Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Ravi :
Baslik :
RAMAZAN`A BİR, İKİ ORUÇLA TAKADDÜM EDEREK YEVM-İ ŞEKDE ORUÇ TUTMAKTAN NEHYE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir. Sizden biriniz Ramazan`a, bir gün veyâhud iki gün oruçla sakın tekaddüm etmesin!. Meğer ki, sâim olan kimse mu`tâdı olan bir orucunu tutmuş buluna. O kimse, varsın mu`tâdı olan orucunu tutsun!.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
BAKARA SURESİ 187 NOLU ÂYETİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ HAKKINDA BERÂ` HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Oruç ilk farz olduğu sırada) Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`in Ashâb`ı arasında bir kimse oruç tutar da iftar zamânında iftar etmeden uyursa, o kimse ne gece, ne de gündüz tâ akşama kadar bir şey yiyemezdi. Ensâr`dan Kays İbn-i Sırme radiya`llahu anh de sâim olduğu bir gün iftar vakti evine gelmiş ve haremine: - Hazır taâmın var mıdır? diye sormuştu. Haremi: - Hayır, yoktur. Fakat gider, şimdi getiririm, demişti. Kays o günü toprakla çalışmıştı. Yorgun bulunduğundan haremi gelince uyumuş ve iftar zamânını uyku ile geçirmişti. Haremi gelip Kays`in uykuda olduğunu görünce: - Vay sana yazıklar oldu! dedi. Gündüz olup gün yarı olunca Kays`e bir baygınlık geldi. Keyfiyet Resûlullah`a haber verildi. Bunun üzerine şu meâldeki âyet-i kerîme nâzil oldu: (Ey mü`minler! Leyle-i sıyâmınızda sizin için kadınlarınıza yaklaşmak halâl kılındı). Bu âyet-i kerîmenin nüzûlü üzerine Ashâb-ı Kirâm derin bir meserret hissettiler. Mütâkıben de: [gecenin zulmetinden sabahın beyâzı zâhir olana kadar (ki, fecr-i sâdıktır) yeyiniz, içiniz!] meâlindeki nazm-ı kerîm-i İlâhî nâzil oldu.
Sıra :
 
Baslik :
HAYT-İ ESVED İLE HAYT-İ EBYAZIN, SEVÂD-I LEYL İLE BEYÂZ-I NEHÂR OLDUĞUNA DÂİR ADİY İBN-İ HÂTİM HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyiniz içiniz" (meâlindeki nazm-ı şerîf) nâzıl olunca (mazmûn-ı münîfini bilmeyerek) hemen bir siyah, bir de beyaz ip edindim. Bunları yastığımın altına koydum. Gece zaman zaman bu iplere bakıyordum. Fakat bir türlü biribirnden ayırt edemiyordum. Kuşluk vakti Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gittim. Bu hâli kendilerine arzettim. Resûl-i Ekrem cevâben: - Bu hayt-ı esved ile hayt-ı ebyaz, sevâd-i leyl ile beyâz-ı nehârdır, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
SAHÛR İLE SABAH NAMAZI ARASINDAKİ ZAMÂNI TA`YÎN EDEN ZEYD İBN-İ SÂBİT HADÎSİ
Hadis :
"Biz (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber sahûr yemeği yedik; sonra Resûlullah (sabah) namazına kalktı" dediği rivâyet edilmiştir. Zeyd İbn-i Sâbit`ten: - Sabah namazı ile sahûr arasında ne kadar zaman bulundu, diye soruldu; o da: - Elli âyet (okunacak) kadar diye cevâb verdi.
Sıra :
 
Baslik :
SAHÛR YEMEĞİ YENİLMESİNE, BUNDA BEREKET BULUNDUĞUNA DÂİR ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bolluk vardır" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
ZEVALDEN EVVELE KADAR ORUCA NİYYETİN CEVÂZINA DÂİR SELEME HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Âşûrâ` günü gündüz Hind İbn-i Esmâ`yı halka şöyle i`lân etmesi için kabîlesine gönderdiği rivâyet edilmiştir: Her kim yemek yediyse (bakıye-i yevmi imsâk ederek) günü tamamlasın!; Yâhud oruç tutsun!, Bir şey yememiş olanlar da artık bir şey yemesin!.
Sıra :
 
Baslik :
SÂİM ZEVCİN ZEVCESİNİ TAKBÎLİ CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in ehli ile mukarenette bulunarak cünüb olduğu halde fecir vakti iriştiği olurdu. Resûlullah fecirden sonra iğtisâl ederdi ve oruç tutardı, dedikleri rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Baslik :
SÂİM ZEVCİN ZEVCESİNİ TAKBÎLİ CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem oruçlu iken takbîl eder, mülâseme ve müâneka buyururdu. Sizin o, nefsine tamâmiyle sâhib olan (bir Peygamber) inizdi" dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
SEHVEN EKL-Ü ŞÜRBÜN BİR ZİYÂFET-İ İLÂHİYE OLUP ORUCU BOZMAYACAĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sâim, oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse (sakın) orucunu (bozmasın,) tamamlasın! Çünkü sâime Allah yedirmiş, içirmiştir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
KEFFÂRET-İ SAVMA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ. VE BU HADÎSTEN MÜSTEFÂD OLAN FIKHÎ VE İCTİMÂÎ HÜKÜMLER
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz bir defa Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûrunda otururken birisi geldi. Ve: - Yâ Resûla`llah! Öldüm, diye hâlinden yanıktı. Resûlullah: - Sana ne oldu ki? diye sordu. O kimse: - Yâ Resûla`llah oruçlu iken zevceme yaklaştım, cevâbında bulundu. Resûlullah: - Âzâd edecek bir köle bulabilir misin? buyurdu. Sâil: - Bulamam, dedi. Resûlullah: - Öyle ise iki ay zincirleme oruç tutmağa gücün yeter mi? diye sordu. Sâil: - Gücüm yetmez. (Hem ben bu felâkete oruç yüzünden uğramadım mı? dedi. Resûlullah: - Altmış yoksulu doyurmak yolunu da bulamaz mısın? buyurdu. Sâil: - Hayır, bulamam, dedi. Ve Ebû Hüreyre`nin rivâyetine göre huzûr-ı Risâlet`te tevakkuf etti. Biz de ne olacağına intizâr etmekte iken Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e içi hurma ile dolu ve râvînin "Miktel" dediği (15 sâ` istîâb eden) bir zenbil getirildi. Resûlullah: - Hani sâil nerededir? buyurdu. Sâil: - Benim, diye (ayağa kalktı) Resûlulah: - Bu hurmayı al, yoksullara sadaka et! buyurdu. Sâil: - Benden fakîr bir yoksulamı vereceğim yâ Resûla`llah! Allah`a yemîn ederim ki, Medîne`nin kara taşlı iki nahiyesi arasında benim âilemden daha fakir bir âile yoktur, dedi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra da sâile: - Haydi bu hurmayı (al,) âilene yedir! buyurdu.
Sıra :