Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ümmü`l-mü`minîn Âişe

Ümmü`l-mü`minîn Âişe - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
ABESE SÛRESİ VE HZ. ÂİŞE HADİSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Kur`ân`ı ezberliyerek (talâkatle) okuyan hâfızın benzeri, vahiy getiren meleklerdir. (Fazîlette ikis berâberdir). Kur`ân`ı hâfız olmıyarak okuyan ve bu sûretle okumak kendisine zorluk veren kimse için de iki ecir vardır: (Kur`ân okumak ecri, zorluk ecri).
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Hiç bir kimse yoktur ki (kıyâmet günü) hesâba çekilsin de helâk olmasın" buyurduğu rivâyet olunmuştur. Bu hadîsin geri kalan ksımı Kitabü`l-İlim`de geçti.
Sıra :
 
Baslik :
KEVSER SÛRESİ VE ÂYETLERİNİN TEFSÎRLERİ VE ENES İBN-İ MÂLİK İBN-İ ABBÂS RADİYA`LLÂHU ANHÜMÂ HADİSİ VE HZ. ÂİŞE RADİYA`LLÂHU ANHÂ HADİSİ
Hadis :
Rivâyete göre (Ebû Ubeyde tarafından Hazret-i) Âişe`ye: (Yâ Muhammed, emîn ol sana biz Kevser verdik!) âyetinin tefsîri soruldu. O da: "Kevser muazzam bir ırmaktır ki, Peygamberiniz salla`llahu aleyhi ve sellem`e bahşolunmuştur. Onun iki taraf sâhili, içi boş hâlis inci üzerine binâ kılınmıştır. Bu (mübârek) nehrin bardakları yıldız sayısıncadır", diye cevab verdi.
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN İHLÂS OKUMAĞA DEVÂM BUYURMASI VE HZ. ÂİŞE HADİSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem her gece yatağına geldiği zaman iki elini birleştirerek bunlara nefes etmeğe başlayıp: Kul Hüva`llahü Ehad ve Kul Eûzü Bi-Rabbi`l-Felâk ve Kul Eûzü Bi-Rabbi`n-Nâs (sûrelerini) okurdu. (Ellerine üflerdi.) Sonra iki eliyle vücûdunun ön kısmını meshetmeğe başlardı. (Sonra vücûdunun arka tarafını meshederdi) Ve böyle okuyup üfliyerek vücûdunu meshetmeyi üç def`a tekrarlardı.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİNE GÖRE BÂKİRİ NİKÂH EFDALDİR
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e: Yâ Resûla`llah lûtfen bana bildirir misin? Sen bir vâdiye insen de orada iki nevi` ağaç bulsan 1) Üzerindeki mahsûlü yenilmiş. 2) Mahsûlü yenilmemiş. Deveni hangisinde yayar, otlarsın? diye sordum. Resûlullah: başkası tarafından otlatılmıyan ağaçta, dedi. (Âişe: Ben işte o ağacım, dedi.) Hazret-i Âişe bu sorusu ile Resûlullah`ın kendisinden başka bâkir kız olarak kimseyi tezevvüç etmediğini kasdediyordu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİNE GÖRE BÂKİRİ NİKÂH EFDALDİR
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ebû Bekir`den Âişe`yi nikâhlamak için istedi. Ebû Bekr radiya`llahu anh: Fakat ben senin kardeşinim, demişti. Resûl-i Ekrem de: Ey Ebû Bekr, sen benim Allah`ın dîninde ve kitâbında kardeşimsin. Bu cihetle Âişe bana halâldir, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
EBÛ HUZEYFE`NİN HAL TERCEMESİ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre Ebû Huzeyfe İbn-i Utbe İbn-i Rebîa İbn-i Abdi Şems -ki, bu Ebû Huzeyfe Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber Bedir gazâsında bulunmuştu. - Sâlim (İbn-i Ma`kıl) i oğul edinmişti. Nasıl ki Resûlullah da Zeyd`i oğul edinmişti. Ayni zamanda Sâlim`e, kardeşi Velîd İbn-i Utbe İbn-i Rebîa`nın kızı (Hind`i) nikâh etmişti. Halbukî Sâlim, Ensâr`dan (Sübeyte) kadının kölesi idi. Câhiliyet zamânında bir kimse birisini evlâd edinirse, halk evlâdlığı onun adiyle anardı. (Filânın oğlu filân derlerdi) ve evlâdlık, (neseb cihetiyle oğul gibi) o kimsenin mîrâsından istifâde ederdi. Bu töre, Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ: "Evlâtlıklarınızı (neseben) babaları adiyle çağırınız!" kavl-i şerîfini ... kelimesine kadar inzâl buyuruncaya kadar devâm etti ve bu âyetin nüzûlü üzerine artık âzâtlı köleler ve evlâdlıklar nesebî babaları adına iâde olundu. Bunlardan babaları bilinmiyenlerin de (eski efendisine) dinde dost ve kardeş oldu. Bu vaziyet üzerine Kureyşî, sonra Âmirî olan Süheyl İbn-i Amr`in kızı Sehle -ki, Ebû Huzeyfe`nin (öbür) karısıdır, (Sübeyte`nin de ortağıdır)- Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldi. Ve: "Yâ Resûla`llah! Biz Sâlim`i oğul edinmiştik. Halbuki Allahu Teâlâ evlâdlık hakkında bildiğiniz âyet-i kerîmeyi indirdi. (Şimdi ne buyurursunuz?)" diye sordu. (Buhârî`nin şeyhi) Ebû`l-Yemân bu hadîsi (müellif Buhârî`ye bu sûretle) rivâyet etti.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
İSLÂM`DA KEFÂET HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (amucası) Zübeyr (İbn-i Abdü`l-Muttalib) in kızı Dubâa`nın yanına gitmiş ve ona: Öyle sanıyorum ki hacca gitmek tedârikinde bulunuyorsun, demişti. Dubâa da: (Evet öyledir. Fakat) va`llahî kendimde hastalık hissediyorum, dedi. Resûl-i Ekrem: "Ey Dubâa sen haccet. Ve (hacca niyet edersen): Yâ Rab beni menâsik-i haccı îfâdan (hastalık gibi bir sebeble) men` ettiğin yerde ihrâmdan çıkacağım!" diyerek şart kıl, buyurdu. Bir de Dubâa (o sırada) Mikdâd İbn-i Esved`in taht-ı nikâhında idi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
RADÂ, NESEBİN HARÂM KILDIĞI HER ŞEYİ HARÂM KILAR HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre, Âişe (hazretleri bir kere) Hafsa`nın odası önünde izin istiyen bir erkek sesi işitmişti. Âişe der ki: Yâ Resûla`llah, şu adam evinize girmek için izin diliyor, dedim. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: Sanırım ki o, Hafsa`nın süt amucası filân kimsedir, buyurdu. Âişe der ki: Süt amucam filân hayatta olsaydı benim yanıma girebilecek miydi? diye sordum. Resûlullah: Evet girebilirdi, çünkü süt, velâdet ve nesebin haram kıldığı her şeyi haram kılar, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
RADÂIN AZI DA, ÇOĞU DA HÜRMETİ MÛCİB OLDUĞU HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre bir kere Âişe`nin odasında birisi otururken Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem içeri girdi. Resûl-i Ekrem bunu hoş görmediğini arz eder gibi sîmâsının rengi değişti. Bunun üzerine Âişe: Yâ Resûla`llah bu benim (süt) kardeşimdir, dedi. Resûl-i Ekrem de: Süt kardeşiniz kim olduğuna iyi dikkat ediniz radâ`a ancak mecâadandır, buyurdu.
Sıra :