Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE`NİN BİR HURMA SADAKA BUYURMALARI. ÂİŞE HAZRETLERİ BİR KEREDE KENDİSİNE HAZRETİ MUÂVİYE TARAFINDAN HEDİYE EDİLEN İKİ KESE ALTINI BİR GÜNDE FUKÂRAYA DAĞITMIŞ, AKŞAM VAKTİ ZEYTİN EKMEKLE İF
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) kendisinin iki kız çocuğu ile yanıma tese`ül ederek bir kadın girmişti. O sırada yanımda bir hurmadan başka bir şey bulunmuyordu. O bir hurmayı ona verdim. Kadın hurmayı iki çocuğu arasında taksîm etti. Ve kendisi ondan bir şey yemedi. Sonra kalkıp çıktı, (gitti). Müteâkıben yanıma Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem girdi. Bu vâkıayı kendilerine bildirdim. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki. Kadın, erkek her hangi bir mü`min şu kız çocukları yüzünden bir sûretle sıkıntı çekerse (hayır bilsin! Çünkü) kız çocukları, kendisi için Cehennem ateşinden koruyan birer perde olurlar.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
SAHİH VE SON DERECE BAHİL OLUP DA SADAKA VERİR DE FAKİR OLURUM KORKUSU GÖNLÜNDE HÂKİM OLDUĞU HALDE VERİLEN SADAKA, SADAKALARIN EFDALİ OLDUĞUNA DAİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna bir kimse, (Ebû Zer radiya`llâhu anh) geldi. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Ecir ve sevâb cihetiyle hangi sadaka daha büyüktür? (ki, ben onu vereyim) diye sormuştu. Resûl-i Ekrem: - (Sevâbı büyük sadaka,) senin sahîh, son derece bahîl olduğun, fukarâlıktan korkar, zenginlikten hoşlanır bulunduğun halde verdiğin sadakadır. Can boğaza gelip, bu malım filân içindir, şu malım da falan içindir, diyene; ve bu (sülüsten fazlası) da veresenin olana kadar (sadakanı) te`hîr etme!
Sıra :
 
Baslik :
SADAKA VERMEK
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Nebî aleyhi`s-selâm`ın bâzı kadınları: - Hangimiz (evvel ölüp de) en çabuk sana kavuşacaktır? diye Resûl-i Ekrem`e sormuşlardı. O da cevâben: - Eli uzun olanınız, buyurmuştu. Bu def`a Peygamber`in kadınları bir kamıp endâze alıp kollarını ölçmeğe başladılar. İçlerinden en uzun kollu kadın Sevde (Bint-i Zem`a) idi. Fakat Resûlullâh`ın vefâtından sonra öğrendik ki, kolu uzun alan kadın, sadakası bol, (eli açık) kadın demek imiş. Ve hakîkaten içimizde Sevde, aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`a ilk iltihak eden kadın oldu. Ve Sevde sadaka vermeği çok severdi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
HAYIR KASDİYLE VERİLEN SADAKADAN MÛSAB OLUNUR, BU BABTA RİVÂYET OLUNAN EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir. (Benî İsrâil`den) bir kimse her halde (bu gece) bir sadaka vereceğim, diye nezr ederek sadakasiyle (evinden) çıkmış ve sadakasını (tesâdüfî) bir hırsızın eline sunmuştu. Sabah olunca halk: - (Tuhaf şey?) Hırsıza sadaka veriliyor. (Bu câiz mi?) diye söylenirler. Sadakayı veren (bu yanlış işten müteessir olmıyarak): - Yâ Rab! Yalnız Sana hamd edilir. (Sadaka verdiğim için hamd ederim,) dedi. Ve elbette sadaka veririm, diye yemîm etti, ve (gece evinden) sadakasiyle çıktığında (bu def`a da) bilmiyerek sadakayı bir zâniyenin eline sıkıştırdı. Sabahleyin halk: - (Bu ne hal?) Bu gece de rosbuya sadaka verilmiş, diye söylenirler. Sadaka veren kimse hiç aldırmayarak: - Yâ Rab! Fâhişeye (Sen`in irâdenle) sadaka verdiğim için Sana hamd ederim, dedi. Ve her halde sadaka vereceğim, diye azmetti. Ve sadakasiyle çıktığında bu def`a da bir zenginin eline koymuştu. Sabahleyin halk: - Zengine sadaka verilmiş, (olur şey değil?) diye dedikodu ederler. Sadaka veren zât: - Allâh`ım! Hırsıza, rosbuya, zengine sadaka verdiğim için Sana hamd ederim. (Bunlara sadakamı Sen`in irâdenle verdim.) diyordu. Sonra bu kimse, rü`yasında şöyle müjdelendi: - Hani o hırsıza verdiğin sadaka yok mu? (Kabûl olunmuştur) umulur ki, o sadaka sebebiyle hırsız, sirkatten vaz geçerek temiz bir hayâta kavuşur. Fâhişeye verdiğin sadakaya gelince, (bu da kabûl edilmiştir.) Me`muldür ki, bu kadın da çirkef hayattan kurtulup da kesb-i iffet eder. Hani o zengin! (Buna verilen sadaka da kabûl edilmiştir). Umulur ki, bu zengin de aldığı sadakadan mütenebbih olarak Allâh`ın kendisine verdiği servetten fukarâya vermeğe başlar.
Sıra :
 
