Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Abbâs

Abdullâh b. Abbâs - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Fasil :
Baslik :
HİBEDEN RÜCÛUN AHLÂKÎ VAZİYETİ VE ZEMMİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: [Hibesinden geri dönen her kişi kay`eden, sonra kay`ine döne (rek yiye)n kelb gibidir] buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BÜDEYL İBN-İ VERKA`IN BİR GEMİ İÇİNDE ÖLÜRKEN VASIYYETNÂME YAZMASI VE TEMÎMDÂRÎ İLE ADİY İBN-İ BEDDÂ`İ VASÎ TA`YÎNİ VE NETÎCESİ GARİP BİR VAK`A OLAN İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Benû Sehm`den (müslüman) bir kişi, Temîm-dârî ve Adiy İbn-i Beddâ` ile birlikte (sefere) çıkmış ve müslüman bulunmıyan bir yerde ölmüştü. Bunlar, Sehmî`nin terikesiyle (vârislerin yanına) geldiklerinde vârisler (eşya arasında) altun kakmalı gümüş bir bardağı bulamadılar. (İki yoldaşın inkârı ve da`vânın Resûlullah`a arzı üzerine) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunlara yemîn ettirdi. Sonra bardak Mekke`de bulundu. Ve bardağın zilyedleri: - Biz bunu Temîm ile Adiy`den satın aldık, dediler. Bunun üzerine Sehmî`nin velîlerinden iki kişi kalkarak: - Bizim şehâdetimiz onların şahâdetlerinden şüphesiz daha haklıdır. Ve bu bardak kat`î sûrette sâhipleri (mîrasçıları) na âittir, diye yemîn ettiler.
Sıra :
 
Baslik :
MÜSLÜMANLARIN İLK GAZÂSI OLAN BEDİR GÜNÜ RESÛLULLÂH`IN; RABBIM! PEYGAMBER`E AHDİNİN VE BANA ZAFER VA`DİNİN YERİNE GETİRİLMESİ ZAMÂNI HULÛL ETTİ. BUNU SEN`DEN DİLERİM! NİYÂZI ÜZERİNE: (HER HALDE MÜŞRİK
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in (bir rivâyete göre Bedir günü) küçük ve toparlak bir çadır içinde: - Yâ Rab! (Peygamberlerine yardım edeceğin hakkındaki) ahdini ve (zafer) va`dini (yerine getirmeği) Sen`den isterim. Allah`ım! Eğer (mü`minlerin helâkini) dileyorsan bu günden sonra Sana ibâdet eden bulunmayacaktır. (Resûlullah ellerini yukarı kaldırarak bu duâsına arkasından rıdâsı düşünceye kadar devâm etmiştir. Ebû Bekr rıdâsını alıp omuzlarına koymuş ve arkasında beklemiştir. Nihâyet) Ebû Bekr Resûlullah`ın elini tutarak: - Bu kadar dilek yetişir yâ Resûla`llah!. Rabb`ına karşı duâda ısrâr buyurdun. (Allah, sana va`dettiği zaferi yakında verecektir) dedi. Bu sırada Resûlullah bir zırh içinde idi. Bu duâdan sonra Resûlullah şu (meâldeki) âyetleri okuyarak çadırdan çıktı: - Her halde (Bedir`deki) bu topluluk yakında hezîmete uğratılacak ve onlar, (Kureyş) arkalarına dönüp gideceler. Belki (bu gidişin müntehâsı) azablarının vaad olunduğu saattir ki, o saat (in azâbı), daha büyük bir belâdır. Ve daha acıdır.
Sıra :
 
