öz malı bir hurmalığı vakfetmek istiyerek: - Yâ Resûla`llah! Ben nazarımda en güzel ve kıymetli bir hurmalığa mâlik bulunuyorum. Hâlis kazancım olan bu malımı vakfetmek istiyorum, diye Resûl-i Ekrem`den sormuş. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu hurmalığın aslını, rakabesini vakfet! Artık o satılmaz, hibe edilmez, vâris olunmaz, yalnız onun mahsûlü (müstahikkına) infâk edilir, yedirilir, buyurdu. Ömer de bu malını o sûretle vakfetti. Ve bu sadakası, Allah yolunda gazâ eden mücâhidlere, esâretten kurtulmak istiyen kölelere, konuklara, misâfirlere, vâkıfın yakın akrabâsına meşrût idi. Bununla berâber mütevellî nasb olunan kimsenin, vakfın rakabesine tecâvüz etmiyerek yalnız nemâsından örfe göre yemesinde, yâhud dostuna yedirmesinde de günah yoktur.
Sıra :