Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Enes b. Mâlik

Enes b. Mâlik - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Konu :
Baslik :
YİNE BU HUNEYN SEFERİNDE CÂHİL BİR BEDEVÎ DE RESÛLULLÂH`IN RİDÂSININ YAKASINDAN TUTARAK: YANINDAKİ ALLAH MALINDAN BANA DA BİRAZ VER! DİYE ŞİDDETLE ÇEKMİŞ, RESÛLULLÂH DA YÜZÜNE GÜLEREK BAKMIŞ VE VERİLM
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ben bir kere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gidiyordum. Resûlullah`ın üzerinde Necran mensûcâtından kalın kenarlı bir ridâ, (kaftan) bulunuyordu. Bâdiyeli bir Arab bize yetişti de Resûlullah`ın ridâsını şiddetle çekti. O sırada ben Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in boynu ile iki omuzu arasına bakmıştım (bir de ne göreyim?) Bedevînin ridâyı şiddetle çekmesinden ridânın (kalın) kenarı Resûllulah`ın boyun safhasında iz bırakmıştır. Bundan sonra bedevî Resûlullah`a: - Yanında bulunan Allah malından bana bir şey verilmesini emret! dedi. Bunun üzerine Resûlullah bedevîye doğru (şefkatle) baktı da güldü, sonra bu bedevîye biraz dünyâlık verilmesini emretti.
Sıra :
 
Baslik :
CENNET`E İLK GİREN İSLÂM ÜMMETİNİN KEMMİYYET VE KEYFİYYETİ
Hadis :
Rivâyete göre demiştir ki: bir kere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (Ükeydir tarafından) ince bir atlas cübbe hediye olundu. Resûlullah ise (erkeklerin) ipekli kullanmalarını yasak ettiğinden halk, Peygamber`in bunu kabûl buyurmasına hayret ettiler. (Bunun üzerine Resûlullah: buna taaccüp mü ediyorsunuz? buyurdu. Ashâb: Evet! diye tasdîk ettiler.) Resûlullah da: - Muhammed`in hayâtı yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn olsun ki: Sa`d İbn-i Muâz`ın Cennet`deki mendilleri, (hayret ettiğiniz) şu cübbeden muhakkak daha güzeldir, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
CENNET`E İLK GİREN İSLÂM ÜMMETİNİN KEMMİYYET VE KEYFİYYETİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Ashâbım! Cennet`de (Tûbâ denilen) bir ağaç vardır ki, bir süvârî onun gölgesinde yüz sene gezse onun gölgesini asla bitiremez" buyurmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
ABDULLÂH İBN-İ SELÂM`IN MÜSLÜMAN OLMASI;ABDULLÂH İBN-İ SELÂM`IN RESÛL-İ EKREM`E ÜÇ SORGUSU;ABDULLÂH İBN-İ SELÂM`IN MÜSLÜMANLIĞINA YEHÛD`UN İ`TİRÂZI
Hadis :
