Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Katâde Hâris b. Rıb`ıyy
Ebû Katâde Hâris b. Rıb`ıyy - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
BİR ŞEY İÇERKEN İÇİNE HOHLAMAMAK VE İSTİNCÂYI SOL ELLE YAPMAK HAKKINDA EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İçinizden biri, bir şey içtiğinde kabın içine hohlamasın, helâya gittiğinde zekerine sağ eliyle dokunmasın. Sağ eliyle de silinmesin (yâni istincâ etmesin).
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
TAHİYYETÜ`L-MESCİD HAKKINDA KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Bir kimse mescide girdiği vakitte oturmadan evvel iki rek`at kılsın." buyurdukları (merfûan) rivâyet olunuyor.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN OMUZUNDA BİR ÇOCUK BULUNDUĞU HALDE NAMAZ KILDIĞINA DÂİR EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki,) Zeyneb bint-i Resûlullâl salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Ebü`l-Âs İbni`r-Rebî b. Abd-i Şems (radiya`llâhu anh) den kerîmesi Ümâme`yi Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem taşıyarak namaz kılar ve secdeye vardıkca (yere) bırakıp (secdeden) kalktıkca tekrar taşırdı.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
VAKTİNDE KILINAMAYAN SABAH NAMAZININ NASIL EDÂ EDİLECEĞİNE DÂİR KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Bir gece Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuk ediyorduk. İçimizden biri. "Yâ Resûlâ`llâh, gece sonu emretsen de konak etsek!" dedi. (Cevâben): "Korkarım uyuyakalıp namazı kaçırırsınız." buyurdu Bilâl (radiya`llâhu anh): "Ben sizi uyandırırım." dedi. Yattılar. Bilâl de arkasını râhilesine (yâni bindiği deveye) daya(yıp bekle)di. (Derken) gözleri kapanıp (o da) uyuyakaldı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem uyandığı zaman hâcib-i şems gözükmüştü. "Bilâl, dediğin nerede kaldı?" buyurdu. (Bilâl:) "Bana bu güne gelinceye kadar bunun gibi (ağır) bir uyku basmış değil." dedi. (Bunun üzerine) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâhu Teâlâ istediği zamanda ruhlarınızı kabzetti. (Yine) istediği zamanda geri çevirdi. Bilâl, kalk, ezan oku. (Bunun üzerine) Bilâl halkı namaza da`vet etti yâni ezan okudu. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) abdest aldı. Güneş yükselip bembeyaz olduğu vakitte de kalktı, namazı kıldırdı.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
CEMÂATE YETİŞMEK İÇİN ACELE ETMİYİP SEKÎNET VE VAKÂR İLE GİTMEĞE DÂİR EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) biz Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namazda iken bir çok kimselerin koşuşma (ve haykırışma) seslerini duydu. Namazı kıldırdıktan sonra: "Ne oluyorsunuz?" diye sordu. "Namaz(a yetişmek) için acele ettik" dediler. Buyurdu ki: (Hayır,) öyle yapmayınız. Namaza geldiğinizde (vakar ve) sekînetden ayrılmayınız. (Ağır ağır yürüyünüz). Namazın yetiştiğiniz kadarını (imam ile berâber) kılar, fevt ettiğinizi de sonra yalnız) itmâm edersiniz.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
İKÂMET EDİLİP İMAM AYAĞA KALKMADAN CEMÂATİN AYAĞA KALKMAMASINA DÂİR EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Namaz ikâme edildiği vakit beni (hücremden çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız. (Sekînet üzere olunuz)" buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