Baslik :
ZEKÂTIN FAZÎLET-İ AHLÂKA HİZMETİ HAKKINDA MAN`N İBN-İ YEZÎD İBN-İ AHNES HADÎSİ
Hadis :
(Resûl-i Ekrem`e husûsiyetini ifâde ederek) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben, babam, büyük babam Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bîat ettik. Resûl-i Ekrem beni nişanladı ve evlendirdi. Ve Resûl-i Ekrem`e da`vâ arz ettim. (Bana hak verdi. Bir kere) babam Yezîd, tasadduk etmek için bir mikdar altın ayırıp mescidde kendi nâmına tasadduk edivermesi için birisine bırakmıştı. Sonra ben geldim, o adamdan bu altınları alıp babamın yanına altınlarla geldim. Babam: - Va`llâhi bu parayı sana verilsin diye bırakmadım, diye altınları almak istedi. Ben de Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e keyfiyeti arz ettim. Resûl-i Ekrem (babama hitâb ederek): - Ey Yezîd! Niyet ettiğin sadaka savâbı sana âidtir. (Bana karşı da:) Ey Ma`n! Aldığın sadaka parası da senindir, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
ZEVCİN MALINDAN KADININ TASDDUKU
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Ev kadını, evinin taâmından isrâf etmiyerek (örf ü âdete göre âilesine, müsâfirlerine) infâk ve ikrâm ettiğnde, bu infâk ile me`cûr ve müsâb olur. Bu malı kazandığı cihetle de zevci, muhâfaza ettiği için hizmetçisi bir o kadar sevab kazanır. Bunlardan bâzısının ecr-ü sevâbı, öbirlerinin sevâbından hiç bir şey eksiltmez.
Sıra :
 
Baslik :
YED-İ ULYÂ, YED-İ SÜFLÂDAN HAYIRLI OLDUĞUNA DÂİR HAKÎM İBN-İ HİZÂM HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`den naklen şöyle rivâyet edilmiştir: Resûl-i Ekrem buyurmuştur ki: (Veren) yed-i ulyâ, (alan) yed-i süflâdan hayırlıdır. Tasadduka, nafakası üzerine vâcib olanlara ihsân ile başla!. Sadaka-i kâmile, bol maldan verilendir. Tese`ülden sakınmak istiyenleri Allah afîf kılar. (Halkdan) müstağnî olmak isteyenleri de Allah ganî kılar.
Sıra :
 
Baslik :
YED-İ ULYÂ, YED-İ SÜFLÂDAN HAYIRLI OLDUĞUNA DÂİR HAKÎM İBN-İ HİZÂM HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Bir def`a Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem minber üzerinde sadakaya, fakirleri de tese`ülden tahzîr ile afîf olmağa teşvîk ederek) demişti ki: Yed-i ulyâ, yed-i süflâdan hayırlıdır. Çünki yed-i ulyâ münfikadır, (verir, yükselir). Yed-i süflâ ise sâiledir, (alır, alçalır).
Sıra :
 
Baslik :
HAYRA DELÂLET HUSÛSUNDA EBÛ MÛSE`L-EŞ`ARÎ HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bir sâil geldiğinde, yâhud kendilerinden bir hâcet istenildiğinde o Hazret bize: "Siz de (bu işin husûli için bana) dalâlet ediniz, me`cûr olursunuz. Gerçi Cenâb-ı Hak Peygamberinin niyâz ve şefâati üzerine ne dilerse onu infâz edecektir" buyururdu.
Sıra :
 
Baslik :
ESMÂ` BİNT-İ EBÎ BEKR`E RESÛL-İ EKREM: KESENİN AĞZINI BOĞMA, İNFÂK ET!. SONRA ALLAH DA SANA NASÎBİNİ İMSÂK EDER, BUYURMUŞTUR
Hadis :
Bana Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: (Ey Esmâ`!) Kesenin ağzını boğma!, Allah da sana nasîbini imsâk eder. Bir rivâyette: Malını sayıp zaptetme!, Allah da sana nîmetlerini sayıp esirger. Bir rivâyette de: Sakın çömlekte para saklama! Sonra Allah da senden imsâk eder. (Ey Esmâ`!) Gücün yettiği kadar az olsa da sadaka ver!.
Sıra :