Rivâyete göre demiştir ki: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Medîne`ye gelmeleri haberi Abdullah İbn-i Selâm`a erişmişti de o hemen Resûlullah`a gelerek: - Yâ Muhammed! Ben sana üç suâl soracağım ki, bunların cevablarını yalnız Peygamber olan bilebilir? dedi: 1) Eşrât-ı sâatin (Kıyâmet alâmetlerinin) evvelkisi nedir? 2) Ehl-i Cennet (Cennet`e girdiklerinde) ilk önce hangi taâmı yiyecekler? 3) Çocuk ne cihetle babasına benzer, hangi bir sebeple de ana soyuna çeker? diye sordu. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu mes`eleleri önün sıra Cibrîl bana haber vermişti! buyurdu. Bunun üzerine Abdullah: - (Bırak onu) o Cibrîl Melekler arasında Yehûdî düşmanıdır! dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (asıl cevâba başlıyarak): - 1) Kıyâmet alâmetlerinin en öncesi bir ateştir ki, o, insanları Maşrık`tan Mağrib`e sürecektir. 2) Ehl-i Cennet`in yiyeceği ilk taâm da balık ciğerinin (sarkmış olan) fazlasıdır. 3) Çocuğun (baba ve ana soylarına) benzemesine gelince: erkeğin kadına cinsî münâsebette bulunduğu sırada erkeğin suyu kadınınkinin önüne geçerse, çocuk babaya benzer. Kadının suyu erkeğinkinin önüne geçerse, çocuk anaya benzer, buyurdu. Bunun üzerine Abdullah İbn-i Selâm: - Kat`î sûrette ben şehâdet ederim ki, sen yâ Muhammed Allah`ın (Hak) Peygamberisin" dedi. Bundan sonra İbn-i Selâm (devâmla): Yâ Resûla`llah! Yehûd, insanı hayrette bırakacak sûrette yalan söyleyen, asılsız isnâd ve iftirâlarda bulunan haksız bir millettir. Eğer siz ben (im seciyemi, her hâlim) i onlardan sormazdan önce benim müslüman olduğumu duyup öğrenirlerse muhakkak onlar yanınızda bana (akla gelmedik) büthân ve iftirâlarda bulunurlar. (Siz beni onlardan sorunuz!) dedi. Bunu müteâkip idi ki, Resûlullah`ın huzûruna bir Yehûd (zümresi) geldi. Abdullah da evi(n mahfûz bir tarafın)a çekiliverdi. Şimdi Resûlullah Yehûdîlere: - Aranızdaki Abdullah İbn-i Selâm nasıl adamdır? diye sordu. Yehûdîler: - O, bizim en yüksek bir âlimimizdir. Bu derece yüksek bir âlimimizin de oğludur. Yine İbn-i Selâm, bizim en hayırlımızdır ve en hayırlı bir sîmâmızın da oğludur! dediler. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: Abdullah müslüman olduysa ne dersiniz, (siz de müslüman olur musunuz?) diye sordu. Yehûdîler: - Böyle şeyden onu Allah korusun! diye karşıladılar. Bunun üzerine Abdullah Yehûdîlere karşı çıktı. Ve: - "Eşhedü en lâ ilâhe illa`llah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullah = bilirim (ey Yehûdî cemâati, size de) bildiririm ki, Allah`dan başka yoktur tapacak. Yine bilirim, bildiririm, Allah`ın elçisidir Muhammed" dedi. Bu def`a da Yehûdîler: - O bizim şerîrimizdir, şerîrimizin de oğludur! demeğe başladılar. Ve İbn-i Selâm` (ın ırzı, nâmûsu, neseb ve şerefi) hakkında türlü iftirâlarda bulundular. (Bu mütenâkız şehâdet üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Birinci şehâdetiniz bize kâfîdir; ikincisi ise lüzumsuzdur! buyurdu).
