Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ömer b. el-Hattâb

Ömer b. el-Hattâb - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Konu :
Baslik :
BU HUSÛSA DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Hazret-i Ömer kendileri vefatlarından bir sene önce Basra Vâlisi (Cez` İbn-i Muâviye) ye gönderdiği bir emirnâmesinde: Mecuslardan (kendi âdetleri ve kendi nikâhlariyle aralarında zevciyet bulunan) her zî-rahm-i mahrem (karı, koca) arasını ayırınız!. (Her sâhiri de yakalayıp öldürünüz!) diye yazmıştır. (Vâli Cez`den: üç sâhir bulduk, öldürdük. Mecuslardan da mahrem karı kocaların aralarını ayırdık, dediği de diğer bir tarikle rivâyet olunmuştur.) Râvî: iptidâ Ömer mecusdan cizye almazdı. Nihâyet Abdurrahmân İbn-i Avf, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (Bahreyn`in) Hecer (şehri) mecûsundan cizye aldığına şahâdet etti. (Bunun üzerine Ömer de almağa başladı, demiştir.)
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN: HIRİSTİYANLARIN MERYEM-OĞLU ÎSÂ`YI BÂTIL ÜZERE MEDHETTİKLERİ GİBİ BENİ METHETMEYİNİZ! BUYURMASI
Hadis :
Rivâyete göre, müşârün-ileyh (bir kere minber üzerinde hutbe îrâd ederken) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Nâsârâ`nın İbn-i Meryem`i bâtıl üzere medhettikleri gibi siz de beni medhetmekte mübâlâğa etmeyiniz! Şüphesiz ki, ben bir kulum. Binâenaleyh bana: Allah`ın kulu ve O`nun resûlü, deyiniz!" buyurduğunu işittim, demiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
FETİH SÛRESİ`NİN NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER`İN RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre (Hudeybiye seferinden dönüşte) bir gece Ömer, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gidiyordu. Bu sırada Ömer İbn-i Hattâb Resûlullah`a bir şey sordu. Fakat Resûlullah (vahiy ile meşgul bulunduğundan) Ömer`e cevab vermedi. Ömer sonra yine sordu. Resûlullah bu def`a da cevab vermedi. Ömer, (Resûlullah işitmedi sanarak) sonra bir daha sordu. Resûlullah yine cevab vermedi. Bunun üzerine Ömer içinden kendi kendisine: - Ey Ömer! Anan seni kaybetsin (de yok olasın!.) Bak üç kere Resûlullah`a (sorguda) ısrâr ettin de bu sorguların hepsinde Resûlullah sana cevab vermedi! dedi. Ömer (rivâyetine devâm ederek) der ki: Bunun üzerine devemi sürdüm. Sonra hakkımda (tevbih-âmiz) Kur`an inmesinden korkarak müslümanların önüne geçtim. Fakat çok beklemedim. Bir çağırkanın bana seslendiğini işittim. Ve (kendi kendime): Şimdi hakkımad Kur`ân inmiş olmasından hakîkaten korktuğumu i`tirâf ettim. (Ve bu korku içinde) Resûlullah`ın huzûruna geldim de selâm verdim. Resûlullah bana (son derece beşâşet içinde): - Yâ Ömer! Bu gece bana bir sûre indirildi ki, emîn ol o sûre bana, üstüne güneş doğan her şeyden çok sevimlidir! buyurdu. Sonra Resûlullah: "Habîbim biz senin istikbâlin nâmına hakîkaten parlak bir feth ü zafer (kapısı) açtık" mealindeki âyeti okudu.
Sıra :
 
