Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Hüreyre
Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ ÎSÂ`NIN ÂLÎ BİR MENKABESİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE`NİN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ben, Meryem-oğlu Îsâ`ya dünyâ ve âhirette nâsın en yakınıyım. Esâsen Peygamberler baba bir kardeştirler, anaları ayrıdır, dinleri birdir. (Tevhîd dînidir).
Sıra :
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ ÎSÂ`NIN ÂLÎ BİR MENKABESİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE`NİN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: Bir kere Îsâ İbn-i Meryem bir kişinin hırsızlık ettiğini görmüş de ona: sen çaldın mı? diye sormuş. O da: -ibâdete lâyık Tanrı olmayıp yalnız kendisi lâyık olan- Allah`a yemîn ederim ki, asla ben çalmadım! diye cevab vermiş. Bunun üzerine Îsâ: Allah`a îmân (ve O`nun adına yemîn edeni tasdîk) ettim; kendi gözümü de tekzîb eylerim, demiştir..
Sıra :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ÖNCE ÎSÂ ALEYHİ`S-SELÂM`A, SONRA DA HÂTEMÜ`L-ENBİYÂ EFENDİMİZ`E ÎMÂN EDEN KİŞİYE İKİ ECİR VARDIR
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: "İbn-i Meryem gökten sizin yanınıza indiği zaman devlet reîsiniz kendinizden, namazda imâmınız olduğu (Îsâ da imâmınıza iktidâ ettiği) halde bakalım nasıl olursunuz?" buyurmuştur.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBERLER İDÂRESİ RESÛL-İ EKREM`LE SONA ERDİĞİ, SONRA HİLÂFET DEVRİ BAŞLADIĞI;İSLÂM İDÂRE HUKÛKU TEŞKÎLÂTINDA HALÎFE -Kİ DEVLET REİSİDİR- İNTİHÂB ŞEKLİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İsrâil oğulları zamânında onları (âmirlerin, vâlîlerin ahâlîyi idâre ettiği gibi) Peygamberler idâre ederdi. Her ne zaman bir Peygamber ölürse, onun yerine başkası geçerdi. Şüphesiz ki, benden sonra Peygamber yoktur. Ancak halîfeler bulunur. (Ümmeti bu devlet reisleri idâre eder). Onlar müteaddit de olabilir. Ashâb: - Yâ Resûla`llah! Halîfeler teaddüd ederse (ihtilâf edeceklerinden) bize ne (vechile hareket etmemizi) emredersiniz? diye sordular. Resûlullah: - Birinci ettiğiniz bîate bağlı kalınız! (Çünkü birinci bîat sahîhtir) onlara haklarını veriniz (emirlerini dinleyip itâat ediniz!). Onlara da Allah, riâyet etmeleri matlûb olan haklarınızdan soracaktır.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
SAÇ VE SAKAL BOYAMAK HUSÛSUNDA ASR-I SAÂDET`TEKİ YEHÛDÎLERE, HIRİSTİYANLARA MUHÂLEFET EDİLMESİ HUSÛSUNDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Yahûdî ve Hristiyanlar (ak saçlarını, sakallarını) boyamazlar. Siz onlara muhâlefet ediniz!" buyurmuştur.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
BENÎ İSRÂİL ARASINDAKİ ABRAŞ, KEL, KÖR ÜÇ KİŞİNİN DİKKATE DEĞER KISSALARINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur: Benî İsrâil`de abraş, kel, kör üç kişi vardı. Allahu Teâlâ bunları imtihan etmek istedi de onlara bir Melek gönderdi. Melek abraşa geldi: - En çok neyi seversin? dedi. Abraş: - Güzel renk (ve sîmâ), güzel ten (ve nermin vücûd). Çünkü halk beni çirkin görüyor, (benden iğreniyor) dedi. Resûlulah buyurmuş ki: Melek abraşın vücûdunu sıvadı. Ondan bu çirkin manzara gitti de ona güzel bir sîmâ, güzel bir ten verildi. Bundan sonra Melek ona: - En çok hangi malı seversin? diye sordu. Abraşlıktan kurtulan kişi: - Deveyi, dedi, yâhut da sığırı, dedi. Deve isteyene on aylık gebe bir deve verildi. Bunun üzerine Melek ona: bu deve mübârek (ve bereketli) olsun! diye duâ etti. (Sonra) Melek başı kel, (saçsız) kişinin yanına vardı.Ona da: - En çok neyi seversin? diye sordu. O da: - Güzel saç isterim; şu kellik benden gitsin!. Herkes benden iğreniyor, dedi. Resûlullah buyurmuş ki: Melek onun başını sıvadı da ondan kellik gitti. Ve güzel bir saç verildi. Melek: - En çok hangi malı seversin? diye sordu. O da: - Sığırı severim, dedi. Ona gebe bir sığır verildi. Ve ona: bu sığır sana mübârek olsun! diye duâ etti. Melek körün yanına da geldi. Ve: - Allah gözümü bana iâde buyursun da ben de onunla insanları göreyim, dedi. Resûlullah buyurmuş ki: Melek o(nun gözü) nü sıvadı da Allah ona gözünü iâde buyurdu. Melek köre: - Hangi malı çok seversin? diye sordu. O da: - Koyunu severim, dedi de Melek ona kuzulu bir koyun verdi. Bir müddet sonra deve ve sığır sâhiplerinin devesi ve sığırı