Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Sa`y

Sahih Buhari eserindeki Sa`y konusu ile ilgili hadisler

Fasil :
Konu :
Baslik :
BAKARA SURESİNİN 158 NOLU ÂYET-İ KERÎMESİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN ÂLİMÂNE BİR MÜTÂLÂASI
Hadis :
Âişe-i Sıddîka`dan kızkardeşinin oğlu Urve İbn-i Zübeyr, Allâhu Teâlâ`nın: "Safâ ile Merve Allâh`ın şiâr ve alâmetlerinden (iki tepe) dir. Kim ki Beytullâh`ı ziyâret veya ömre ederse, bu iki tepe arasında sa`yetmesinde günah yoktur" meâlindeki kavl-i şerîfinin hükmünden sorup. Şu halde: - Yemîn ederim ki, hiç bir kimse Safâ ile Merve arasında sa`yetmemekten dolayı günahkâr olmaz, (sa`y mübah olur) demiştir. Hazret-i Âişe şöyle cevab vermiştir: - Ey kardeşimin oğlu, ne fenâ söz söyledin. Eğer bu âyet-i kerîmenin hükmü senin te`vîl ettiğin gibi (sa`y mübah) olsaydı, âyet-i kerîme: "Safâ ile Merve arasında sa`y etmemekte günâh yoktur" sûretinde olurdu. Şu kadar ki, bu âyet-i kerîme Ensâr hakkında inzâl buyurulmuştur: Ensâr, müslüman olmazdan evvel "Menât-i Tağiye" putuna teabbüd için ihrâma girerlerdi. Bu puta (dikili bulunduğu) "Müşelled" mevkiinde ibâdet ederlerdi. Ensâr`dan ihramlanan kimseler, (kendi putları karşısında merkûz olan) Safâ ile Merve putları arasıda sa`yetmeği günâh addederlerdi. Ensâr müslüman olunca müşkül addettikleri bu vaziyeti Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den sordular. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Safâ ile Merve arasında sa`yetmek bize girân geliyor, dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: (Safâ ile Merve şeâir-i ilâhiyyedendir...) meâlindeki âyet-i kerîme`yi inzâl buyurdu. Âişe radiya`llâhu anhâ: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Safâ ile Merve arasında sa`yi (lisân-ı Kur`an`la) teşrî` buyurdu. Bunlar arasında sa`yi terk etmek kimse için câiz değildir, demiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM BİR GAZÂDAN, BİR HAC VEYA ÖMREDEN DÖNDÜĞÜNDE HER YÜKSEK MAHALDE ÜÇ KERE TEKBÎR GETİRİP RİVÂYET OLUNAN DUÂYI OKUDUKLARINA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir gazâdan, bir hacdan, bir ömreden döndüğünde her yüksek mahalde üç kerre tekbir getirir, sonra şöyle duâ buyururdu: Lâ ilâhe illa`llahü vahdeh; lâ şerîke leh; lehü`l-mülkü ve lehü`l-hamd; ve hüve alâ külli şey`in kadîr. Âyibûne, Tâibûne, Âbidûne, Sâcidûn; li-Rabbinâ hâmidûn. Sadaka`llahü va`deh ve nasara abdeh ve hezeme`l-ahzâbe vahdeh "= Yâ Rab! Sen`den başka ma`bud yoktur, yalnız Sen varsın!. Sen`in şerîkin yoktur. Bütün mülk Sen`indir, bütün hamd de Sen`indir. Allah, her şey`e kadirdir. Allah`ım! Biz Sana (, bize bahşettiğin ana vatana) yöneldik; (günahlarımızdan) tevbe ediyoruz; biz, ancak Rabbımıza ibâdet, Rabbımıza secde, Rabbımıza hamd ederiz. Cenâb-ı Hak va`dinde sâdıktır; kuluna nusrat etmiştir, yalnız başına bütün (eyyâm ü mevâtindeki) şirk bölgelerini dağıtmıştır".
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
KAZÂ ÖMRESİ HAKKINDA İBN-İ EBÎ EVFÂ HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (kazâ) ömresi yaptığı zaman biz de berâber idik. Resûlullah Kâ`be`yi tavâf etti; biz de kendisiyle berâber tavâf ettik. O namaz kıldı; biz de onunla kıldık. Resûlullah Safâ ile Merve arasında sa`yetti. Bu sırada biz Resûlullah`ı, Mekke halkından herhangi birisinin bir sûretle zararı dokunmasından koruyorduk.
Sıra :