Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

GAZVELER BÖLÜMÜ

Kütüb-ü Sitte eserindeki GAZVELER BÖLÜMÜ fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) beni ve Muaz (ra)`ı Yemen`e gönderdi ve şu tenbihte bulundu: "İnsanları dine (tatlılıkla) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın." Biz Yemen`e vardık. Her ikimizin ayrı birer çadırı vardı, çadırlarımızı müstakilen kullanıyorduk. Birbirimize ziyaretlerimiz olur, (birleşirdik. Bir seferinde) Mu`az, Ebu Musa (ra)`ya geldi. Ebu Musa, çadırının önünde oturuyordu. Yanında [zincire vurulmuş], öldürmek istediği bir yahudi duruyordu. "Ey Ebu Musa, nedir bu manzara (ne oluyor?)" dedim. "Bu bir yahudidir, müslüman olmuştu, tekrar yahudiliğe döndü" dedi. "Sen onu öldürmeyince oturmayacağım!" dedim. Kalkıp öldürdü. Sonra oturup konuşmaya başladılar. Muaz (ra): "Ey Ebu Musa, Kur`an`ı nasıl okuyorsun?"diye sordu. "Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!" dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz`a: "Ya sen nasıl okuyorsun?" diye sordu. "Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur`an`dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazanacağımı ümid ederim" diye cevap verdi.
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav), Hz. Ali (ra)`yi humusu (ganimetin beşte birini) almak üzere Halid`e gönderdi. Halid (ra), humsu ona verdi. Ali, ondan (kendine) bir cariye seçti. Ali, geceleyin gusül yapmış olarak sabaha erdi. Ali`ye kızmıştım. Halid (ra)`e: "Şunu görmüyor musun?" diye söylendim. Sonra da Resulullah (sav)`a gelince durumu anlattım. "Ey Büyerde!" buyurdular, "sen Ali`ye kızıyor musun?" "Evet!" dedim. "Kızma!" buyurdular, "zira onun humustaki hissesi aldığından fazladır." [Ondan sonra Ali en çok sevdiğim insan oldu.]
Sıra :
 
Hadis :
Resulullah (sav), bana: "Beni, Zü`l-Halasa`dan kurtarmaz mısın?" buyurdu. Bu, Has`amda bir bina idi. el-Kabetu`l-Yemaniyye denmekte idi. Ahmes kabilesinden yüzelli atlı ile oraya vardım. Ahmesliler at besleyen insanlardı. Ben ise at üzerinde duramıyordum. [Durumu Resulullah`a söyledim.] Aleyhissalatu vesselam göğsüme vurdu; öyle ki, parmaklarının izni göğsümün üzerinde gördüm. Sonra: "Allah`ım, Cerir`i (atının üstünde) sabit kıl, onu hidayete ermiş ve hidayet edici kıl!" buyurdu. Ben gittim, onu kırdım ve yaktım.
Sıra :
 
