Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

BENÎ KURAYZA SEFERİ

Sahih Buhari eserindeki BENÎ KURAYZA SEFERİ fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Konu :
Baslik :
FETİH SÛRESİ`NİN NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER`İN RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre (Hudeybiye seferinden dönüşte) bir gece Ömer, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gidiyordu. Bu sırada Ömer İbn-i Hattâb Resûlullah`a bir şey sordu. Fakat Resûlullah (vahiy ile meşgul bulunduğundan) Ömer`e cevab vermedi. Ömer sonra yine sordu. Resûlullah bu def`a da cevab vermedi. Ömer, (Resûlullah işitmedi sanarak) sonra bir daha sordu. Resûlullah yine cevab vermedi. Bunun üzerine Ömer içinden kendi kendisine: - Ey Ömer! Anan seni kaybetsin (de yok olasın!.) Bak üç kere Resûlullah`a (sorguda) ısrâr ettin de bu sorguların hepsinde Resûlullah sana cevab vermedi! dedi. Ömer (rivâyetine devâm ederek) der ki: Bunun üzerine devemi sürdüm. Sonra hakkımda (tevbih-âmiz) Kur`an inmesinden korkarak müslümanların önüne geçtim. Fakat çok beklemedim. Bir çağırkanın bana seslendiğini işittim. Ve (kendi kendime): Şimdi hakkımad Kur`ân inmiş olmasından hakîkaten korktuğumu i`tirâf ettim. (Ve bu korku içinde) Resûlullah`ın huzûruna geldim de selâm verdim. Resûlullah bana (son derece beşâşet içinde): - Yâ Ömer! Bu gece bana bir sûre indirildi ki, emîn ol o sûre bana, üstüne güneş doğan her şeyden çok sevimlidir! buyurdu. Sonra Resûlullah: "Habîbim biz senin istikbâlin nâmına hakîkaten parlak bir feth ü zafer (kapısı) açtık" mealindeki âyeti okudu.
Sıra :
 
Baslik :
HUDEYBİYE SEFERİNİN SAFAHÂTI HAKKINDA MİSVER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hudeybiye yılında Ashâb`dan yüzer bölüklü on bu kadar kıt`a (nın başın) da sefere çıkmıştı. (Medîne`nin mîkatı yâni ihramlanma yeri olan) Zülhuleyfe`ye geldiğinde kurbanlık develerinin boyunlarına kurban nişânesi olan boğmuklarını taktı; hörgüçlerini bıçakla çizip kanatarak nişanladı. Ve buradan i`tibâren ömre (niyeti) ile ihramlandı. Resûlullah Huzâa (kabîlesin) den (Yüsr İbn-i Süfyân adlı) bir gözcüsünü de (intikşâf için) ileri gönderdi. Kendisi de (maiyyetiyle berâber) yollandı. Tâ Gadîrü`l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada Resûlullah`ın gözcüsü Yüsr geldi. - Yâ Resûla`llah! Kureyş, senin aleyhinde birçok halk toplanmış ve Ehâbîş (denilen kabîleler)i de aleyhinde ittifâkına almıştır. Müşrikler seninle muhakkak harb edecekler, ve Kâ`be`yi ziyâretten seni men` edip Mekke`ye girmeğe mâni` olacaklar! dedi. Bu haber üzerine Resûlullah (Ashâbını toplayıp istişâre sûretiyle onlara): - Ey nâs, bana fikrinizi söyleyiniz! Bizi Kâ`be`yi ziyâretten men` etmek istiyen şu müşriklerin âilelerine ve evlâtları üzerine akın etmeyi muvâfık buluyor musunuz? Bakınız, bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlara harb ederiz ve galib geliriz). Çünkü Allah Azze ve Cell câsûsumuzu müşrikler (in gözün) den esirgendi. Eğer müşrikler üzerimize gelmezse, bu düşmanlarımızı (evlâd ve ıyalleri, malları) nehb ü garât edilmiş bir halde bırakırız! buyurdu. Resûlullah`ın bu mütâleası üzerine Ebû Bekir: - Yâ Resûla`llah, sen şu Beyt-i Harâm`ı ziyâret kasdederek yola çıktın; ne bir şeyi öldürmek, ne de bir kişi ile harb etmek istemezsin! Şu halde Kâ`be`ye doğru yürü! Her kim bizi Kâ`be`yi ziyâretten men` ederse onunla vuruşuruz! dedi. (Bunun üzerine) Resûlullah: - Allah adına güvenerek haydi yürüyünüz! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
BÎAT-İ RIDVÂN HAKKINDA İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Abdullah`ın babası Ömer İbn-i Hattâb Hudeybiye günü oğlunu Ensâr`dan bir kişinin yanında bulunan atını getirmek için göndermişti. (Harb için üstüne binmek istiyordu). Abdullah Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`i Şecere-i Rıdvân altında Ashâb ile (harb ve cihad üzere) andlaşır bir halde buldu. Halbuki Ömer bu mubâyaayı bilmiyordu. Abdullah Resûlullah`a bîat edip sonra atı almağa gitti. Ve atla Ömer`e geldi. O sırada Ömer, harb için zırhını giymekle meşguldü. Abdullah babasına ağaç altında Resûlullah`ın Ashâb`tan ahd ve and aldığını bildirdi. Râvî der ki: Hemen Ömer bîat yerine gitti. Kendisiyle berâber oğlu da gitti. Nihâyet Ömer Resûlullah`a bîat etti. İşte halk arasında şu: "Abdullah İbn-i Ömer, babası Ömer`den önce müslüman oldu!" diye görüşülen söz budur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
KAZÂ ÖMRESİ HAKKINDA İBN-İ EBÎ EVFÂ HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (kazâ) ömresi yaptığı zaman biz de berâber idik. Resûlullah Kâ`be`yi tavâf etti; biz de kendisiyle berâber tavâf ettik. O namaz kıldı; biz de onunla kıldık. Resûlullah Safâ ile Merve arasında sa`yetti. Bu sırada biz Resûlullah`ı, Mekke halkından herhangi birisinin bir sûretle zararı dokunmasından koruyorduk.
Sıra :
 
Baslik :
ZÎ-KARED GAZÂSI HAKKINDA SELEM İBN-İ EKVA` HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Ben bir sabah namazı ezânı okunmazdan önce (Gabe ormanlığı tarafına gitmek üzere) yola çıkmıştım. O günlerde Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in sağmal develeri Zî-Kared mer`asında yayılımda idi. İbn-i Ekva` der ki. Giderken yolda Abdurrahmân İbn-i Avf`in oğlu bana kavuştu ve: - Resûlullah`ın sağmal develeri (çapulcular tarafından) sürülüp götürüldü! dedi. Buhârî bu vak`ayı uzun bir metin ile rivâyet etmişti ki, bu rivâyet yukarıda (Cihâd bahsinde) geçti. Buhârî burada hadîsin sonunda (ziyâde olarak) şunu rivâyet etmiştir: İbn-i Ekva` der ki: Sonra Medîne`ye döndük. Resûlullah beni Medîne`ye girinceye kadar devesi üzerinde terkisine aldı.
Sıra :