Baslik :
KADININ MAHREMSİZ SEFERDEN NEHYİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittiği rivâyet olunmuştur: - Hiç bir erkek (mahremi olmıyan) bir kadınla sakın tenhâ bulunmasın!. Hiç bir kadın da kendisiyle berâber bir mahremi (nikâh geçmez hısımı) bulunmaksızın sakın sefer etmesin!. Resûlullah`ın bu nehyi üzerine (Ashâb`dan) bir kişi ayağa kalkarak: - Yâ Resûla`llah! Ben şöyle şöyle bir gazâya yazılmıştım; halbuki zevcem haccetmek üzere yola çıkmıştır (ne buyurulur?) diye sordu. Resûlullah: - Haydi sen de git, karınla berâber haccet! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
ATEŞLE TA`ZİBTEN NEHİY HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Alî radiya`llahu anh`in bir kavmi, (kendisinin ülûhiyetini iddiâ eden Abdullah İbn-i Sebe`nin cemâatini) ateşle yaktığı (haberi) İbn-i Abbâs`a eriştiği zaman: Eğer ben (Alî`nin yerinde) olsaydım bunları yakmazdım. Çünkü Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "İnsanları (yakarak) Allah`ın azâbiyle ukubetlendirmeyin!" buyurdu. Yine ben (Alî`nin yerinde olsaydım) onları muhakkak öldürürdüm. Nasıl ki, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Her kim dînini (ki, Müslümanlıktır) değiştirirse, onu hemen öldürünüz!" demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN ÖLÜM HASTALIĞINDA VASIYYETNÂME YAZILIP YAZILMAMASI YOLUNDA İHTİLÂF EDİLMESİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ;İBN-İ ABBÂS BU RİVÂYETİNDE PEYGAMBERİMİZİN ÜÇ VASIYYET ETTİĞİNİ, BİRİSİ ARAB CEZ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh bir kere: hani o perşembe günü (o ne fenâ gündü?), o perşembe günü, ne acı gündü? demişti de sonra (inci tânesi gibi dökülen) göz yaşı tâ (yerleri) ıslatarak (ve o günü cereyân eden vâkıayı anlatarak) şöyle demişti: bir perşembe günü Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (son hastalığında) ağrısı artmıştı da: - Haydi bana (kalem kâğıt gibi) yazılacak bir şey getiriniz! Size bir kitap (vasıyyet-nâme) yaz (dır) ayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! buyurdu. (Şimdi Ömer orada bulunanlara: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in muhakkak ki, hastalığı ağırlaşmıştır. Yanımızda ise Allah`ın kitâbı vardır, o bize yetişir!, dedi). Bunun üzerine orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler. (Sözleri biribirine karıştı. Resûlullah da): - Hiç bir Peygamber`in yanında nizâ ve ihtilâf etmek doğru değildir, (haydi yanımdan kalkıp savulunuz!) buyurdu. Oradaki Ashab (dan bâzıları): - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (hastalığın şiddetinden) sayıkladı (da böyle söylendi) demişlerdi. Resûlullah: - Haydi beni (kendi hâlime) bırakınız! Benim şu içinde bulunduğum (mürâkabe ve Allah`a rücû için hazırlık) hâli, sizin beni da`vet ettiğiniz (kitâbet gibi) şeylerden hayırlıdır, buyurdu. Ve Resûlullah vefâtı zamânında yalnız üç şey vasıyyet etti: bütün müşrikleri Arab cezîresinden çıkarınızı, ve (dünyânın her tarafından gelekcek olan müslim, gayr-i müslim) elçilere, ferd ve hey`etlere nasıl ben izin verip hediyeler ikrâm ettimse, siz de benim gibi atıyyeler vermek sûretiyle hürmet gösteriniz! buyurdu. (İbn-i Abbâs): fakat ben (vasıyyetin) üçüncüsünü unuttum, (demiştir) .
Sıra :
 
