Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Sadaka vermek;Tasadduk
Sahih Buhari eserindeki Sadaka vermek;Tasadduk konusu ile ilgili hadisler
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
NAMAZDA İKEN MÜ`MİNİ DÜNYÂYA ÂİT HİÇBİR ŞEYİN MEŞGÛL ETMEMESİNE DÂİR UKBE İBNİ`L-HÂRİS HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Medîne (-i Tâhire)`de Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in arkasında ikindi namazını kılmıştım. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) selâm verdi. Sonra kalkıp acele acele ve cemâatin omuzları üstünden aşarak zevcât-ı tâhirâtına mahsûs hücrelerin birini teşrîf etti. Halk (bu) sür`atinden ürktüler. (Biraz sonra) cemâatin yanına çıktı. Ve sür`atinden ürktüler. (Biraz sonra) cemâatin yanına çıktı. Ve sür`atinden şaşakaldıklarını görünce: "(Namazda iken bizde) biraz altun (olduğunu) der-hâtır ettim. Beni alıkoymasını istemedim de dağıtılmasını emret (meye git)tim" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ZEKÂT VERMEĞE MÜSÂREAT EDİLMESİNE DÂİR HÂRİSE İBN-İ VEHB RADİYA`LLÂHU ANH HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Ümmetim sadaka ver (meğe müsâraat edi)iniz!. Zîrâ size bir zaman gelir ki, kişi o sırada sadakasiyle (sokak sokak) dolaşır da onu kabûl edecek bir kimse bulamaz. (Sadaka verilmek istenilen) herkes: "Dün bu sadaka ile gelseydin (ihtiyâcım vardı) muhakkak ben onu kabûl ederdim. Fakat bu gün benim için bu sadakaya ihtiyaç yoktur" der.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ASR-I SAÂDET`TEKİ MAÎŞET DARLIĞINI VE FÜTÛHÂT-İ İSLÂMİYYE ÜZERİNE REFAH VE SAÂDET DEVRİ AÇILDIĞINI BİLDİREN EBÛ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Ebû Mes`ûd demiştir ki. (sadaka âyeti nâzil olup da) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bize sadaka ile emrettiği sıralarda (sadaka vermeğe kudreti olmıyan) her hangi birimiz, çarşıya gider; ve arkasında (ücretle) yük çekerek iki avuç (hurma) kazanırdı. (Ve bu kazancından sadaka verirdi) bu gün ise bunlardan bâzılarının yüz binler (le servet)i vardır.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
SAHİH VE SON DERECE BAHİL OLUP DA SADAKA VERİR DE FAKİR OLURUM KORKUSU GÖNLÜNDE HÂKİM OLDUĞU HALDE VERİLEN SADAKA, SADAKALARIN EFDALİ OLDUĞUNA DAİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna bir kimse, (Ebû Zer radiya`llâhu anh) geldi. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Ecir ve sevâb cihetiyle hangi sadaka daha büyüktür? (ki, ben onu vereyim) diye sormuştu. Resûl-i Ekrem: - (Sevâbı büyük sadaka,) senin sahîh, son derece bahîl olduğun, fukarâlıktan korkar, zenginlikten hoşlanır bulunduğun halde verdiğin sadakadır. Can boğaza gelip, bu malım filân içindir, şu malım da falan içindir, diyene; ve bu (sülüsten fazlası) da veresenin olana kadar (sadakanı) te`hîr etme!
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ZEKÂTIN FAZÎLET-İ AHLÂKA HİZMETİ HAKKINDA MAN`N İBN-İ YEZÎD İBN-İ AHNES HADÎSİ
Hadis :
(Resûl-i Ekrem`e husûsiyetini ifâde ederek) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben, babam, büyük babam Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bîat ettik. Resûl-i Ekrem beni nişanladı ve evlendirdi. Ve Resûl-i Ekrem`e da`vâ arz ettim. (Bana hak verdi. Bir kere) babam Yezîd, tasadduk etmek için bir mikdar altın ayırıp mescidde kendi nâmına tasadduk edivermesi için birisine bırakmıştı. Sonra ben geldim, o adamdan bu altınları alıp babamın yanına altınlarla geldim. Babam: - Va`llâhi bu parayı sana verilsin diye bırakmadım, diye altınları almak istedi. Ben de Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e keyfiyeti arz ettim. Resûl-i Ekrem (babama hitâb ederek): - Ey Yezîd! Niyet ettiğin sadaka savâbı sana âidtir. (Bana karşı da:) Ey Ma`n! Aldığın sadaka parası da senindir, buyurdu.
Sıra :