Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Hüreyre
Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
İFTAR VAKTİNDE NEŞ`EYİ İFÂDE EDEN EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
(tercemesi 897 rakamiyle) geçmiş olan hadîs-i kudsî kısmında Hak Celle ve Alâ: "Âdem-oğlunun işlediği her hayr ü ibâdet (de) kendisi için (bir haz ve menfaat endîşesi var) dır. Fakat oruç böyle değildir. Oruç, hâlis benim (rızâm) için edilen bir ibâdettir. Onun mükâfâtını da ben veririm" buyurduğu Mişkât-i Nübüvvet`ten naklen rivâyet edilmiştir. Bu hadîsin sonunda Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Oruçlunun kendisiyle neş`e-mend olduğu iki sevinci vardır: birisi iftar vaktindeki (oruç bozmak) sevinci, öbirisi Rabb`ına mülâkî olduğu zamanki orucu (nun mükâfâtı) ile sevincidir" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RAMAZAN`A BİR, İKİ ORUÇLA TAKADDÜM EDEREK YEVM-İ ŞEKDE ORUÇ TUTMAKTAN NEHYE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir. Sizden biriniz Ramazan`a, bir gün veyâhud iki gün oruçla sakın tekaddüm etmesin!. Meğer ki, sâim olan kimse mu`tâdı olan bir orucunu tutmuş buluna. O kimse, varsın mu`tâdı olan orucunu tutsun!.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
SEHVEN EKL-Ü ŞÜRBÜN BİR ZİYÂFET-İ İLÂHİYE OLUP ORUCU BOZMAYACAĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sâim, oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse (sakın) orucunu (bozmasın,) tamamlasın! Çünkü sâime Allah yedirmiş, içirmiştir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
KEFFÂRET-İ SAVMA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ. VE BU HADÎSTEN MÜSTEFÂD OLAN FIKHÎ VE İCTİMÂÎ HÜKÜMLER
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz bir defa Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûrunda otururken birisi geldi. Ve: - Yâ Resûla`llah! Öldüm, diye hâlinden yanıktı. Resûlullah: - Sana ne oldu ki? diye sordu. O kimse: - Yâ Resûla`llah oruçlu iken zevceme yaklaştım, cevâbında bulundu. Resûlullah: - Âzâd edecek bir köle bulabilir misin? buyurdu. Sâil: - Bulamam, dedi. Resûlullah: - Öyle ise iki ay zincirleme oruç tutmağa gücün yeter mi? diye sordu. Sâil: - Gücüm yetmez. (Hem ben bu felâkete oruç yüzünden uğramadım mı? dedi. Resûlullah: - Altmış yoksulu doyurmak yolunu da bulamaz mısın? buyurdu. Sâil: - Hayır, bulamam, dedi. Ve Ebû Hüreyre`nin rivâyetine göre huzûr-ı Risâlet`te tevakkuf etti. Biz de ne olacağına intizâr etmekte iken Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e içi hurma ile dolu ve râvînin "Miktel" dediği (15 sâ` istîâb eden) bir zenbil getirildi. Resûlullah: - Hani sâil nerededir? buyurdu. Sâil: - Benim, diye (ayağa kalktı) Resûlulah: - Bu hurmayı al, yoksullara sadaka et! buyurdu. Sâil: - Benden fakîr bir yoksulamı vereceğim yâ Resûla`llah! Allah`a yemîn ederim ki, Medîne`nin kara taşlı iki nahiyesi arasında benim âilemden daha fakir bir âile yoktur, dedi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra da sâile: - Haydi bu hurmayı (al,) âilene yedir! buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
SAVM-İ VİSÂLDEN NEHYE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ VE EBÛ HÜREYRE HADÎSLERİ
Hadis :
Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem oruçta visalden nehyetmişti. Müslümanlardan bir kimse Resûlullah`a: - Yâ Resûla`llah! Bir günün orucunu sen, öbir güne vaslediyorsun! demesi üzerine Resûlullah: - Sizin hanginiz bana benzer? Ben, Rabbim beni it`âm ve iska` eder bir halde gecelerim, buyurdu. Fakat Ashâb, visalden ictinâb etmekten (yine) imtinâ etmeleri üzerine, Resûl-i Ekrem oruçlarına bir gün, sonra bir gün daha (arka arkaya iki gün) muvâsala buyurdu. Sonra (üçüncü günü) hilâli gördüler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, visâlden ictinâb etmekten imtinâ edenleri tâkib ve tevbîh eder gibi: - Eğer hilâl (bir ay) teahhur etseydi visâli, sizin için (medâr-ı i`tibâr olsun diye) o kadar ziyâde ederdim, buyurdu. Yine Ebû Hüreyre`den gelen bir rivâyette, Resûl-i Ekrem Ashâbına: - İbâdetlerinizden gücünüz yettiği derece tekellüf ediniz! buyurmuştur.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
İ`TİKÂF ESNÂSINDA TEKELLÜMÜN, TEDRÎSİN, SANÂYİ-İ NEFÎSE İLE İŞTİGÂLİN CEVÂZI
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem her Ramazan on gün i`tikâf ederdi. Rûh-ı Nebevîleri kabzolunduğu yılın Ramazan`ında ise yirmi gün i`tikâf buyurdu" dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
KAZANCIN HİLL-Ü HURMETİNE MÜBÂLÂTSIZLIĞIN ZEMMİNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: insanlara (muhakkak) bir zaman erişir ki, o devirde kişi, ele geçirdiği mal halâldan mı, haramdan mı? kazanıldığını hiç aldırmaz.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
ESNÂ-Yİ BEYİ`DE YEMİNDEN TAHZÎRE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: Yemin, malın medâr-ı revâcıdır (zan olunur). Hakîkatte malın medâr-ı zevâlidir, der idi; bunu (kulağımla) işittim, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
"KÜÇÜK ORADA MISIN?" DİYE RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ HASEN`E HİTÂBI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere) gündüzün bir parçasında (hâne-i Saâdet`ten) çıkıp ne o bana, ne ben de ona bir şey söylemiyerek Kaynuka` çarşısına gelinceye kadar (yürüdü). Sonra buradan dönüp Fâtıma radiya`llahu anhâ`nın evinin önünde bir kenar oturdu. Ve (Hazret-i Hasen`i kasd ederek): - Küçük orada mısın, küçük orada mısın? diye sordu. Hazret-i Fâtıma çocuğun derhal evden çıkmasını biraz tevkîf etti. Zannedersem bu az zaman içinde çocuğu vâlidesi ya giydirmişti; yâhud saçını başını yıkayıp taramıştı. Sonra çocuk sür`atle koşarak geldi. Resûl-i Ekrem çocuğu kucakladı; ve öp (üp kokla)dı. Sonra: - Allah`ım, sen bu çocuğu sev, bunu seveni de sev! diye düâ buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
BEDEVÎ HİSÂBINA ŞEHRÎNİN SATIŞI, BİRİNİN ALDIĞI BİR MALA ŞAHS-I ÂHİRİN PEY VURMASI, BİRİSİNİN NİŞANLISINA BAŞKASININ TÂLİB OLMASI, BİR KADININ BİR ERKEĞE KARISININ TALÂKINI TEKLÎF ETMESİ NEHYEDİLDİĞİN
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem, şehrîyi, (ihtikâr va`diyle) bedevî malını satmaktan nehyederdi ve müşteri kandırıp kızıştırmayınız, buyurdu. Yine Resûlullah: "Hiç bir kimse (din ve toprak) kardeşinin bey`i üzerine bey` etmez. Kardeşinin hıtbesi üzerine tâlib-i nikâh da olmaz. (Afîf) hiç bir kadın da (din ve toprak) kardeşi bir kadının çanağındaki ni`meti kendi kabına doldurmak için talâkını istemez!" (buyurdu).
Sıra :