Baslik :
KUR`ÂN-I KERÎM`İN YEDİ LÛGAT VE LEHCE ÜZERİNE NÂZİL OLDUĞU
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Cibrîl`e: - Ey Cibrîl, sen bizi şu ziyâretinden daha çok ziyâret etmez misin? demiş (ve daha sık gelmesini temennî etmiş) ti. İbn-i Abbâs der ki: bunun üzerine: [Biz melekler ancak Rabbının emriyle ineriz. Bizim (şimdi) önümüzde (olacak) ve arkamızda (olmuş bitmiş) ve bunların arasında (olmakta) bulunan bütün şuûnât, Allah`ın emir ve irâdesine tâbi`dir. Bununla berâber Rabb`ın seni unutur değildir] (meâlindeki âyet) nâzil oldu.
Sıra :
 
Baslik :
KUR`ÂN-I KERÎM`İN YEDİ LÛGAT VE LEHCE ÜZERİNE NÂZİL OLDUĞU
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Bana Cibrîl Kur`ân`ı, bir okunuş üzerine okuttu. Ben de durmadan bunun artması (ve Arabın bundan başka okuyuşlariyle de okunmasını) isterdim. Tâ yedi türlü okunuşa erişinceye kadar bu dileğimde ısrâr ettim. (Her talebim Allah tarafından is`âf olundu).
Sıra :
 
Baslik :
CENNET VE CEHENNEM`İN EL`ÂN MAHLÛK VE MEVCUT OLDUKLARI
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Mi`râc`da) bana gece sefer ettirildiğinde ben Mûsâ`yı esmer yüzlü, uzun boylu, kıvırcık saçlı (bir tipte) gördüm. Mûsâ (uzunluk ve esmerlik cihetiyle) sanki Kahtan adamlarından bir er kişi. Îsâ`yı da gördüm: ne uzun, ne kısa, orta boyda benzi kırmızı ile beyaza mâil olup başı, salıverilmiş düz saçlı kişi idi. Allah`ın bana gösterdiği hayrete şâyân daha birtakım garîbeler arasında Cehennem muhâfızı Mâlik`i ve Deccâl`ı da gördüm. Ey mü`min, Peygamberinin Mûsâ`ya kavuşmasından şüphede olma!
Sıra :
 
Baslik :
İBRÂHİM ALEYHİ`SELÂM
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Siz (kabirden kalktığınızda) ayağınız çıplak, vücûdünüz uryân, (anadan doğma) erlik yeriniz sünnetsiz olarak haşrolunacaksınız!" buyurmuş. Sonra Resûlullah: "Kıyâmet koptuğu gün biz, gök (tabakaların) ı, kitaplar içinde defter (yaprakları) dürer gibi düreceğiz. (İnsanları da) ilk yaratmağa başladığımız gibi va`dettiğimiz vechile iâde edeceğiz. Şüphesiz biz (va`dimizi) yaparız." (Meâlindeki âyeti okudu. Ve (şöyle dedi:) Kıyâmet günü (Peygamberlerden) ilk elbîse giydirilen kişi (en büyük babam) İbrâhîm`dir. Yine Kıyâmet günü Ashâbımdan bâzı kimseler (yakalanıp) sol tarafa (Cehennem tarafına) götürülürler. Hemen ben: onlar benim Ashâbımdır, (bırakın) diye sesleneceğim de bana: Yâ Muhammed! Emîn ol ki, sen bunlardan ayrıldığındanberi onlar ökçelerine basarak geri dönmüş mürtedlerdir! diye cevap verilecektir. Ben de Allah`ın sâlih kulu ve Peygamberi (Îsâ İbn-i Meryem) in dediği gibi (şöyle) diyeceğim: - Yâ Rab! Bunların içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerine şâhid ve nigehbân oldum. Beni sen vefât ettirince, onlar üzerine yalnız Sen murâkıp oldun. Esâsen Sen Rabbım, her şey`e şâhitsin! Eğer onlara azâb edersen, şüphesiz onlar Sen`in kullarındır; eğer mağfiret edersen yine şüphesiz Sen Azîz`sin, (ne dilersen yaparsın sana güç değildir) Hakîm`sin (âdilâne yaparsın!).
Sıra :