Hadis :
Resulullah (sav) Amr İbnu`l-As (ra)`ı Zatu`s-Selasil ordusunun başında göndermişti. Amr İbnu`l`As der ki: "(Ya Resululah) sana en sevgili insan kimdir?" dedim. "Aişe`dir!" buyurdular. Ben tekrar sordum: "Erkeklerden kim?" "Onun babasıdır!" buyurdular. Ben bir kere daha sorayım dedim: "Sonra kim?" "Ömer" buyurdular ve bazı erkek (adları) saydılar. Beni en sona atacak korkusuyla sükut edip başka sormadım."
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Ashabım, Resulullah (sav)`a usre (darlık) ordusu, yani Tebük Gazvesi sırasında yüklerini koyacakları deve hakkında sormam için beni gönderdiler. Yanına vardığımda meğer öfkeliymiş de ben hissedememişim. "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "arkadaşlarım size, beni gönderdiler, kendilerine yük devesi vermenizi istiyorlar." "Vallahi ben onlara hiçbir yük devesi veremem!" buyurdular. Ayrıldım, ama üzgündüm, hem yük devesi verilmeyişine, hem de bana kızmış olabileceği korkusuyla üzgündüm. Arkadaşlarımın yanına varıp Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğini kendilerine haber verdim. Sonra Resulullah bana birini [Bilal`i] göndererek beni çağırdı ve: "Şu çifti, şu çifti, şu çifti al! Bunları arkadaşlarına götür. Ve dedi ki: "Allah -veya Resulullah- sizi bunlarla taşıyacak, bunlara binin" dedi. Ben onları arkadaşlarıma götürdüm ve: "Resulullah sizleri bunlarla taşıyacak. Lakin, vallahi sizden biri, sizin için ilk istediğim zaman, Resulullah`ın söylediğini ve vermem dediğini duyan birine gitmedikçe yakanızı bırakmam" dedim. Arkadaşlarım: "Vallahi sen yanımızda (müttehem değilsin), doğru söylediğine inanıyoruz. Ama sen yine de dilediğini yap!" dediler. Ebu Musa, onlardan bir grupla gitti. Resulullah (sav)`ın önce söylemiş olduğu sözü işitenlere vardılar. Bunlar Ebu Musa`nın kendilerine söylediği şeyleri aynen söylediler.
Sıra :
 
Hadis :
Resulullah (sav) Tebük Gazvesine katılmak için çağrıda bulundu. Ben hemen ehlime gittim. Gazveye gitmeye yöneldim. Resulullah`ın ashbının ilk kısmı yola çıkmıştı bile, Medine`de seslenmeye başladım: "(Ganimetten gelecek) hissesi taşıyana olacak bir kimseyi (devesiyle) taşıyacak bir kimse yok mu?" diyordum. Ensar`dan yaşlı bir zat: "Kendisini münavebe ile bindirmem ve yiyeceğim de vermem karşılığında (savaştan elde edeceği) hissesi bize olmak kaydıyla götürürüm!" dedi. Ben: "Anlaştık!" dedim. Ensari: "Öyleyse Allah`ın bereketi üzere yürü!" dedi. Böylece en hayırlı bir arkadaşla yola çıktım. Allah ganimetde nasib etti, hisseme bir miktar deve isabet etti. Bunları sürüp, (beni devesine alan Ensariye) getirdim. Adam çıkıp devesinin havıdındaki çullardan biri üzerine oturdu, ve: "Bu develeri sen geri sür!"dedi. Sonra tekrar: "Sen bu develeri ileri sür, (bana getirme)!" dedi ve ilave etti: "Ben senin bu develerini değerli görüyorum" dedi. Vesile de: "Bu başlangıçta anlaştığımız şarta göre senin ganimetin!" dedim. Ama Ensari: "Ey kardeşimin oğlu, ganimetini al. Ben senin bu maddi payını istememiştim (sevaba, manevi kazanca iştirak etmeyi düşünmüştüm)" dedi.
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav), Ebu Rafi`e bir heyet gönderdi. Abdullah İbnu Atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken öldürdü.
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) yahudi Ebu Rafi`e, Ensar`dan bir grup adam gönderip, başlarına da Abdullah İbnu Atik`i koydu. Ebu Rafi` Resulullah (sav)`a eza veriyor ve aleyhinde çalışmalar yapıyordu. Ebu Rafi Hicaz bölgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu. Kaleye yaklaştıkları zaman güneş batmıştı. Halk artık sürüleriyle dönüyordu. Abdullah arkadaşlarına: "Siz burada oturun ve yerinizden ayrılmayın. Ben gidip, kapıcılara biraz iltifat edip, içeri girme imkanı arayacağım" dedi ve ilerledi. Kapıya kadar geldi. Kazayı hacet yapıyormuş gibi elbisesini toparladı,i însanlar içeri girmişti. Kapıcı seslendi. "Ey Allah`ın kulu, girmek istiyorsan gir. Kapıyı kapatacağım (çabuk ol)!" dedi. Ben de girdim ve (bir köşeye) gizlendim. Halk tamamen girince kapıyı kapattı. Sonra da anahtarları bir kazığa taktı. Ben (müsait bir anda) kalkıp anahtarları alıp kapıyı açtım. Ebu Rafi evinde gece sohbeti yapıyordu. Ve hususi bir köşkte idi. Sohbet arkadaşları dağılınca, yanına çıktım. Her bir kapıyı açıp girdikçe içeriden üzerime kapadım. "Eğer halkın haberi olur da beni öldürmeye azmederlerse, ben Ebu Rafi`i öldürmeden ona ulaşamasınlar diye böyle yaptım. Sonunda yanına kadar geldim. Köşkün ortasında yer alan karanlık bir odadaydı. Ancak, odanın neresinde olduğunu bilemiyordum. "Ebu Rafi`" diye seslendim. "Kim o?" dedi. Sese doğru yöneldim. Heyecan içerisinde bir kılıç darbesi indirdim, ama boşa gitti. Adam bir çığlık attı. Hemen odadan çıktım. Azıcık bekleyip tekrar girdim, [sesimi değiştirip, yardıma gelmiş gibi:] "O ses de ne? ey Ebu Rafı" dedim. "Kahrolası, odada biri var az önce bana kılıç vurdu" dedi. (Yerini iyice keşfetmiştim), bir darbe daha indirdim. Yaraladım, fakat öldüremedim. Sonra kılıcın ucunu karnına sapladım, sırtına kadar dayandı. Öldürdüğümü anladım. Geri dönüp, kapıları teker teker açmaya başladım. Merdivene kadar geldim. Ayağımı bastım. Yere kadar ulaştığımı zannettim. Ay ışığıyla aydınlık bir gecede düştüm. Bacağım kırıldı. Sarığımla sardım. Sonra gidip kapının önüne oturdum. Onu gerçekten öldürdüm mü, öğreninceye kadar bu gece kaleden dışarı çıkmayacağım" dedim. Horozlar ötünce, surların üzerinden ölüm ilan edildi. Ölüm habercisi: "Hicaz ahalisinin tüccarı Ebu Rafi`in ölümünü duyuruyorum!" diye bağırıyordu. Ben hemen arkadaşlarımın yanına gittim. "Zafer!" dedim, Allah Ebu Rafi`in canını aldı!" Resulullah (sav)`a geldim, olup biteni anlattım. Bana: "Uzat ayağını!" buyurdular. Ben de ayağımı uzattım. Meshediverdi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi hiçbir rahatsızlık kalmadı.
Sıra :
 
