Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Hüreyre
Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Ravi :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Üç kişi vardır ki, Allah kıyâmet gününde onlara söylemez, onlara iltifat buyurmaz; (birincisi) o kimseler ki, metâına revâc vererek ve: (vaktiyle) buna (şimdi) verilen fiattan fazla bedel verilmiştir, diye yalan yere and içer. (İkincisi) o kimsedir ki, müslüman bir kişinin malını koparmak için ikindiden sonra (malını satışa çıkarır da) yalandan Allah adına and içer. (Üçüncüsü de) o kimsedir ki, suyunun fazlasını (susuzlardan) esirger. Allah da (kıyâmet gününde) ona: - Bu gün ben, fadl-ü ihsânımı senden esirgerim; nasıl sen, (vaktiyle) kesb-i yemînin olmıyan bir suyun fazlasını (susuzlardan) diriğ ettinse! buyurur.
Sıra :
Ravi :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: At ırkı bâzı kimseler için mahz-ı sevâbtır; bâzı kimseler için de fakr-ü ihtiyâcına bir perdedir; bâzılarının da boynunda bir vebâldir. At kendisi için hayır olan ol kimsedir ki, o, atını Allah yolunda (cihâd için) bağlamıştır; ve atı (nın ayağı) nı da bol otlu geniş bir sâhada veya çayırlıkta uzatmıştır. Bu bol otlu geniş bir sâhada veya çayırlıktan atın bu uzun ipinde iken yediği her ot, at sâhibi için birer hasenedir, iyiliktir. Hele bir de atın ipi kopsa da şahlanarak (ön ayaklarını kaldırıp) bir veya iki mil (rakseder gibi) nişât ile koşsa, yerde tırnaklarının bıraktığı izleri ve onun gübreleri de sâhibi için hasenât olur. Bir de hayvân (bu arada) bir nehre uğrayıp da o(nun suyu)ndan içerse, -sâhibi sulamak istememiş olsa bile- bu su da sâhibi için hasenât olur. Binâenaleyh cihâd için bağlanan bu gazâ atı, sâhibi için büyük bir sevabtır. Bir kimse de atını, (onunla kazanmak), halktan müstağnî olmak, iffetini muhâfaza etmek için bağlar da sonra o kimse gerek hayvanlarının üzerindeki Allah hakkı (olan zekâtı) nı, gerek arkalarına tâkatinden fazla yüklememeği unutmazsa, bu at da o kimse için (fakirliğe karşı) bir hâildir. Bir kimse de atını öğünmek için, riyâ için, ehl-i İslâm`a husûmet için bağlar (sa) bu hayvân da onun için azîm bir vebâldir. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e (Ashâb-ı Kirâm tarafından) merkebler (in de feres hükmünde olup olmadıkların) dan soruldu da Resûlullah: - Her hükmü câmi` bir vecîze olan şu âyetten başka bana (mansûs) bir şey inzâl buyurulmadı, dedi: Her kim küçük zerre vezninde bir hayr işlerse, onu görecek; her kim de küçük zerre mikdârı bir şer işlerse, bu da onu görecek (meâlindeki iki âyetini okudu).
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: [Her kim halkın malını ödemek niyetiyle (istikrâz eder vyea bir muâmele sebebiyle) alırsa, Allah o kimseye (dünyâda) edâsını müyesser kılar. Her kim de halkın malını itlâf etmek kasdiyle alırsa, Allah telef ettirir] buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: "Hiç bir mü`min yoktur, ancak ben, ona dünyâ ve âhiret (işlerin) de (kendisinden) daha yakın (bir şefik) im. İsterseniz (ihticâc için) ... kalv-i şerîfini okuyunuz!. Her hangi bir mü`min ölür de mal bırakırsa, bu mala kim olursa olsunlar, onun asabesi vâris olsun. Her hangi bir mü`min de borç, yâhud (fakîr bir) âile bırakırsa, o da bana gelsin!. Ben onun velîsiyim."
Sıra :
Ravi :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir. Müşârün-ileyh demiştir ki: (Bir kere) biri müslümanlardan, öbiri Yehud`dan iki kişi biribirlerine sebb-ü şetm etmişti de müslüman zat, yehûdîye: - Muhammed`i, âlemler üzerine tercîh ve ihtiyâr eden Allah`a yemîn ederim ki, demişti. Yehûdî de müslümana hitâben: - Mûsâ`yı âlemlere tercîh ve ihtiyâr eden Allah`a yemîn ederim ki, demesi üzerine müslüman elini kaldırıp yehûdînin suratına bir tokat yapıştırdı. Bunun üzerine yehûdî Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e gitti. Kendisinin ve müslim zâtın ahvâlinden olup biten şeyleri Resûl-i Ekrem`e haber verdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: Beni Mûsâ`ya tafdîl etmeyiniz!. Hakîkat halde insanlar, kıyâmet gününde (o günün dehşetinden yıldırım çarpmış gibi) bayılacaklar; onlarla berâber ben de bî-hûş olacağım. Fakat ilk ifâkat bulan ben olacağım. O anda bir de ben ne bakayım ki, Mûsâ Arşın bir tarafına sıkıca tutunmuş duruyor. Bilmiyorum Mûsa da bayılanların içinde idi de benden evvel mi ifâkat buldu. Yâhud baygınlıktan istisnâ edilen (bahtiyar) lardan mı bulundu?.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Müşârün-ileyh Hazretleri Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den: [(Zaman olur ki,) ben, ıyâlimin yanına döner gelirim de firâşımın üzerine düşen bir hurmayı bularak (alır,) yemek üzere onu kaldırırım; sonra sadaka (hurması) olmasından korkarak onu muhakka sûrette bırakırım] buyurduğunu nakletmiştir.
Sıra :
Ravi :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kim ki, uhdesinde (bir din) kardeşinin nefsine, yâhud malına tecâvüzden mütevellid hakk bulunursa -dînâr, dirhem bulunmıyan (kıyâmet günü gelmez) den evvel- bu gün (dünyâ) da mazlumdan o hakkı bağışlamasını istesin!. (İstihlâl edilmediği sûrette) zâlimin amel-i sâlihi bulunursa, ondan (kıyâmet günü) zâlimin zulmü mikdârı alınır (da mazlûma verilir). Eğer zâlimin hasenâtı bulunmazsa mazlûmun seyyiâtından alınıp zâlimin üzerine yükletilir.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: [Bir komşu, (evinin) duvarına öbir komşusunu bir ağaç (başı) koymaktan men` edemez] buyurduğu rivâyet edilmiştir. (Bu hadîsi Ebû Hüreyre yanındakilere rivâyet edince işidenler istib`âd edip başlarını yere doğru eğmişlerdi) sonra Ebû Hüreyre: Ne oluyor ki, sizi ben, bu (sünnet) den i`râz eder görüyorum?. Va`llahi ben cidâr-ı dâre konulacak hatîl başını, (sonra) sizin omuzlarınızın arasına korum, emîn olunuz! demiştir.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
[Bir kere arâzî sâhibleri geniş ve işlek tarîk (-ı âmmın mikdârı) hakkında ihtilâf ettiler de Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem yedi zirâ` olarak hükmetti] dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Her kim memlûkünden (münbais) hissesini âzâd etse, o kimseye kendi malından (bâkî kıymetini vererek) köleyi (tamâmen) halâs etmesi vâcib olur. Şâyed mu`tikın malı yoksa memlûkün âdilâne kıymeti takdîr olunur. Sonra köle (diğer şerîkin nasîbini iktisâb için) meşakkatsiz bir halde çalıştırılır.
Sıra :