Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Abbâs

Abdullâh b. Abbâs - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
RESÛL-İ EKREM MUÂZ İBN-İ CEBEL`İ YEMEN`E GÖNDERİRKEN EVÂMİRİ CÜMLESİNDEN BİRİSİ DE: HALKIN, SÂHİBİ NAZARINDA EN KIYMETLİ MALINI ZEKÂT OLARAK ALMAMASI İDİ. BU HUSUSTA İBN-İ ABBÂS`IN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Muâz (İbn-i Cebel)i Yemen`e vâli gönderdiğine dâir hadîs. Buradaki rivâyette de İbn-i Abbâs, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: Ey Muâz! Sen ehl-i kitâb olan bir kavmin üzerine vâli gidiyorsun, buyurduğunu rivâyet ve hadîsin mâba`dini zikr ettikten sonra âhirinde Resûl-i Ekrem`in: "Ey Muâz! Halkın, sâhibi nazarında en kıymetli mallarını almaktan da hazer et!" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
ÖLÜ HAYVAN DERİSİNİN DEBÂĞATLE TAHÂRETİ HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Ümmü`l-mü`minîn) Meymûne radiya`llâhu anh`in mu`takası, kendisine sadaka malından verilen bir koyunu ölmüş buldu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Bunun derisinden istifâde eder misiniz? diye sordu. Orada bulunanlar: - Yâ Resûla`llâh! Bu koyun ölüdür, diye cevâb vermişlerdi. Resûlullâh: - Ölü hayvanın ancak etini yemek haram oldu, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
HACCIN VÜCÛBUNA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Vedâ` haccında) Fadl İbn-i Abbâs, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Has`am (kabîlesin) den genç bir kadın (istiftâ için) Resûlullâh`a geldi. Bu sırada Fadl kadına, kadın da Fadl` bakmağa başladı. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem hemen Fadh`ın yüzünü (eliyle kadından) başka tarafa çevirdi. Kadın: - Yâ Resûla`llâh! Allâh`ın kulları üzerinde hac husûsundaki farîzası babama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. Deve üzerinde duramıyacak bir haldedir. Kendisinden (vekâleten) ben hac edebilir miyim? diye sordu. Resûlullâh: - Evet, vekâleten hac edebilirsin! diye cevab verdi. Bu sual, cevab Haccetü`l-Vedâ` sırasında vâkı` oldu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
MEVÂKİT-İ HAC HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ VE BUNLARIN MEKKE`YE BU`D-İ MESÂFELERİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (şu mevzi`leri ihrâm için) mîkat tâyin buyurmuştur: Medîneliler için "Zü`l-Huleyfe"yi, Şam, (Mısır, Mağrib) ahâlîsi için "Cuhfe" yi, Necidliler için "Karn-i Menâzil" mevkıini, Yemenliler için "Yelemlem" i. Bu mahaller, Hac, Ömre etmek istiyen bilâd-i mezkûre ahâlîsi ile diğer memleketler halkından yolları bu mevâkıe uğrayan kimselerin mîkatlarıdır. Bunlardan başka bu mîkatlarla Mekke arasındaki memleketler halkı (Âfâkîler) de bulundukları mahallerden ihrâma girerler. Hattâ Mekkeliler de Mekke`den ihramlanırlar.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE KADAR ÜSÂME`NİN, MÜZDELİFE`DEN DE MİNÂ`YA KADAR FÂZIL İBN-İ ABBÂS`IN RESÛL-İ EKREM`E DEVE ÜZERİNDE REDİF OLDUKLARINA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Üsâme İbn-i Zeyd Arafât`tan Müzdefile`ye kadar Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Sonra aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Müzdefile`den "Minâ" ya gelinceye kadar da Fadl İbn-i Abbâs`ı irdâf etmişti. Bunların her ikisi de Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Cemretü`l-Akabe"yi remyedene kadar Telbiyeye devâm buyurduğunu haber vermişlerdir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
