Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Borç ödemek

Sahih Buhari eserindeki Borç ödemek konusu ile ilgili hadisler

Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (muayyen bir yaşta) matlubı (olan bir devesi) ni istemek üzere (bedevî ) birisi gelmişti. Ashâb-ı Nebî bu bedevîye (kavlen veya fi`len) haddini bildirmek istemişlerse de Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu adamı bırakınız (, dokunmayınız!) Her sâhib-i hakkın (edeb dâiresinde) hakk-ı talebi vardır, buyurmuş, sonra da: - Devesi yaşta bir deve veriniz! di (ye emr et) miş. Ashâb-ı Kirâm: - Yâ Resûla`llah! O yaşta deve bulamıyoruz, ancak onun devesinden daha değerli bir yaşta vardır, demişlerdir. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Bunu veriniz!. Sizin en hayırlınız borç verimi en güzel olanınızdır, buyurmuştur.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: ben (Tebûk seferinden avdetimde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldim. Resûlullah duhâ vakti (Medîne) Mescidi`nde bulunuyordu. Resûlullah bana: Haydi iki rek`at namaz kıl! buyurdu. Benim, Resûlullah uhdesinde (deve bedelinden) matlubum vardı. Resûlullah bana matlubumu edâ buyurdu; (bir kırat da) ziyâde eyledi.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN TAVSİYESİ ÜZERİNE BİR DÂYİNİN MEDYÛN İLE DEYNİN YARISI ÜZERİNE SULH OLMASI HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhâ demiştir ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere hâne-i saâdet) kapısı önünde (bir alacak da`vâsından) hasımların yüksek sesle nizâ ettiklerini işitmişti. İki muhâsımdan biri, (medyûn) öbüründen (dâyinden) deynin bir mikdârını bağışlamasını, alacağını rıfk ile taleb etmesini istiyordu. Dâyin ise: - Vallahi bağışlamam! diye yemîn edip duruyordu. Bunun üzerin Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (hâne-i Saâdet`ten) bu iki muhâsımın yanına çıkarak: - Ma`rûf (ve meşrû`) olan bir iyiliği işlememek üzere yemîn eden nerededir (, kimdir?) diye sordu. Dâyin (kemâl-i hicâb ile): - Benim yâ Resûla`llah! dedi ve şimdi medyun nasıl arzu ederse öyle olsun (diye yarı yarıya sulh oldu).
Sıra :