BU BÂBDA VÂRİD OLAN DİĞER RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Çok kere) ben namaza (kırâeti) uzatmak niyyetiyle dururum da (geriden) bir çocuğun ağladığını duyunca anasına meşakkat (ve zahmet) getirmeyeyim diye namazımı kısa keserim.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN ÖĞLE, İKİNDİ VE SABAH NAMAZLARINDAKİ KIRÂETİNE DÂİR EBÛ KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) öğlen namazının ilk iki rek`atında Fâtihatü`l-Kitâb ile birer sûre tilâvet buyurur, (şu kadar ki,) ilk rek`atta uzun (sûre), ikincisinde kısa (sûre) okur, sırran okuduğu âyeti de ahyânen bize duyururdu. İkindi (namazın) da (ilk iki rek`atta) Fâtiha ile birer sûre tilâvet buyurur ve birincisinde uzun (sûre), ikincisinde kısa (sûre) okurdu. Sabah namazınının (ise) ilk rek`atında (kırâeti) uzatır, ikincisinde kısaltırdı.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ PEYGAMBER`İN ÖĞLE VE İKİNDİ NAMAZLARINDA SİRRAN KIRÂETTE BULUNDUĞU; İLK İKİ REK`ATTE FÂTİHA`DAN ZAMM-I SÛRE OKUDUĞU VE İLK REK`ATTE DAHA UZUN OKUDUĞUNA DÂİR KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) Öğle namazının ilk rek`atında Ümmü`l-Kitâb (yâni Fâtiha) ile birer sûre, son iki rek`atında da (yalnız) Ümmü`l-Kitâb okurdu. (Ahyânen) bize (sırran okuduğu) âyeti (de) duyururdu. İlk rek`atta ikinci rek`attan ziyâde (kırâeti) uzatırdı. İkindi namazında da, sabah namazında da böyle (yapardı).
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
CEZÂ-Yİ SAYDIN EN MEŞHÛR VE MUFASSAL OLAN KATÂDE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Hudeybiyye senesi biz de Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gitmiştik. Dostlarım ihramlanmışlardı. Fakat ben ihrâma girmemiştim. Bir ara bize "Gayka" da düşman bulunduğu haber verildi. (Resûlullah`ın emriyle) düşman tarafına (istikşâf için) yöneldik. Arkadaşlarım bir hımâr-ı vahşî görmüşlerdi. (Ve ihramlı bulunduklarından hayretle) biribirlerine gülmeğe başlamışlardı. Baktım, hayvanı ben de gördüm. Ve atımı ona doğru sürdüm; himâr-ı vahşîyi vurup bulunduğu yerde tevkîfe muvaffak oldum. Havyanı yüklenip getirmek için arkadaşlarımdan yardım etmelerini istedim. (İhramlı olduklarından) bana yardım etmekten çekindiler. (Nihâyet kendim getirdim) ve hepimiz bunun etinden yedik. Sonra ben, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile hatt-ı muvâsalamızını düşman tarafından kesilmesinden korkarak Resûl-i Ekrem`e mülâkî olmak istedim. Atımı kâh şahlandırarak, kâh seyr-i mu`tâd ile yürüterek giderken gece yarısında Benî Gıfar`dan birisine kavuştum. Ve ona: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `i nerede bıraktın? diye sordum. Gıfârî bana: - "Ti`hin" mevkiinde bıraktım. "Sükyâ" (köyün)de kuşluk uykusu uyumak iste (yerek maiyetinin hareketini emretmiş) di, dedi. Nihâyet Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `e vâsıl oldum. Huzûru Saâdet`e girdiğimde: - Yâ Resûla`llah! Keşif kolundaki Ashâb`ın sana Allah selâmı, Mevlâ rahmeti okuyup gönderdiler. Düşmanın sizinle hatt-ı muvâselelerini kesmesinden endîşe ediyorlar; bunların gelmesine intizar buyursanız, dedim. Resûlullah, arkadaşlarım gelinceye kadar bekledi. (Bu sırada): - Yâ Resûla`llah! Bir hımâr-ı vahşî avladık; yanımda bunun etinden artmış bir parça vardır, dedim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâbına: - Bu av etini yeyiniz, buyurdu. Halbuki Ashâb-ı Kirâm ihramlı idiler.
Sıra :