Hadis :
Resulullah (sav) İbnu Ebi`l-Hukayk`ı öldürenleri, (bu işe giderken) kadın ve çocukları öldürmekten nehyetmişti. Onlardan bir adam dedi ki: "Karısı bağırmalarıyla bize sıkıntı olmuştu. Kılıncı sıyırıp tepesine kaldırdım. (Vuracağım sırada) Resulullah (sav)`ı(n tenbihini) hatırladım ve kendimi tuttum. Bu tenbih olmasaydı ondan da rahata erecektik.
Sıra :
 
Hadis :
Resulullah (sav) Uhud`a çıktığı zaman, (bir müddet sonra) O`nunla beraber çıkanlardan bir kısmı geri döndü. [Bunlar hakkında] Resulullah (sav)`ın ashabı ikiye ayrıldı. Bir grup: "Bunları öldürelim" diyordu. Öbür grup ise: "Hayır onları öldürmeyelim" diyordu. Bu ihtilaf üzerine şu ayet nazil oldu: "(Ey Müslümanlar!) Münafıklar hakkında iki fırka olmanız da niye? Allah onları yaptıklarından dolayı baş aşağı etmiştir, Allah`ın saptırdığını siz mi yola getirmek istiyorsunuz? Allah`ın saptırdığı kimseye sen hiç yol bulamayacaksın" (Nisa 88). Resulullah da şöyle buyurdu: "Burası Taybe`dir. Deccal`i sürer çıkarır, tıpkı körüğün, demirin pasını çıkardığı gibi."
Sıra :