Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ümmü`l-mü`minîn Âişe

Ümmü`l-mü`minîn Âişe - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN, EBÛ BEKR VE ÖMER`İN MEKKE`YE GİRDİKLERİNDE İLK EDÂ ETTİKLERİ İBÂDET, ABDEST ALIP TAVÂF ETMEK OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE RİVÂYETİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye) geldiğinde îfâya başladığı ilk ibâdet olmak üzere abdest aldı. Sonra tavâf etti. Sonra Resûl-i Ekrem bu tavâf ve sa`yi ömre addetmedi, Resûl-i Ekrem`den sonra Ebû Bekr ve Ömer radiya`llâhu anhümâ`da Resûl-i Ekrem gibi haccettiler. (Tavaf ve sa`yi ömre saymadılar).
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
BAKARA SURESİNİN 158 NOLU ÂYET-İ KERÎMESİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN ÂLİMÂNE BİR MÜTÂLÂASI
Hadis :
Âişe-i Sıddîka`dan kızkardeşinin oğlu Urve İbn-i Zübeyr, Allâhu Teâlâ`nın: "Safâ ile Merve Allâh`ın şiâr ve alâmetlerinden (iki tepe) dir. Kim ki Beytullâh`ı ziyâret veya ömre ederse, bu iki tepe arasında sa`yetmesinde günah yoktur" meâlindeki kavl-i şerîfinin hükmünden sorup. Şu halde: - Yemîn ederim ki, hiç bir kimse Safâ ile Merve arasında sa`yetmemekten dolayı günahkâr olmaz, (sa`y mübah olur) demiştir. Hazret-i Âişe şöyle cevab vermiştir: - Ey kardeşimin oğlu, ne fenâ söz söyledin. Eğer bu âyet-i kerîmenin hükmü senin te`vîl ettiğin gibi (sa`y mübah) olsaydı, âyet-i kerîme: "Safâ ile Merve arasında sa`y etmemekte günâh yoktur" sûretinde olurdu. Şu kadar ki, bu âyet-i kerîme Ensâr hakkında inzâl buyurulmuştur: Ensâr, müslüman olmazdan evvel "Menât-i Tağiye" putuna teabbüd için ihrâma girerlerdi. Bu puta (dikili bulunduğu) "Müşelled" mevkiinde ibâdet ederlerdi. Ensâr`dan ihramlanan kimseler, (kendi putları karşısında merkûz olan) Safâ ile Merve putları arasıda sa`yetmeği günâh addederlerdi. Ensâr müslüman olunca müşkül addettikleri bu vaziyeti Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den sordular. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Safâ ile Merve arasında sa`yetmek bize girân geliyor, dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: (Safâ ile Merve şeâir-i ilâhiyyedendir...) meâlindeki âyet-i kerîme`yi inzâl buyurdu. Âişe radiya`llâhu anhâ: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Safâ ile Merve arasında sa`yi (lisân-ı Kur`an`la) teşrî` buyurdu. Bunlar arasında sa`yi terk etmek kimse için câiz değildir, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HACCETÜ`L-VEDÂ`DA MÜZDELİFE`DEN MİNÂ`YA HAREKETE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ABDULLAH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLEARİ
Hadis :
Vedâ` haccında biz, Müzelife`ye gelmiştik. Sevdv (bint-i Zem`a) halkın izdihâmından evvel kendisinin Minâ`ya gönderilmesi husûsunda Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istemişti. Sevde (iri yapılı), ağır canlı bir kadındı. Resûlullâh Sevde`ye izin verdi. Ve halkın izdihâmından evvel onu Minâ`ya gönderdi. Biz de sabaha kadar Resûlullâh`ın nezdinde kaldık. Sonra Resûlullâh bizi de, Sevde`yi gönderdiği gibi Minâ`ya gönderdi. (Kâşki) Sevde`nin isti`zân ettiği gibi ben de Resûlullâh`dan izin dileyeydim. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izti`zân etmekliğim, bana, dünyâya mâlik olmaktan daha sevimlidir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
BU HUSÛSA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ HADÎSİ