yavruladı. Koyun sâhibinin de koyunu kuzuladı. Bu sûretle deve isteyen kişinin bir dere dolusu devesi oldu. Sığır dileyen kimsenin de bir dere dolusu sığırı oldu. Koyun ihtiyâr eden a`mânın da bir vâdî dolusu koyunu oldu. Bundan sonra (günün birisinde) o Melek, üç kişi ile ilk görüştüğü sûret ve hey`etinden abraş kişiye geldi de dedi ki: - Ben fakir (ve garip) bir kişiyim. Yol üzeri maîşet ve memleketime muvâsalat sebepleri kesilmiştir. Bu günkü günde benim için murâdıma nâil olabilmek ancak evvelâ Allah`ın inâyetiyledir; sonra senin. Şimdi ben, sana güzel bir renk, güzel bir vücut ve birçok mal veren Allah rızâsı için senden bir deve isterim ki, bu seferimde onun üzerinde murâdıma ve vatanıma erişebileyim. Bunun üzerine bu eski abraş ona: - İyi amma hak sâhipleri (isteyen akirler) çoktur. (Her gelen dilenciye bir deve vermek işime gelmez) dedi. Melek de ona: - Öyle sanıyorum ki, ben seni tanıyacağım. Sen halkın iğrendiği abraş kimse değil misin?. Sen fakir idin de bu malı sana Allah vermişti, dedi. Bu eski abraş Meleğe: - Hayır, ben bu mala atadan ataya intikal ederek vâris oldum, dedi. Melek de ona: - Eğer sen bu iddianda yalancı isen Allah seni eski hâline çevirsin! dedi. Sonra Melek ilk mülâkatındaki sûretinde ve hey`etinde kel adama geldi de abraşa dediği gibi ona da söyledi. Ve abraşın reddettiği gibi bu kel de reddetti. Melek de ona: Eğer sen bu iddianda yalancı isen, Allah seni eski hâline çevirsin! diye bed-duâ etti.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ALIM, SATIM HUSÛSUNDA BÂYİ` İLE MÜŞTERİ İHTİLÂF ETTİKLERİNE BENÎ İSRÂİL`İN HAKEME MÜRÂCAATLARI
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Benî İsrâil`den) bir kişi öbür kişiden ona âit akarı satın almış. Akarı satın alan kimse akarında içi altın dolu bir testi bulmuş. Satın alan kişi satan kimseye: - Haydi, benden şu altını al!. (Bu altın senindir). Çünkü ben senden yalnız bu toprağı satın aldım; altınları satın almadım, demiş. Toprağın (eski) sâhibi olan kişi de müşteriye: - Ben sana bu toprağı, içindeki müştemilâtiyle berâber sattım, demekle bâyi` ile müşteri (üçüncü) bir kişiye, varıp muhâkeme olurlar. Kendisine arz-ı hâl ettikleri bu kimse de bunlara: - Sizin oğlunuz, kızınız var mı? diye sorar. Bunların birisi (müşteri): - Benim bir oğlum var, der. Öbirisi (bâyi`) de: - Benim bir kızım var, diye cevap verir. Tahkîm edilen kişi de: - Bu oğlana, bu kızı nikâh ediniz!. Ve yeni evlilere bu altından (bir parçasını) veriniz; bir parçasını da kendinize (müştereken) sarfediniz! diye hükmeder.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EMÂRET HEVESİNİN ZEMMİ
Hadis :
Gelen rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Siz insanları (altun, gümüş) ma`denleri gibi (kimi hâlis, kimi kalp) bulursunuz. İnsanların câhiliyet devrinde hayırlı olanları, -dînî emirleri anlayıp amel ettikçe- İslâm devrinde de hayırlıdırlar. Siz şu emâret husûsunda da insanların hayırlısı, emâreti (emîr olmazdan evvel) pek çok fenâ gören (ve emâret arzu etmiyen) kimseler bulursunuz. İnsanların şerlisi de iki yüzlü olan şu (münâfık) kimselerdir ki, (iki sınıf halk arasında) onlara bir yüzle gelirler, bunlara da başka bir yüzle gelirler.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
KUREYŞ KABÎLESİNE DÂİR HABERLER
Hadis :
Gelen rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Câhiliyet devrinde) Arap kabîleleri şu emâret husûsunda (en şerefli olan) Kureyş`e tâbi` idiler: Arabların mü`minleri (Hanîfler) Kureyş`e tâbi` idiler: Arabların mü`minleri (Hanîfler) Kureyş`in mü`minlerine, müşrikleri de Kureyş`in müşriklerine uyarlardı. İnsanlar (altun, gümüş) ma`denleri gibi (kimi hâlis, kimi kalp) dır. Onların câhiliyette hayırlı olanları (din işlerini öğrenip amel ettikçe) İslâm devrinde de hayırlı kimselerdir. Siz insanların hayırlısı, emir oluncaya kadar emâreti çok fenâ görenler (ve arzu etmiyen kimseler) bulursunuz.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
HÂŞİM OĞULLARİYLE MUTTALİB OĞULLARININ BİR SOY OLDUKLARINA DÂİR CÜBEYR İBN-İ MUT`İM HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kureyş, Evs ile Hazrec, Cüheyne, Müzeyne, Eslem, Eşca`, Gıfâr (kabîleleri efrâdı) benim hâlis muâvinlerimdir. Onların da Allah`dan ve Resûlulah`dan başka hâmîleri yoktur" buyurduğu rivâyet olunmuştur.
Sıra :