Baslik :
YEDİ LEHCE VE ÖMER İBN-İ HATTÂB RADİYA`LLÂHU ANHÜMÂ HADİSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in sağlığında (namazda) Hişâm İbn-i Hakîm`in Furkan Sûresi`ni okuduğunu işittim. Duydum ki, Hişâm bu sûreyi Resûlullah`ın bana okumadığı birtakım lehcelerle okuyor. Az kaldı üzerine atılacaktım. Fakat selâm verinceye kadar güçlükle sabrettim. Selâm verir vermez (kaçırmamak için) hemen ridâsını göğsünün üzerinde toparlayıp: - Bu sûreyi sana -duyduğum gibi- kim okuttu? diye sordum. Hişâm: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem okuttu, dedi. - Yalan söylüyorsun. Çünkü Resûlullah bu sûreyi bana, senin okuduğundan başka bir lehce ile okuttu dedim. Ve onu yakasından tutarak Resûlullah`a götürdüm: - Yâ Resûla`llah, şunun Furkan Sûresi`ni bana okuttuğun lehceden başka bir lûgatla okuduğunu işittim, dedim. Resûlullah bana: Hişâm`ın yakasını bırak, buyurdu. Ona da: - Yâ Hişâm, oku diye, emretti. O da işittiğim veçhile Resûlullah`a da okudu. Bunun üzerine Resûlullah: - Bu sûre böyle inzâl olundu, buyurdu. Bundan sonra bana da: - Yâ Ömer oku, diye emretti. Ben de Resûlullah`ın bana vaktiyle okuttuğu gibi okudum. Bana da: - Bu sûre böyle indirildi. Yâ Ömer! Bu Kur`ân yedi lûgat ve yedi lehce üzerine gönderildi. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse onu okuyunuz, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
ÖMER İBN-İ HATTÂB HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (kendisine mahsûs olan) Benî Nadîr hurmalığının hurma mahsûlünü satardı ve âilesinin bir senelik nafakasını muhâfaza ederdi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN ÖMER RADİYA`LLÂHU ANH`E YEMEK ÂDÂBI VE BESMELE ÇEKMENİN FAZÎLETİ HAKKINDAKİ ÖĞÜTLERİ
Hadis :
Ebû Seleme`nin oğlu (ve Peygamberimizin oğulluğu) Ömer radiya`llahu anh`den rivâyete göre şöyle demiştir: Ben Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in terbiyesi altında bir oğlandım. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı. Resûlullah bana: - "Ey oğul, (yemeğe başlarken) Allah adını an, (Bismi`llâhi`r-Rahmâni`r-Rahîm de) sağ elinle ye ve sana yakın olan tarafdan ye!" buyurdu. Bundan sonra ben her zaman Besmele ile, sağ elimle, önümden yemek yedim.
Sıra :
 
Baslik :
RAMAZAN BAYRAMININ İLK GÜNÜ İLE EYYÂM-I TEŞRÎK DEDİĞİMİZ KURBAN BAYRAMININ DÖRT GÜNÜNDE ORUÇ TUTMAK HARÂM OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre müşârün-ileyh hazretleri bir kurban günü hutbeden önce bayram namazını kılıp sonra hutbe îrâd edip demiştir ki: Ey nâs! Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem sizi şu iki (bayram) günü oruç tutmaktan nehyetti: Biri orucunuzu bozduğunuz (Ramazan bayramınız) günüdür, öbürüsü de kurbanınızın etinden içinde yediğiniz (Kurban bayramınız) günüdür.
Sıra :
 
Baslik :
İPEKLİ KUMAŞTAN MA`MÛL ELBÎSE GİYMEKTEN RESÛL-İ EKREM`İN NEHYETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem Harirden (hâlis ipek elbîse geymekten) nehyetmiştir. Yalnız -paş parmağı yanındaki iki parmağiyle (şahâdet ve orta parmaklariyle) işâret ederek- şu kadarı müstesnâ demiştir. (Râvî Ebû Osmân Nehdî der ki:) Resûlu`llah bu işâretiyle (libâsının iki parmak mikdârı ipek) alâmetlerini (ve bu mikdârın menhî olmadığını) kasdetmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ ÖMER`İN RİVÂYET ETTİĞİ "DÜNYÂDA İPEKLİ ELBÎSE GİYEN ÂHÎRETTE GİYEMEZ" HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem: Her kim dünyâda harîr libâs giyerse, âhirette giyemez, buyurmuştur:
Sıra :
 
Baslik :
ÇOCUK SEVGİSİNE DÂİR ÂİŞE VE ÖMER RADİYA`LLÂHU ANHÜMA HADÎSLERİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzurlarına (Hevâzin kabîlesinden) birtakım esirler gelmişti. Bunların içinde (emzikli) bir kadın vardı, (çocuğunu kaybetmişti.) O, göğsüne biriken sütü sağıyor (çocuklara) veriyor, emziriyordu. Bu kadın esirler arasında çocuğu(nu) bulunca hemen alıp sînesine bastı ve (derin bir şefkatle) çocuğunu emzirmeğe başladı. Bu yüksek şefkat levhasını görünce, Resûl-i Ekrem bize: Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını sanır mısınız? Dedi. Biz de: Hayır, atmamağa muktedir oldukça atmaz, dedik. Resûl-i Ekrem: "İşte Allahu Teâlâ kullarına, bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir", buyurdu.
Sıra :