Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre (Bâdiye halkından) bir kişi Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelerek: - Yâ Resûla`llah! Benim siyah çocuğum oldu. (Karımdan şüpheleniyorum) dedi. Resûl-i Ekrem de: - Senin develerin var mı? diye sordu. Bedevî: - Evet var, dedi. - O develerin renkleri nasıldır? diye sordu: - Kırmızdır, diye cevab verdi. - Bunların içinde beyazı siyaha çalar boz deve var mıdır? dedi. - Evet vardır, diye cevab verdi. Resûl-i Ekrem: - O boz renk nereden oldu? diye sordu. Bedevî - Soyunun bir damarına çekmiş olsa gerek, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Oğlun da eski bir soy köküne çekmiş olabilir, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
LİÂN HADÎSİ
Hadis :
Gelen -biribirlerine lâ`netle şahâdet eden karı koca hakkındaki hadîsde- Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in lâ`netleşen karı ile kocaya şöyle dediği rivâyet olunmuştur: - (Allah bilir ve bu cihetle) hesâbınız Allah`a âittir. (Kulun bildiği şudur ki:) İkinizden biri yalancıdır. (Ve zevce hitâb ederek: Mülâaneden sonra) kadın üzerinde alâkan ve kocalık hakkın kalmaz, (ayrılırsınız,) buyurdu. Bunun üzerine zevc: - Yâ Resûla`llah! Ya benim (mehir olarak verdiğim) malım ne olacak? dedi. Resûl-i Ekrem: - O mal sana âid değildir. Çünkü sen kadına zinâ isnâdında doğru olsan bile, o malı sen, kadının ırzını kendine halâl kılmak mukabilinde vermişdin (ve kadının olmuştu). Eğer sen zinâ isnâdında yalancı isen mehir malını istemek sana daha uzakdır, buyurdu.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
ÜMM-İ SELEME HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, kocası ölen bir kadının akrabâsı, onun gözlerinin ağrımasından endîşe ederek Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelip kadının gözlerine sürme çekmesine izin istediler. Fakat Resûl-i Ekrem izin vermedi, şöyle buyurdu: O kadın iddet içinde sürme çekemez. Hem ey kadınlar! (Câhiliyet zamânında) sizden biriniz (in kocası öldüğünde) en kötü elbîsesi içinde ve evininin en fenâ bir tarafında bir sene beklerdi (ve koku sürünmez, kocasının bir sene mâtemini tutardı). Bir sene tamâm olup da yanından bir köpek geçip gittiği sırada kadın yerden bir deve tezeği (alıp kendi omuzundan arkaya) atardı. (Ve bu sûretle mâteminden çıkardı). Hülâsa bu kadın kocasının vefâtından i`tibâren dört ay on gün geçmedikçe gözlerine sürme çekemez.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
EHLİNİ İNFÂK EDEN MÜSLÜMANIN BU İNFÂKININ SADAKA OLARAK KABÛL OLUNMASI
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Her hangi bir müslüman kendi ehline -Allah`ın rızâsını kasdederek- infâk edip zarûrî ihtiyâçlarını te`min ederse, bu infâk o müslüman için sadaka olur.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Baslik :
DULLARIN VE FAKÎRLERİN NAFAKASINI KAZANAN MÜSLÜMAN, ALLAH YOLUNDA HARB EDEN MÜCÂHİD GİBİDİR
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Dul kadınların ve bir günlük geçimi olmıyan fakirlerin nafakalarını kazanmağa koşan müslüman, Allah yolunad harb eden mücâhid gibidir. Yâhud gece namazlı, gündüz oruçlu kimse gibidir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
ÖMER İBN-İ HATTÂB HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (kendisine mahsûs olan) Benî Nadîr hurmalığının hurma mahsûlünü satardı ve âilesinin bir senelik nafakasını muhâfaza ederdi.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN EBÛ HÜREYRE`NİN KARNINI DOYURMASI
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir gün son derece acıkmıştım. Yolda Ömer İbn-i Hattâb radiya`llahu anh`e kavuşdum. Azîz ve Celîl olan Allah`ın kitâbında (ve Âl-i İmrân Sûresi`nden) bir âyeti bana okumasını (ve istifâde etmemi) ricâ ettim. Ömer evine girdi. Ve o âyeti bana okudu. (Halbuki maksadım okumak değildi, karnımı doyurmakdı. Ömer bunu anlamamışdı, evden ayrılıp) uzak gitmeden (şiddetli açlıkdan) yüz üstü düştüm. Bu baygınlık sırasında Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in baş ucumda dikilerek bana: Yâ Ebâ Hüreyre diye seslendiğini duydum. Hemen ben: Buyur yâ Resûla`llah, emrine hazırım, her saâdet senindir, dedim. Resûlullah elimi tuttu, beni kaldırdı. Ve bu düşkün vaziyetimi anladı. Beni evine götürdü. Hemen büyük bir bardak süt içmemi emretti. Onu içdim. Sonra: Tekrak iç yâ Ebâ Hüreyre, buyurdu. Bir bardak daha içdim. Sonra bir daha süt emretti. Ben de tekrar içdim. Artık karnımın vaziyeti düzeldi, bir ok gibi dümdüz oldu. Ebû Hüreyre (rivâyetine devâm ederek) der ki: Bir müddet sonra Ömer`e kavuşmuştum. Ve başımdan geçen bu vâkıayı anlatarak: "Yâ Ömer, Allah benim karnımı doyurmağa senden daha lâyık bir zâtı, (Resûl-i Ekrem`i) me`mûr etti. Vallahi ben senden bana bir âyet okuyup öğretmeni ricâ etmişdim. Halbuki ben o âyeti senden daha düzgün okurdum!" dedim. Bunun üzerine Ömer, "Vallahi yâ Ebâ Hüreyre, seni evime koyup doyurmak benim için kızıl develer misâli kıymetli dünyâlığa mâlik olmakdan daha sevimlidir!" dedi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN ÖMER RADİYA`LLÂHU ANH`E YEMEK ÂDÂBI VE BESMELE ÇEKMENİN FAZÎLETİ HAKKINDAKİ ÖĞÜTLERİ
Hadis :
Ebû Seleme`nin oğlu (ve Peygamberimizin oğulluğu) Ömer radiya`llahu anh`den rivâyete göre şöyle demiştir: Ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in terbiyesi altında bir oğlandım. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı. Resûlullah bana: - "Ey oğul, (yemeğe başlarken) Allah adını an, (Bismi`llâhi`r-Rahmâni`r-Rahîm de) sağ elinle ye ve sana yakın olan tarafdan ye!" buyurdu. Bundan sonra ben her zaman Besmele ile, sağ elimle, önümden yemek yedim.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
"Biz Esvedeyn denilen - hurma ile suya doyup kandığımız zaman Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem vefât etti" dediği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN YEMEK HUSÛSUNDA NE DERECE KANÂATKÂR OLDUĞUNU GÖSTEREN ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre müşârün-ileyh: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Allah`a kavuşana kadar ne hâlis buğday unundan yapılmış ince yufka ekmek, ne de kızartılmış körpe kuzu kebabı yedi" demiştir.
Sıra :