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye kurbanlık) koyun ihdâ buyurdu" vârid olmuştur. Yine Âişe radiya`llâhu anhâ`dan gelen diğer bir rivâyette de: "Resûllullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (kurbanlık) koyun kılâdeledi Ve ehli yanında muharremât-i ihramdan mücerred bir halde bulundu" sûretinde vârid olmuştur. Diğer bir tarikte de Hazret-i Âişe`nin: bu kurbanlıkların kılâdelerin yanımdaki (renkli) bir softan büktüm, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ ALÎ`YE RESÛL-İ EKREM NÂMINA KESTİĞİ KURBAN DEVELERİNİN ÇULLARINI VE DERİLERİNİ TASADDUK ETMESİNİ EMRETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ALÎ`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Sıddîka-i Müşârün-ileyhânın: "Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem ile biz, (Vedâ` Haccı`na) Zilka`de`den beş gün kala (Medîne`den) çıkmıştık" dediği yukarıda geçti. Bu rivâyette ise şu ziyâde vardır: Âişe Hazretleri demiştir ki: Kurban Bayramının ilk günü (Minâ`da elinde) sığır eti ile birisi geldi. Ben: - Bu nedir? diye sordum. Eti getiren: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem zevceleri nâmına kurban kesti. (Bu da kurbanınızın etindendir) diye cevab verdi.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BERÂ` İBN-İ ÂZİB RİVÂYETİ VE DİYER RİVAYETLER
Hadis :
Hac hakkında Âişe radiya`llahu anhâ`nın hadîsi kesretle tekerrür etmiş ve tamâmı (nın rivâyeti) geçmiştir. Yine Âişe radiya`llahu anhâ`dan gelen bir rivâyete Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Âişe-i Sıddîka`ya ömre hakkında: "lâkin ömre (nin ecri) senin infâk (ının derecesi) ne, veyâhud (iltizâm ettiğin) tâb ü meşakkatin (nev`ine) göredir" buyurmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
HAREM`DE VE HİL`DE KATLİ CÂİZ OLAN HAYVANLAR
Hadis :
Rivâyet edildiğine göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem : yeryüzünde gezen hayvanlardan beş (nevi`) vardır ki, bunların hepsi de fâsıktır (sâir hayvanlara zarar verirler). Bunlar: Harem dâhilinde katlolunurlar ki, karga, çaylak, akreb, fâre, kelb-i akurdur.
Sıra :
 
Baslik :
HAREM`DE VE HİL`DE KATLİ CÂİZ OLAN HAYVANLAR
Hadis :
"Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in keler cinsinden (sâmi ebreş = alaca keler denilen) muzır ve ağılı hayvancıklar vardır" buyurduğu, fakat bunları öldürmeği bize emrettiğini işitmedim, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
MEDÎNE HAKKINDA RESÛL-İ EKREM`İN DUÂSI VE HAYR-Ü BEREKET TEMENNÎSİ
Hadis :
(Hicret`in ilk günlerinde Medîne`nin Muhâcirler üzerindeki sû-i te`sîri ve Resûl-i Ekrem`in ed`iye-i seniyyeleri hakkında) Hazret-i Âişe radiya`llahu anhâ`dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Medîne`ye hicret ettiğinde (babam) Ebû Bekr ile Bilâl sıtmaya tutulmuştu. Ebû Bekr`i sıtma hummâsı yakalayınca şu meâldeki beyti inşâd ederdi: "Yesrib diyârında her kişi âilesi içinde mes`ûd sabahlamışken bir de ölüm ansızın yakalar, akşama diri bırakmaz". Bilâl-i Habeşî de kendisinden hummâ nöbeti sıyrılınca şu meâldeki rübâîyi söyliyerek sesini yükseltirdi: "Şunu bilmek isterim ki: Mekke vâdîsinde etrâfımı izhir ve celîl otları sararak bir gece olsun geceler miyim?. Bir gün gelip de Ukâz`daki Mecenne sularının başına varır mıyım? Mekke`nin Şâme, ve Tufeyl dağları acaba bir kere daha bana görünürler mi?". Yine Bilâl-i Habeşî: "Yâ Rab! Şeybe İbn-i Rebîa`ya, Utbe İbn-i Rebîa`ya, Ümeyye İbn-i Halef`e gadab eyle! Nasıl ki bunlar (zulmedip) bizi ana yurdumuzdan çıkardılar, vebâ diyârına gelmeğe mecbûr ettiler" diye bed-duâ ederdi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunları işittikten sonra: Yâ Rab! Mekke`yi bize sevdirdiğin gibi Medîne`yi de sevdir! Yâhud onu daha ziyâde sevdir! Yâ Rab! Sâ` ile Müd ile ölçülen erzak ve ekvâtımıza feyz ü bereket ihsân eyle! Yâ Rab! Medîne`nin havasını bizim için tashîh ve ilel ü emrazdan sâlim kıl! Hummâsını ve sıtmasını da Mekke`nin Cuhfe`sine nakl eyle! diye duâ buyurmuştur. (Duâ-i Nebevî`nin karîn-i icâbet olduğuna işâret ederek) Hazret-i Âişe demiştir ki: Medîne`ye hicret edip geldiğimizde, Medîne, Allah`ın en vebâlı, hastalıklı bir diyârı idi. Medîne`nin Buthân sahrâsındaki vâdîden acı, pis bir su da akardı, demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
SÂİM ZEVCİN ZEVCESİNİ TAKBÎLİ CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in ehli ile mukarenette bulunarak cünüb olduğu halde fecir vakti iriştiği olurdu. Resûlullah fecirden sonra iğtisâl ederdi ve oruç tutardı, dedikleri rivâyet edilmiştir.
Sıra :