RESÛL-İ EKREM EFENDİMİZ`İN NÂFİLE NAMAZLAR ARASINDA SABAH NAMAZININ İKİ REK`AT SÜNNETİNE ŞİDDETLE MUHÂFAZAKÂR OLDUKLARINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ

"Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem, nevâfilden hiç bir namâz hakkında sabah namâzının iki rek`at sünneti derecesinde şiddetle muhâfazakâr değildi" dediği rivâyet edilmiştir.

RESÛL-İ EKREM`İN SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİ EDÂ EDERKEAN KIRÂAT VE EF`ÂL-İ SALÂT CİHETİYLE TAHFİF BUYURDUKLARINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ

Hazret-i Âişe demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem sabah namâz (ının farz)ından evvelki o iki rek`at (sünnet)i, (kırâet ve ef`âl-i salât cihetiyle o kadar) hafifletirdi (ki) hattâ ben (gönlümde) kat`î olarak: acabâ Resûlullâh Fâtiha`yı okudu mu? der idim.

HAZARDA DUHÂ NAMAZI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Kalbî dostum (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) bana üç şey vasıyyet etti. Bunları ölünceye kadar aslâ terketmem: Her aydan üç gün oruc (tutmak) (her gün iki rek`at) Duhâ namâzı (kılmak), vitir (namâzı) kılıp da uyumak.

RESÛL-İ EKREM`İN ÖĞLENİN FARZINDAN EVVEL DÖRT VE SABAH NAMAZININ FARZINDAN EVVEL İKİ REK`AT NÂFİLE KILMAĞI TERKETMEDİKLERİ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in öğle (namâzının farzı) ndan evvel dört (rek`at), sabah (namâzının farzın) dan evvel iki rek`at (tetavvu` kılmayı) terketmediği rivâyet edilmiştir.

AKŞAM NAMAZININ FARZINDAN EVVEL NÂFİLE KILINMASINA DÂİR ABDULLÂH-İ MÜZENÎ RİVÂYETİ

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (üç def`a) akşam namâz (ının farz) ından evvel (iki rek`at nâfile namâz) kılınız buyurduğunu, üçüncüsünüde halkın bu namâzı, devâm edilmesi lâzım bir ibâdet telâkki etmesini hoşlanmıyarak: "İsteyen kılsın" dediğini, Resûl-i Ekrem`den (işidip) naklettiği rivâyet edilmiştir.

MESCİD-İ HARÂM, MESCİD-İ NEBÎ ALEYHİ`S-SELÂM VE MESCİD-İ AKSÂ`DAN BAŞKA HİÇBİR MESCİDE NAMAZ KILMAK İÇİN SEFER ETMEK CÂİZ OLMADIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: (Namaz ve ibâdet için) hiç bir mescide sefer edilmesi doğru değildir. (Ziyâde sevâb umarak) yalnız (şu) üç mescide sefer edilir: Mescid-i Harâm, Mescid-i Resûl (aleyhi`s-selâm) ve Mescid-i Aksâ.

MEDÎNE`DE MESCİD-İ SAÂDET`TE KILINAN BİR NAMAZIN, MESCİD-İ HARAM MÜSTESNÂ OLMAK ÜZERE, DİĞER MESCİDLERDE KILINAN BİN NAMAZDAN HAYIRLI OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Benim şu (Medîne`deki) mescidimde kılınan bir namâz, (Mekke`deki) Mescid-i Harâm müstesnâ olmak üzere, başka mescidlerde kılınan bin namazdan (ecr ü sevâb cihetiyle) hayırlıdır.

KUBÂ MESCİDİNİN FAZÎLETİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ

İbn-i Ömer, duhâ vakti namaz kılmazdı. Yalnız iki gündeki hâli bundan müstesnâ idi. (Bunun biri) Mekke`ye geldiği gündür. Çünkü İbn-i Ömer Mekke`ye duhâ vakti gelirdi. Müteâkıben (Beyt-i Şerîf`i) tavâf ederdi. Sonra da Makâm(-ı İbrâhîm)`in arka tarafında iki rek`at namaz kılardı. (Diğeri) Kubâ Mescidi`ne geldiği gündür. Çünkü İbn-i Ömer, her cumartesi günü Kubâ Mescidi`ni ziyârete gelirdi. Mescid`e girince oradan namaz kılmadan çıkmayı çirkin görürdü de nihâyet Mescid`de namaz kılardı. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (her cumartesi günü) bu Kubâ mescidini yaya veyâhut binitli olarak ziyâret ettiğini (ve iki rek`at namaz kıldığını) haber verirdi. Ve yine der idi ki: dostlarımın nasıl ziyâret ettiklerini gördüm ise, ben de o sûretle ziyâret ederim, ve ben, gece veya gündüz herhangi saatte namaz kılan bir kimseyi namazından men` etmem. Şu kadar ki, onlar da (namaz için) güneşin doğduğu veyâhut battığı vakti intihâb etmesinler.

EVİMLE MİNBERİM ARASI CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇEDİR, BUYURULDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`den naklederek şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: Evimle minberim arasındaki sâha, Cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim de (bana bahşedilen Kevser) havzımın üzerinde (kurulmuş bulunmakta) dır.

HABEŞE HİCRETİNDEN EVVEL NAMAZ İÇİNDE SELÂM VERİLİP ALINDIĞI HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETİ

İbn-i Mes`ûd demiştir ki: (İbtidâ-yi İslâm`da) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem namazda iken biz kendisine selâm verirdik. O da (namazda olduğu halde) bize redd-i selâm ederdi. Vaktâ ki biz, (diyârına hicret ettiğimiz) Necâşî`nin yanından dönüp geldik. (Yine namazda) Resûl-i Ekrem`e selâm verdik. Fakat (bu def`a) Resûl-i Ekrem bize mukâbele etmedi. Ve: Namaz içinde (Allah ile) iştigâl-i azîm vardır" buyurdu.