Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Abdullâh b. Ömer
Abdullâh b. Ömer - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
EBÛ TÂLİB`İN HAZRET-İ RESÛL İLE İSTİSKÂ BUYURMALARI HAKKINDA RİVÂYET
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Medîne`de minbere çıkıp) istiskâ buyurduğunu ve daha inmesine mahal kalmadan bütün olukların gürül gürül aktığını görünce mübârek vech-i şerîflerine baka baka şâirin: ... sözünü -ki, (râvî, Abdullâh İbn-i Dînâr-ı Adevî`nin dediği üzere) Ebû Tâlib`in kelâmıdır- nice def`alar yâdetmişimdir.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
İBN-İ ÖMER`İN HADÎSİ
Hadis :
(Sened-i sahîh-i muttasıl ile) rivâyet olunduğuna göre (bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "İlâhî Şamımızda, Yemenimizde bize bereket ihsân et" diye duâ buyurdu. Bâzı kimseler: "Necdimizde de" (diye) niyazda bulundular, (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem tekrar:) "ilâhî Şamımızda, Yemenimizde bize bereket ihsân et" buyurdu. Onlar (yine:) "Necdimizde de" deyince: "Zelzeleler, fitneler işte oradadır. Şeytanın karni (yâni hizb ve ümmeti) de orada çıkacaktır" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
İBN-İ ÖMER`İN «MEFÂTÎH-İ GAYB = MUGAYYEBÂT-I HAMS» HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Gayb`ın anahtarları beş (dâne) dir ki, onları Allâhu Teâlâ`dan başkası bilemez. Yarın ne olacağını (Allah`dan başka) hiçbir kimse bilemez. (Ana) rahimleri(n)de ne(ler) bulunduğunu (Allah`dan başka) hiçbir kimse bilemez. Hiçbir nefs yarın (hayr ü şer) ne kazanacağnı bilemez. (Kezâ) hiçbir nefs hangi tarzda öleceğini bilemez. (Allah`tan başka) hiç bir kimse de yağmurun ne zaman geleceğini bilemez.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
AHD-İ NEBEVÎ`DE KALABALIKDA SECDENİN KEYFİYYETİNE DÂİR İBN-İ ÖMER RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (içinde) secde (âyeti) bulunan sûreyi bize okuyup secde buyururdu. Biz de (ona iktidâan) secde ederdik. O kadar (kalabalık ve sıkışık bir halde secde ederdik) ki bâzılarımız alnını koyacak yer bulamazdı.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
MİNÂ`DA KASR-I SALÂTA DÂİR İBN-İ ÖMER`İN RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Minâ`da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile, Ebû Bekr ile, Ömer ile, emâretinin evvellerinden Osmân (radiya`llâhu anhüm) ile birlikte (hep) ikişer rek`at kıldım. Sonradan (Osmân radiya`llâhu anh) namazı (dörde) itmâm etti.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
AKŞAM NAMAZININ ADEM-İ KASRINA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Gördüm ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (esnâ-yı seferde) acele sürüp gittiğinde akşam (namazın)ı te`hîr ederdi. (Konunca) onu üç rek`at kıldırıp selâm verirdi. Ondan sonra yatsı`yı ikâme edinceye kadar pek az bekleyip onu da iki rek`at kıldırır, selâm verirdi. Yatsı`dan sonra da gece ortasında kalkıncaya kadar (hiçbir nâfile) namaz kılmazdı.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ABDULLÂH İBN-İ ÖMER, RESÛL-İ EKREM`İN SEFERDE NÂFİLE KILDIĞINI GÖRMEDİM DİYOR
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuk ettim de seferde nevâfil kıldığını görmedim. Allâhu Teâlâ da: Muhakkak Resûlullâh size güzel bir nümûnedir" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
TEHECCÜD NAMAZININ FAZÎLETİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
İbn-i Ömer demiştir ki: "Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sağlığında (Ashâb`dan) birisi bir düş gördüğü zaman onu Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e hikâye ederdi. Ben de bir düş görmek ve onu Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzetmek isterdim. (O sırada) ben, (erken) tâze bir gençdim. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânının âdeti üzere mescidde uyurdum. Bir kere ben de rü`yamda gördüm ki: Gûyâ beni iki melek yakalayıp benimle Cehennem`e gittiler. Cehennem, kuyu duvarı gibi (taşla) örülmüş olarak göründü. Onun iki boynuz (gibi iki cenâh)ı vardı. Burada (Kureyş`ten) kendilerini iyice tanıdığım kimseler bulunuyordu. Şimdi ben: Cehennem`den Allâh`a sığınırım, demeğe başladım. (Bundan sonra) İbn-i Ömer demiştir ki: (Bu sırada) bize, başka bir melek mülâkî oldu. Ve bana korkma, dedi. Bu rü`yâmı (hemşîrem Ümmü`l-mü`minîn Hafsa`ya anlattım. Hafsa da Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzetti. Resûl-i Ekrem: Abdullâh ne iyi adamdır. Fakat gecenin bir kısmında (kalkıp da) namaz kılmağı âdet edinseydi, buyurmuş. Bundan sonra ben gecenin az bir kısmı müstesnâ olmak üzere geceleri uyumadım.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN ABDULLÂH İBN-İ ÖMER`İ TEHECCÜDE TEŞVÎKİNE DÂİR İBN-İ ÖMER`İN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
İbn-i Ömer demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında bir rü`yâ görmüştüm. Gûyâ elimde atlastan bir kumaş parçası bulunuyordu. Gûyâ, ben, Cennet`te bir yere gitmek istediğimde hemen o kumaş parçası (benimle) oraya uçardı. Yine (rü`yâmda) gördüm ki: Gûyâ iki (Melek) bana geldiler. İbn-i Ömer, hadîsin gerisini de anlatmıştır ki, o bakıyye-i hadîs, (yukarıda) geçmiştir.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Baslik :
KUBÂ MESCİDİNİN FAZÎLETİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
İbn-i Ömer, duhâ vakti namaz kılmazdı. Yalnız iki gündeki hâli bundan müstesnâ idi. (Bunun biri) Mekke`ye geldiği gündür. Çünkü İbn-i Ömer Mekke`ye duhâ vakti gelirdi. Müteâkıben (Beyt-i Şerîf`i) tavâf ederdi. Sonra da Makâm(-ı İbrâhîm)`in arka tarafında iki rek`at namaz kılardı. (Diğeri) Kubâ Mescidi`ne geldiği gündür. Çünkü İbn-i Ömer, her cumartesi günü Kubâ Mescidi`ni ziyârete gelirdi. Mescid`e girince oradan namaz kılmadan çıkmayı çirkin görürdü de nihâyet Mescid`de namaz kılardı. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (her cumartesi günü) bu Kubâ mescidini yaya veyâhut binitli olarak ziyâret ettiğini (ve iki rek`at namaz kıldığını) haber verirdi. Ve yine der idi ki: dostlarımın nasıl ziyâret ettiklerini gördüm ise, ben de o sûretle ziyâret ederim, ve ben, gece veya gündüz herhangi saatte namaz kılan bir kimseyi namazından men` etmem. Şu kadar ki, onlar da (namaz için) güneşin doğduğu veyâhut battığı vakti intihâb etmesinler.
Sıra :