Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

KİTÂBÜ`L-HAC

Sahih Buhari eserindeki KİTÂBÜ`L-HAC fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Fasil :
Baslik :
İBN-İ ÖMER İLE HACCÂC`IN ARAFAT`TA VAKFE HÂDİSESİ
Hadis :
Müşârün-ileyh Hazretleri (oğlu Sâlim`le berâber) arefe günü zevâl-i şems sırasında (Arafat`a) gelmiş ve (Emîr) Haccâc`ın (ekâbire has) çadırı önünde yüksek sesle: - (Haccâc nerededir? diye) seslenmişti. Haccâc, üzerinde sarı bir maşlahla çadırdan çıkıp: - Ne var? Yâ Ebâ Abdurrahmân! (İbn-i Ömer`in künyesidir) dedi. İbn-i Ömer de: - Eğer sünnete ittibâ` etmek istersen zevâl-i şems, (tam hutbe zamânı) dır, (yürüyünüz!) demiş. Haccâc: - Şu saat mi? diye sormuş. İbn-i Ömer de: - Evet, bu saat demiş. Haccâc: - Biraz beni bekleyiniz; başımı yıkayayım; sonra çıkarım, demiş. İbn-i Ömer (devesinden) inip Haccâc çıkıncaya değin intizâr etmiş. Nihâyet Haccâc çıkmış, (birlik) yürümüş(ler. Giderken) babasiyle berâber bulunan Sâlim İbn-i Abdullâh Haccâc`a: - Sünnet-i Nebeviye`ye uymak istersen hutbeyi kısalt, vakfeyi ta`cîl et! demiştir. Bunun üzerine Haccâc Abdullâh İbn-i Ömer`e (istifham-kârâne) bakmağa başlamıştır. Abdullâh İbn-i Ömer Haccâc`ın bu tereddüdünü görünce: - Sâlim doğru söylüyor, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
HUMS BİD`ATİ
Hadis :
Arefe günü devemi kaybetmiş ve onu aramağa çıkmıştım. Bu sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`i Arafat`ta vakfe ederken gördüm. Ve: "Va`llâhi, burada vakfe eden Resûlullâh, (Ashâb-ı) humüstendir. Bilmem ki Arafat`ta niçin vakfe ediyor?" dedim.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN ARAFAT`TAN SÛRET-İ İFÂZASINA DÂİR ÜSÂME İBN-İ ZEYD HADÎSİ
Hadis :
Üsâme`ye: - Haccetü`l-Vedâ`da Arafat`tan (Müzdelife) ye dönüldüğünde Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem nasıl hareket buyurdu? diye sorulmuş. Üsâme: - Resûlullâh, sür`atle betâet arasında mutavassıt bir halde seyretti. Fakat hâlî bir sâha bulunca sür`atle hareket ederdi, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE DÖNÜLDÜĞÜNDEA YOLDA ACELE VE GÜRÜLTÜ EDENLERE RESÛL-İ EKREM KAMÇISI İLE İŞÂRET EDEREK: EY NÂS, AĞIR OLUNUZ! BUYURMALARI
Hadis :
Abdullâh, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`le berâber Arefe günü (Arafat`tan Müzdelife`ye) dönmüştü. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem arkasında (bâzı kimselerin) bağırıp çağırdığını, devesini döğdüğünü işitince, Resûlullâh bunlara kamçısiyle işâret ederek: "Ey nâs! Ağır olunuz!. Hayır, acele yürümekle te`mîn edilmez, buyurdu, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE DÖNÜLDÜĞÜNDEA YOLDA ACELE VE GÜRÜLTÜ EDENLERE RESÛL-İ EKREM KAMÇISI İLE İŞÂRET EDEREK: EY NÂS, AĞIR OLUNUZ! BUYURMALARI
Hadis :
(kölesi Abdullâh İbn-i Keysân`ın) rivâyetine göre: Esmâ` (Hazretleri) akşamla yatsı namazlarının cem` edildiği gece Müzdelife`ye nâzil olmuş ve orada geceleyip namaz kılmıştı. (Abdullâh diyor ki:) bir saat namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye sordu. Ben: - Hayır, (batmadı) diye cevab verdim. Bir saat daha namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye (tekrar) sordu. Ben de: - Evet battı, diye cevab verdim. Esmâ` (Hazretleri): - Öyle ise Minâ`ya doğru yollanınız, diye emretti. Biz de yollandık, yürüdük. Nihâyet (Cemre mevkiine geldik) Cemre (-i Kübrâ) yi attıktan sonra Esmâ` radiya`llâhu anhâ (Minâ`daki menziline) döndü. Ve bu menzilinde sabah namazını kıldı. Abdullâh diyor ki, ben Esmâ`ya: - Anneciğim! Öyle zannediyorum ki, biz, vakt-i meşrûa takaddüm ettik, dedim. Bana cevâben: - Oğlum! Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem mahfetli kadınlar için erken Cemre etmelerine izin vermiştir, dedi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HACCETÜ`L-VEDÂ`DA MÜZDELİFE`DEN MİNÂ`YA HAREKETE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ABDULLAH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLEARİ
Hadis :
