Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Ömer

Abdullâh b. Ömer - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Fasil :
Baslik :
MUHALLİKÎN VE MUKASSIRÎN HAKKINDA DÜÂ-İ NEBEVÎ`YE DÂİR İBN-İ ÖMER RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! diye duâ buyurmuş, Ashab-ı Kirâm da: - Yâ Resûla`llah! Cenâb-ı Hak saçlarını kestirenlere de rahmet buyursun, demişler. Resûlullah yine: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! demiş. Ashâb-ı Kirâm tekrar: - Yâ Resûla`llah! Allah saçlarını kestirenlere de rahmet etsin, demişler. Resûlallah bu def`a: - Yâ Rab, saçlarını kestirenlere de rahmet eyle! diye duâ etmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
REMY-İ CİMÂRE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER VE ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLERİ
Hadis :
(Vebre isminde) bir kimse: - (Eyyâm-ı teşrikteki) cemreleri ne zaman atayım, diye sormuş. İbn-i Ömer de cevâben: - Emîr-i haccın atmağa başladığında sen de cemreleri atarsın, demiştir. Vebre süâlini tekrâr edince, İbn-i Ömer cevâben: - Biz, (Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında) vakt-i remyi mürâkabe ederdik. Ve güneşin zevâli sırasında remyederdik, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
REMY-İ CİMÂRE DÂİR İBN-İ MES`ÛD`UN VE İBN-İ ÖMER`İN DİĞER BİR RİVÂYETİ
Hadis :
(Oğlu Sâlim rivâyet edip) demiştir ki: İbn-i Ömer, Cemre-i dünyâda yedi çakıl atar ve her çakılın remyini müteâkib tekbir alırdı. Sonra İbn-i Ömer buradan vâdînin ortasındaki düzlüğe iner, ve orada kıbleyi istikbâl (ve cemreyi istidbâr) ederek uzun zaman kaim olur. Ve iki elini kaltırarak duâ ettikten sonra (cemre-i) vüstâyı atardı. Bundan sonra İbn-i Ömer vâdînin şimal cihetine doğru yürür, (birincideki gibi) batn-i vâdîdeki düzlüğe iner, (ve Akabe mevkiine gelir) di. Burada da uzun zaman Kıble`ye karşı kaimen ellerini kaldırarak duâ ettikten sonba, batn-i vâdîden de Cemre-i Akabeyi atardı. Ve burada (duâ için) beklemeyip dönerdi. Ve (babam) Abdullah İbn-i Ömer: - Bu menâsiki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in böylece edâ buyurduğunu gördüm, der idi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAC MEVSİMİNDE TİCÂRET ETMENİN CEVÂZI. UKÂZ, ZÜ`L-MECÂZ, MECENNE, HUBÂŞE PANAYIRLARI
Hadis :
(Nâfi`in rivâyetine göre): İbn-i Ömer, Mekke`ye gelirken Zîtuvâ mevkiinde geceler, sabah olunca Mekke`ye dâhil olurmuş. Minâ`dan dönüşte de Zîtuvâ`ya gelir, sabaha kadar orada gecelermiş ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in de burada beytûtet buyurduğunu yâd edermiş.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN ÖMRESİNİN KEMİYETİ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ÖMER RİVÂYETLERİ
Hadis :
Ravi`den hacdan evvel (îfâ edilen) ömre (nin hükmü) sorulmuş, o da : beis yoktur, diye cevâb vermiş, ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de haccetmezden evvel ömre etti, demiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM BİR GAZÂDAN, BİR HAC VEYA ÖMREDEN DÖNDÜĞÜNDE HER YÜKSEK MAHALDE ÜÇ KERE TEKBÎR GETİRİP RİVÂYET OLUNAN DUÂYI OKUDUKLARINA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir gazâdan, bir hacdan, bir ömreden döndüğünde her yüksek mahalde üç kerre tekbir getirir, sonra şöyle duâ buyururdu: Lâ ilâhe illa`llahü vahdeh; lâ şerîke leh; lehü`l-mülkü ve lehü`l-hamd; ve hüve alâ külli şey`in kadîr. Âyibûne, Tâibûne, Âbidûne, Sâcidûn; li-Rabbinâ hâmidûn. Sadaka`llahü va`deh ve nasara abdeh ve hezeme`l-ahzâbe vahdeh "= Yâ Rab! Sen`den başka ma`bud yoktur, yalnız Sen varsın!. Sen`in şerîkin yoktur. Bütün mülk Sen`indir, bütün hamd de Sen`indir. Allah, her şey`e kadirdir. Allah`ım! Biz Sana (, bize bahşettiğin ana vatana) yöneldik; (günahlarımızdan) tevbe ediyoruz; biz, ancak Rabbımıza ibâdet, Rabbımıza secde, Rabbımıza hamd ederiz. Cenâb-ı Hak va`dinde sâdıktır; kuluna nusrat etmiştir, yalnız başına bütün (eyyâm ü mevâtindeki) şirk bölgelerini dağıtmıştır".
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
İHSÂRIN YÂNİ HACDAN MEMNÛİYETİN HÜKMÜNE DÂİR İBN-İ ABBÂS VE İBN-İ ÖMER HADÎSLERİ
Hadis :
Müşârün-ileyh şöyle dermiş: Sizden biriniz (Arafat`a çıkamıyacak sûrette) hacdan men` edilirse (temessük için) size Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in sünneti kâfî değil midir? O muhsar, Beyti tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`y eder. Sonra muhrime haram olan her şey buna halâl olur. Nihâyet gelen sene hacceder, bu kımse ya kurban keser, yâhud kurban bulamazsa oruç tutar.
Sıra :
 
Baslik :
RÜ`YET-İ HİLÂL İLE RAMAZAN VE BAYRAM YAPILMASI VE MAĞMÛM HAVADA TEKMÎL-İ SELÂSÎN İLE HİSÂB EDİLMESİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Ey ümmetim! (Hilâl-i) Ramazân`ı gördünüz mü oruç tutunuz, yine Hilâl`i gördüğünüzde iftâr ve Bayram ediniz. Eğer Hilâl size bulutlu, kapalı bulunursa artık onu yâni Hilâl-i Ramazân`ı (tekmîl-i selâsîn ile) takdîr ve hisâb ediniz. (Ve Ramazân`ı otuza doldurarak Bayram yapınız).
Sıra :
 
Baslik :
ORUCUN SÂİM ÜZERİNDEKİ TERBİYETKÂR TE`SÎRİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Bir ay, yirmi dokuz gecedir. Hilâl-i görmedikçe oruç tutmayınız!. Eğer Hilâl ile aranıza bulut haylûlet ederse, Şa`bân`ın sayısın otuz (gün)e doldurup tamamlayınız!" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
ŞÜHÛR-İ ARABİYYENİN KÂH YİRMİ DOKUZ KÂH OTUZ OLDUĞUNA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER`İN MÜHİM BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den şöyle buyurduğunu işittiği rivâyet edilmiştir: Biz meâşir-i Arab; ümmî, (anadan doğma sıfatta) bir cemâatiz: ne yazı yazarız, ne de (nücûmun seyrini,) hisâb (ını) anlarız. (Bize lâzım olan) bir ay (kâh) şöyledir, (kâh) böyledir. (Râvî der ki:) Resûlullah, bununla bir def`a ay yirmi dokuz, bir kere de otuzdur, demek iste(r gibi mübârek parmaklariyle işâret buyur)du.
Sıra :