MENÂSİK HAKKINDA İBN-İ ABBÂS`IN CEMİYETLİ BİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ` için) gerek zât-i şerifleri, gerek Ashâbı saçlarını taradıkları, güzel kokular süründükleri, (en güzel) izâr ve ridâlarını geydikleri halde Medîne`den (öğle ile ikinde arasında) çıkmışlardı. Resûl-i Ekrem geyilmesi mu`tâd olan izâr ve ridâ nev`inden hiç bir şey`i geymekten kimseyi men` etmedi. Yalnız (kokusu ve rengi) vücûde bulaşacak derece za`feranlı libâsın geyilmesini istemiyordu. (Bu muhteşem hac mevkibi) gündüzün Zü`l-Huleyfe`ye vardı. (Öğle namazını orada kıldı. Ve Zü`l-Huleyfe`de geceledi. Sabahleyin) râhilesine bindi. "Beydâ`" dağına yükselince Resûl-i Ekrem ve Ashâb`ı ihlâl ve telbiye eylediler. Resûl-i Ekrem kurbanlık devesini (boynuna iki nal parçası takarak) kılâdeledi. (Hörgücünün sağ safhasını kanatarak nişanladı). Bu ihlâl ve taklid keyfiyetleri Zilka `de`den beş gün kala (ayın yirmi beşinde) olmuştur. Nihâyet Zilhicce`nin dördüncü günü Resûl-i Ekrem Mekke`ye vardı. Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetti. Kurbanlık develerine nişan taktığı için de artık o kurbanlar Bedene olmuş ve bu sebeble Resûl-i Ekrem ihramdan çıkmamıştı. Tavâf ve sa`yden sonra Resûl-i Ekrem Mekke`nin üstündeki "Hacun" mevkiine nâzil oldu. Resûl-i Ekrem hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Kâ`be`yi tavâf ettikten sonar Arafât`dan ininceye kadar Kâ`be`ye bir daha yaklaşmamıştır. Resûl-i Ekrem Ashâbına da Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetmelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını emreyledi. Bu emr-i Nebevî kendisiyle berâber kılâdelenmiş kurbanı bulunmayan hacılar hakkında idi. Böyle bir kimse ihramdan çıkmakla berâber yanında zevcesi varsa onunla cinsî münâsebeti, güzel koku sürünmesi, (mu`tâd olan) elbîsesini geymesi halâl olur.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
MENÂSİK HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK, İBN-İ ÖMER VE İBN-İ ABBÂS`IN HADÎSLERİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ben Mûsâ`yı (Ezrak) vâdîsine inerken telbiye eder bir halde gördüm" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Câhiliyet devrinde müşrikler hac aylarında ömre etmeği, yeryüzünde işlenen günâhların en ağırı zannederlerdi. Bunlar Muharrem ayındaki hurmeti de Safer ayına naklederek derlerdi ki: devenin arkasındaki yara iyi olur, huccâcın ayak izleri gider, Safer ayı da çıkarsa, artık ömre etmek işte o zaman ömreciye halâl olur. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ashâbiyle berâber (Zilhicce`nin) dördüncü gecesi sabahında hac niyetiyle telbiye ederek (Mekke`ye) gelmişlerdi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm, Ashâb`ına haclarını ömreye çevirmelerini, ve (tavâf, sa`y, tıraşla) ihramdan çıkmalarını emreyledi. (Kendisinde ömre edilmesini ekber-i kebâirden ad ve i`tikâd ettikleri için) hac aylarında ömre ile emredilmesi huccâca ağır geldi. Ve Resûl-i Ekrem`e: - Yâ Resûla`llâh, bu nasıl hıldir, nasıl ömredir? (İhrâmın haram kıldığı şeyleri bu da halâl kılar mı?) diye sordular. Resûl-i Ekrem: - (Eşhür-i hurümdeki) bu ömrenin edâsı da bunların hepsini halâl kılar, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: (Bir kere) İbn-i Abbas`tan birisi (Ebû Cemre) Temettüün hükmünden sormuş ve: - (Ben mütemetti` olarak haccetmek istiyorum), halk beni temettü`den nehyediyor, demiş. İbn-i Abbas da bu adama temettü` ile emretmiş. Ebû Cemre diyor ki: - Ben rü`yamda bana birisinin: "Temettü`, mebrûr bir hacdır, makbul bir ömredir" dediğini görmüştüm. Bu rü`yâmı İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`ya haber verdim. İbn-i Abbâs bana: - Temettû` Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetidir, dedi. (Ve: Hele yanımda otur da sana biraz dünyâlık vereyim, buyurdu).
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
YE`CÛC VE ME`CÛC`UN HURÛCUNDAN SONRA DA BEYTU`LLÂH`IN HACCEDİLECEĞİNE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ`NİN BİR HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kâ`be`yi yıkacak olan o apışak, iri ayaklı koyu siyah Habeşîyi Kâ`be`nin (duvar) taşlarını birer birer kopardığını görür gibi biliyorum" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :