Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
GAZVELER BÖLÜMÜ
Kütüb-ü Sitte eserindeki GAZVELER BÖLÜMÜ fasılı ile ilgili konular ve hadisler
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) Mekke`ye girdiğinde sancağı beyaz, üzerindeki sargı da siyahtı.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) Huneyn Gazvesine çıkmayı arzu edince: "Yarınki konaklama yerimiz inşallah Beni Kinane Hayfı`dır. Onlar küfür üzerine orada yeminleşmişlerdi" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`la Huneyn günü beraber yürüdük, öğle sonrası oluncaya kadar yürümeyi uzattık. Öğle namazı(mn vakti) girdi. Derken bir atlı geldi. "Ey Allah`ın Resulü!" dedi. "Ben sizin önünüzden ilerledim. Hatta falan falan dağa çıktım. Bir de ne göreyim! Havazin kabilesi toptan karşımda. Kadınları, develeri, davarları toptan Huneyn`de toplanmışlar" dedi. Aleyhissalatu vesselam tebessüm buyurdu ve: "İnşallah, yarın bunlar müslümanların ganimetidir!" dedi ve sordu: "Bu gece bizi kim bekleyecek?" Enes İbnu Ebi Mersed el-Ganevi atılıp: "Ben, ey Allah`ın Resulü!" dedi. Resulullah (sav): "Öyleyse bin!" buyurdular. Enes atına bindi ve Aleyhissalatu vesselam`ın yanına geldi. O zaman: "Şu geçide yönel, en yüksek yerine kadar çık. [Gece boyu atından inme.] Sakın senin cihetinden geceleyin aldatılmayalım" tenbihinde bulundu. Sabah olunca Aleyhissalatu vesselam namazgahına geçti, iki rek`at namaz kıldı. Sonra: "Atlıdan bir haberiniz var mı?" diye sordu. "Bir haberimiz yok!" dediler. Namaza duruldu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kılarken geçide doğru (bazan) göz atıyordu. Namazı kılıp selam verince: "Müjde, atlınız geldi!" buyurdu. Biz de geçidin ağaçları arasına baktık, gerçekten o idi. Geldi, Resulullah (sav)`ın yanında durdu. (Selam verdi ve): "Ben" dedi, "gittim bu geçidin en yüksek yerine, Resulullah`ın emrettiği şekilde vardım. Sabah olunca iki geçit daha tırmandım. Baktım, kimseyi görmedim!" dedi. Resulullah (sav) ona: "Gece (attan) indin mi?"diye sordu: "Namaz veya kaza-yı hacet dışında inmedim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "(Bu amelinle cenneti kendine) vacib kıldın. Bundan böyle ameli terketmenin sana bir günahı yok. (Bu amelin cennete girmen için kafidir)" buyurdular.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Huneyn gününde, Hevazin, Gatafan ve diğerleri çocukları ve develeriyle birlikte (savaş yerine) geldiler. O gün Resulullah (sav)`ın ordusunda da 10 bin kişi vardı. Mekkeli Tuleka`da Resulullah`ın safında idi. (Savaş başlar başlamaz) hepsi geri kaçtı. Aleyhissalatu vesselam yalnız kaldı. O gün iki defa nida etti. İkisi arasına bir başka söz karıştırmadı. Şöyle ki: Sağ tarafına yönelip: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler: "Buyurun ey Allah`ın Resulü! Biz seninle beraberiz! Müjde" dediler. Aleyhissalatu vesselam sonra da soluna döndü: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler de: "Buyur ey Allah`ın Resulü! Müjde, biz seninleyiz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam beyaz bir katırın üstünde idi. Katırdan indi ve: "Ben Allah`ın kulu ve elçisiyim!" dedi. (Müslümanlar toparlanıp mukabil hücuma geçince) müşrikler hezimete uğradı. Aleyhissalatu vesselam çok ganimet elde etti. Onu Muhacirler ve Tuleka arasında taksim etti. Ondan Ensar`a hiçbir şey vermedi. Bunun üzerine Ensariler (ra) (serzenişte bulunup): "Sıkıntı olunca biz çoğalıyoruz: Ama ganimeti bizden başkasına veriyor!" dediler. Bu sözleri Aleyhissalatu vesselamın kulağına ulaşmıştı, hemen Ensar`ı topladı. "Ey Ensar cemaati! Herkes dünyalıkla dönerken, siz Muhammed (sav)`la dönmekten, evinizde onunla beraber olmaktan razı ve memnun değil misiniz?" dedi. Ensar: "Elbette ey Allah`ın Resulü, razıyız, memnunuz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "İnsanlar bir vadiye yürüseler, Ensar da bir geçide yürüse, ben Ensar`ın geçidinde giderim" buyurdular.