Vedâ` haccında biz, Müzelife`ye gelmiştik. Sevdv (bint-i Zem`a) halkın izdihâmından evvel kendisinin Minâ`ya gönderilmesi husûsunda Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istemişti. Sevde (iri yapılı), ağır canlı bir kadındı. Resûlullâh Sevde`ye izin verdi. Ve halkın izdihâmından evvel onu Minâ`ya gönderdi. Biz de sabaha kadar Resûlullâh`ın nezdinde kaldık. Sonra Resûlullâh bizi de, Sevde`yi gönderdiği gibi Minâ`ya gönderdi. (Kâşki) Sevde`nin isti`zân ettiği gibi ben de Resûlullâh`dan izin dileyeydim. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izti`zân etmekliğim, bana, dünyâya mâlik olmaktan daha sevimlidir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HACCETÜ`L-VEDÂ`DA MÜZDELİFE`DEN MİNÂ`YA HAREKETE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ABDULLAH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLEARİ
Hadis :
(Yezîd İbn-i Nehaî) şöyle rivâyet etmiştir: Abdullâh İbn-i Mes`ûd (Arafât`tan) Müzdelife`ye geldi. Akşamla yatsı namazlarından her birini başlı başına birer ezân ve ikâmetle kıldı. Ve bu iki namazın arasını akşam taâmı ile ayırdı. Bundan sonra İbn-i Mes`ûd şafak söktüğü sırada (çok erken) sabah namâzını kıldı. (Hattâ) kimi fecr tulû` etti, kimi de fecr tulû` etmedi, diyordu. Sonra Abdullâh İbn-i Mes`ûd, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in: - Akşamla yatsıdan ibâret olan bu iki namaz, şu Müzdelife mevkiinde (mu`tâd olan) vakitlerinden tahvîl edilmiştir. Sakın nâs, yatsı vakti girmedikçe Müzdelife`ye gelmeğe çalışmasın. Sabah namâzı (nın vakti) de (tulû-ı fecre işâret buyurularak): "şu saattir." buyurduğunu haber verdi. Sonra İbn-i Mes`ûd tan-yeri ağırıncaya kadar Müzdelife`de tevakkuf etti. Sonra: - Emîrü`l-Mü`minîn (Osmân radiya`llâhu anh) bu saatte Müzdelife`den hareket etse, sünnet-i seniyyeye muvâfakat etmiş olur, dedi. (Râvî Yezîd-i Nehaî:) - İbn-i Mes`ûd, bu sözü mü evvel söyledi. Yâhud Hazret-i Osman`ın Müzdelife`den Minâ`ya hareketi mi evvel vâkı` oldu? Bilmiyorum. İbn-i Mes`ûd, Kurban bayramının ilk günü Cemre-i akabeyi remyedinceyi kadar telbiyeye devâm eyledi, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
CÂHİLİYYET DEVRİNDE VE DEVR-İ İSLÂM`DA MÜZDELİFE DÖNÜŞLERİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER RİVÂYETİ
Hadis :
(Amr İbn-i Meymûn) der ki: Hazret-i Ömer sabah namazını Müzdelife`de kıldı. Sonra (Meş`arü`l-Haram`da) vakfe etti de dedi ki: müşrikler, güneş doğmadıkça Müzdelife`den Minâ`ya dönmezlerdi. Ve: "Ey Sebîr (dağı, güneşin zıyâsiyle) yıldıra (da biz, Minâ`ya gidelim)" derlerdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kureyş müşriklerine muhâlefet edip güneş doğmazdan evvel, (alaca karanlıkta) Müzdelife`den (Minâ`ya) döndü.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Baslik :
KURBANLIK DEVEYE BİNMEK CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem birisinin kurbanlık devesini sevk ettiğini, (kendisi yaya olarak gittiğini) görmüş de ona: - Deveye bin! buyurmuş. O kimse: - (Yâ Resûla`llâh!) Bu deve kurbanlıktır, (nasıl binerim) demesi üzerine Resûlullâh: - Bu kurbanlık deveye bin! buyurmuş. O kimse yine: - Bu kurbanlıktır, deyince, Resûlullâh üçüncü veyâhud ikinci def`asında - Yazıklar olsun sana! Bin şu deveye, buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
MENÂSİK HAKKINDA İBN-İ ÖMER`İN MUFASSAL BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da ömreyi hacca terdîf ile temetü` buyurdu. Ve Zü`l-Huleyfe`den berâberinde kurbanlık sevk edip bunları (Kâ`be`ye) hediye eyledi. Ve Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (ihrâma girerken) ömre (niyeti) ile telbiyeye başlayıp, sonra hac (niyeti) ile telbiye buyurdu. Ashâb, (Zülhuleyfe`de yalnız) hacca niyetle (ihramlanıp Mekke`ye geldiklerinde haccı fesh ile nihâyet) ömreyi iltizâm ederek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber mütemetti` oldular. Ashab`tan kurbanlık sevk edenler bulunduğu gibi sevk etmiyenler de vardı. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Mekke`ye gelince, hüccâca şöyle i`lân buyurdu: Hüccacdan kurbanlık sevk edenler (ihramlarını muhâfaza etsinler) edâ-yi hac edinceye kadar ihramlıya işlemesi harâm olan şeylerden hiç bir şey işlemek bunlara halâl değildir. Kurbanlık sevk etmiyenler ise Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetsin, saçından bir parça kestirip ihrâmından çıksın! Sonra (Arafât`a çıkılacağı sırada) hac için ihramlansın!. (Minâ`da) kesecek kurban bulamayan her ferd (ihramlandıktan sonra) hac sırasında üç gün oruç tutsun. Yedi gün de ehline (, memleketine) döndükten sonra tutsun (on günü doldursun!)
Sıra :