Sıra :
 
Baslik :
ŞİRK İLE İLGİLİ HADİS
Hadis :
Rivâyet olunduğuna ve müşârün-ileyh, rivâyetini Resûlullah`a ref` ve îsâl ettiğine göre: Allahu Teâlâ (Kıyâmet gününde) Cehennemliklerin azâb cihetiyle en hafîfi olan (Ebû Tâlib gibi) birisine: - Farzedelim ki, yeryüzünde mal olarak ne varsa hep senin olsa, şu azâbtan kurtulmak için onu fedâ eder mi idin? diye soracaktır. O da: - Evet, fedâ ederdim, yâ Rabbî! diyecek. Bunun üzerine Allahu Teâlâ: - Fakat sen, Âdem (atan) in sulbünde iken ben senden (şimdi göze aldığın fedâkârlıktan) daha ehven bir şey istemiştim ki, bana şirk ve küfür etmemendi. Fakat sen (dünyâya gelince Tevhid`den) imtinâ edip şirki iltizâm ettin! diyecektir.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN SIFATLARI HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK (RADİYA`LLÂHU ANH)`İN RİVÂYETLERİ
Hadis :
(Resûlullah`ı şöyle ta`rîf ve tavsîf ettiğini) rivâyet etmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kavminin orta boylusu idi: ne çok uzun, ne de fazla kısa endamlı idi. Resûlullah ezherü`l-levn idi: (Teni ve sîmâsı, kırmızı rengi iyice emmiş beyazdı) ne (kireç renginde) duru beyazdı, ne de kara yağızdı. Resûlullah (Sûdânîler gibi) kıvırcık, kısa saçlı değildi. Düz, ve uzun saçlı da değildi. O, mu`tedil sarkık saçlı idi. Ona kırk yaşı (nın tamâmı) nda (Vahy) indirildi. Vahy indirilmekte olduğu halde Mekke`de on yıl ikamet etti. Medîne`de de on yıl (yaşadı). Ve başı(nın saçı)nda ve sakalında yirmi tel ak saç bulunmıyarak (Refîk-ı A`lâ`ya = Cenâb-ı Hakk dîvânına da`vet olunup) alındı. (Ve altmış yaşının tamâmında vefât etti).
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN SIFATLARI HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK (RADİYA`LLÂHU ANH)`İN RİVÂYETLERİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ne ifrat derecede uzundu; ne de kısa boylu idi. O, ne (süt gibi) sâfi beyazdı; ne de kara yağızdı. O, ne kısa kıvırcık saçlı idi; ne de düz uzun saçlı. Kırk yaşını doldurunca Allah onu Peygamber gönderdi. Enes İbn-i Mâlik (bundan sonra, bundan önce rivâyet olunan) hadîsin tamâmını zikretti.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN SÂİR VASIFLARI HAKKINDAKİ DİĞER RİVÂYETLER
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (saçını) boyadı mı? diye sorulmuş. O da: hayır, boyamadı. Çünkü biraz beyazlık onun yalnız -iki göziyle iki kulağı arasına dökülen- iki zülfünde vardı, demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN AHLÂKI KUR`ÂN İDİ. HER EMRİN KOLAYINI İLTİZÂM EDERDİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ben hayâtımda Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in elinden daha yumuşak hiç bir ipeğe, hiç bir dîbâya yapışmadım. Yine ben ömrümde Resûlullah`ın kokusundan daha hoş bir koku da ebedî koklamadım.
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN Mİ`RÂCI`NIN MUKADDİMESİ OLUP NÜBÜVVETTEN ÖNCE MELEKLERLE KÂ`BE`DE MÜLÂKÂTI
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Mi`râc gecesi Mescid-i Harâm`dan (Beyt-i Makdis`e) sefer ettiğine dâir haber (in mukaddimâtın)ı şöyle hikâye ettiği rivâyet olunmuştur: Resûlullah`a vahyolunmazdan (ve Nübüvvet gelmezden iki sene) önce (bir gece o, Kâ`be mescidinde Hamza ile Ca`fer`in arasında uyurken) yanına üç Melek geldi. Bunlardan birincisi öbirisine: - O (Muhammed) hangisidir? diye sordu. O da: - Ortadaki, o, bunların hayırlısıdır, diye cevap verdi. En sondaki (üçüncü) Melek de: - Haydi hayırlısını alınız! dedi. Ve Mi`râc kıssasının mukaddimâtı bundan ibâret bulundu. (Bu gece başka bir şey vuku` bulmadı). Bu sûretle Resûlullah (uyurla uyanık arasında) kalbinin görmesi hâlinde bu melekleri -başka bir gece gelmelerine kadar- bir daha görmemiştir. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in iki gözü uyurdu: fakat kalbi uyumazdı. Başka Peygamberler de hep böyledir: gözleri uyur da gönülleri uyumaz. Bunun üzerine Cibrîl (mîâdı geldiğinde) Resûlullah`ı alarak geri dönmüş sonra Resûlullah ile semâya çıkmıştır.
Sıra :