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Bir adam Bera İbnu Azib (ra)`e geldi ve: "Ey Ebu İmare! Huneyn gününde hepiniz geri mi kaçtınız?" diye sordu. Bera: "Ben, Resulullah (sav)`ın kaçmadığına şehadet ederim! Ancak, askerlerden yükü hafif olan (aceleciler) ile zırh taşımayanlar Hevazin`in bir kanadına yürüdüler. Halbuki buradakiler okçu kimselerdi. Onları çekirge sürüsü gibi hep birden ok yağmuruna tuttular. Bunun üzerine dağılmak zorunda kaldılar. Böylece düşman, Resulullah (sav)`a yöneldi, Resulullah (sav)`ın katırını Ebu Sufyan İbnu`l-Haris İbni Abdilmuttalib (ra) yediyordu. Aleyhissalatu vesselam katırından indi, dua etti, (Allah`tan) yardım taleb etti. Şöyle diyordu: "Ben Peygamberim yalan değil! Ben Abdulmuttalibin Oğluyum! Allahım yardımını indir." Sonra askerleri düzene koydu. Bera devamla der ki: "Vallahi, biz savaş kızıştı mı Resulullah (sav)`a sığınırdık.Bizim cesurumuz Resulullah (sav)`a, aynı hizada durabilendi."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) bir seferde iken yanına bir düşman gözcüsü uğradı. Ashabla konuşmaya oturdu. Sonra birden sıvıştı: Resulullah (sav): "Onu yakalayın ve öldürün!" emir buyurdu. Ben (yakalayıp) öldürdüm. Resulullah (sav) seleb`ini bana verdi.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
(Annem) Ümmü Süleym, Huneyn savaşı sırasında bir hançer temin etmişti, yanından ayırmıyordu. Resulullah (sav) [hançeri görünce] sordu: "Ey Ümmü Süleym, şu da ne?" "Bunu, müşriklerden biri bana yaklaşacak olursa karnına saplamak için temin ettim!" dedi. Resulullah (sav) bu söz üzerine gülmeye başladı. Ümmü Süleym: "Ey Allah`ın Resulü, sizinle olup da şu Tuleka`dan hezimete uğrayan bizim dışımızdakileri öldür!" dedi. Resulullah (sav): "Ey Ümmü Süleym, şurası muhakkak ki Allah bize kafi geldi ve iyi yaptı" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) Huneyn Gazvesi`nden fariğ olunca, Ebu Amir (ra)`i bir askeri birliğin başında Evtas`a gönderdi. Ebu Amir, orada Dureyd İbnu`s-Sımme ile karşılaştı. Dureyd öldürüldü, Allah da adamlarını hezimete uğrattı. (O sırada) ben Ebu Amir ile beraberdim. Dizine bir ok atıldı. Yanına gelip: "Bu oku sana kim attı?" diye sordum. Bana bir şahsı işaret ederek (ok atanı) gösterdi. Ona yönelip yanına vardım. Beni görünce kaçtı. Ben de peşine düştüm. "Utanmıyor musun, durmuyor musun" diye peşinden bağırmaya başladım. Birden durdu. Karşılıklı olarak bir-iki kılıç salladık. Derken ben onu öldürdüm. Sonra gelip Ebu Amir`e: "Allah seninkinin canını aldı!" dedim. "Hele şu oku bir çek!" dedi. Ben oku çektim. (Okun yerinden) su çıktı. "Ey kardeşimin oğlu," dedi, "Resulullah (sav)`a benden selam söyle, benim için Allah`tan mağfiret deyiversin." Ebu Amir, birliğin komutanlığını bana devretti. Bir müddet durup sonra vefat etti. Dönünce, durumdan Resulullah (sav)`a bilgi verdim. Bir miktar su getirtti, abdest alıp ellerini kaldırdı. Koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Sonra şöyle dua etti: "Allahım, Ubeyd Ebu Amir`e mağfiret buyur, Allahım, Kıyamet günü onu, onun derecesini kullarının -veya insanların- birçoğunun derecesinden üstün tut." "(Ey Allah`ın Resulü) benim için de istiğfar ediver!" dedim. "Allahım, Abdullah İbnu Kays`ın günahını mağfiret et! Onu, kıyamet günü iyi bir yere koy!" dedi. Ebu Bürde der ki: "O iki duadan biri Ebu Amir içindi, diğeri de Ebu Musa içindir."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) Taif`i kuşatınca hiç bir netice elde edemedi. Bunun üzerine: "İnşaallah yarın yolcuyuz (muhasarayı kaldıracağız)" dedi. Bu Ashabın pek ağrına gitti: "Yani Taif`i fethetmeden gidecek miyiz? -bir rivayette dönecek miyiz" -dediler. Aleyhissalatu vesselam da: "Sabahleyin saldırın!" buyurdular. Sabahleyin saldırdılar ve birçokları yaralar aldı. Resulullah tekrar: "Yarın inşaallah gideceğiz!" buyurdular. Bu sefer askerler memnun kaldılar. Aleyhissalatu vesselam (onların haline) güldü.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Sakif hey`eti geldiği zaman, Resulullah (sav)`ın yanına indiler. Aleyhissalatu vesselam onları mescidde ağırladı, ta ki kalplerini daha bir rikkate getirip müessir olsun. Onlar (müslüman olup bey`at yapmak için) öşür alınmamasını, cihada çağrılmamalarını ve namazın kendilerine farz kılınmamasını şart koştular. Resulullah (sav): "Sizden öşür alınmasın, cihada da çağrılmayın. Ama rükusuz (namazsız) bir dinde hayır yoktur" buyurdu.
Sıra :