Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Ebû Hüreyre
Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN TEKBÎR İLE KIRÂET ARASINDA OKUDUKLARI DUÂ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (namaz başlangıçlarında iftitah) tekbîr (i) ile kırâet arasında (azıcık) sükût buyururdu. Dedim ki: Yâ Resûla`llâh, anam, babam sana kurbân olsun, tekbîr ile kırâet arasındaki şu sükûtun (nedir? Orada) ne dersin? Buyurdu ki: ... derim.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
NAMAZINI ÂDÂBINCA KILAMAYAN BİR BEDEVÎYE, RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN NAMAZI TA`RÎF BUYURMASINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Mescid(-i Şerîf)e girdi. (Derken) biri de girip namaz kıldı. Sonra Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem(in huzûrun)a (gelip) selâm verdi. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) redd-i selâm buyurduktan sonra: "Dön (de yeni baştan) kıl. Çünkü sen (namaz) kılmış olmadın." buyurdu. O kimse dönüp (evvelce) kıldığı gibi (namazı tekrar) kıldı. Sonra gelip Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e selâm verdi. Yine: "Dön (de yeni baştan) kıl. Çünkü sen (namaz) kılmış olmadın" buyurdu. Bu da üç kere oldu. (Nihâyet) o kimse: "Seni hak ile ba`s buyuran (Zât-ı Ecell-ü A`lâ`y)a kasem olsun ki, bunun başka (türlü)sünü bilmiyorum. Bana (doğrusunu) ta`lim buyur" dedi. Bunun üzerine buyurdu ki, namaza durduğun vakitte (ihram) tekbîr(ini) al. Sonra ne kadar kolayına gelirse o kadar Kur`ân oku. Sonra rükûa var(ıp) tâ mutmain (yâni a`zâ-yı bedenin yatışmış) oluncaya kadar (dur.) Sonra başını kaldır(ıp) ayakda (büsbütün) doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var(ıp)tâ mutmain oluncaya kadar (kal). Sonra başını kaldır(ıp) tâ mutmain oluncaya kadar otur. Bunu namazının bütününde (de böylece) yap.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛLULLÂH (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN YATSI NAMAZINDA OKUDUĞU SÛRELERE DÂİR EBÛ HÜREYRE VE BERÂ` (RADİYA`LLÂHU ANHÜMÂ) HADÎSLERİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Ebü`l-Kâsım (Muhammed Mustafâ) salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir def`a) arkasında yatsı namazı kıldı idim. ... (sûre-i şerîfesin) i okuyup (secde yerinde) secde buyurdu. Ben (de âlem-i ukbâba) O`na mülâkî oluncaya kadar bu sûre (nin kırâeti esnâsın) da hep secde edip duracağım.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
NAMAZDA KIRÂATİN VÜCÛBUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Her namazda (Kur`ân) okunur. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bize duyurduklarını biz de sizlere duyuyoruz. Bizden gizlice okuduklarını biz de sizlerden gizli okuyoruz. Ümmü`l-Kur`ân`dan (yâni Fâtiha`dan) başka (bir şey) okumazsan (sana) yeter. Daha ziyâde (sini kırâet) edersen (hakkında) daha hayırlı olur.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE`DEN RİVÂYET OLUNAN, "İMAM `ÂMÎN` DEDİ Mİ, SİZ DE `ÂMÎN` DEYİNİZ...", "SİZLERDEN BİRİ `ÂMÎN` DESE, MELÂİKE DE SEMÂDA `ÂMÎN` DESELER DE HER İKİSİ YEKDİĞERİNE MUVÂFIK DÜŞERSE, O KİMSENİN GEÇM
Hadis :
Şöyle demiştir: İmam (Fâtiha`dan sonra) "âmîn" dedimi (arkasında) siz de "âmîn" deyiniz. Zîrâ her kimin "âmîn" demesi meleklerin "âmîn" demesine uyarsa, geçmiş günahları mağfûr olur. (Râvî İbn-i Şihâb-ı Zührî, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de "âmîn" derdi diyor).
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE`DEN RİVÂYET OLUNAN, "İMAM `ÂMÎN` DEDİ Mİ, SİZ DE `ÂMÎN` DEYİNİZ...", "SİZLERDEN BİRİ `ÂMÎN` DESE, MELÂİKE DE SEMÂDA `ÂMÎN` DESELER DE HER İKİSİ YEKDİĞERİNE MUVÂFIK DÜŞERSE, O KİMSENİN GEÇM
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, sizlerden biri (Fâtiha`dan sonra) "âmîn" dese, Melâike de semâda "âmîn" deseler de her ikisi yekdiğere muvâfık düşerse o kimsenin geçmiş günahları mağfûr olur.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN NAMAZDA NERELERDE TEKBÎR ALDIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza kalktığında ayakda iken (ihram) tekbîr(ini) alırdı. Sonra rükûa varırken tekbîr alırdı. Sonra rükû`dan belini doğrulttuğunda ... sonra ayakta iken ... derdi. "Sonra (secdeye) inerken tekbîr alır; sonra secdeden başını kaldırırken tekbîr alır; sonra (ikinci) secdeye varırken tekbîr alır; sonra (bir daha) başını kaldırırken tekbîr alır; sonra tamâm edinceye kadar bütün namazda böyle yapardı. İkinci rek`atı bitirip oturduktan sonra ayağa kalkarken de tekbîr alırdı"
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN RÜKÛ` VE SÜCÛDUNDA YAPTIĞI DUÂYA ÂİT ÂİŞE (RADİYA`LLÂHU ANHÂ) VE EBÛ HÜREYRE (RADİYA`LLÂHU ANH) HADÎSLERİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, İmam: ... dedimi siz: ... deyiniz. Zîrâ her kimin (böyle) demesi melâikenin (böyle) demesine muvâfık düşerse, geçmiş günahları mağfûr olur.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
KUNUT HAKKINDA EBÛ HÜREYRE VE ENES (RADİYA`LLÂHU ANHÜMÂ) HADÎSLERİ
Hadis :
Rivâyet olunuyor ki, müşârün-ileyh: "(Size) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz`in) namazına yakın namaz kıldıracağım" de(yip namaz kıldır)dı. -(Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh) öğlen, yatsı ve sabah namazlarının son rek`atlarında ... dedikten sonra kunût okur, (bu kunutunda) mü`minlere duâ ve küffâra lâ`net ederdi.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
NEBİYY-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN NAMAZDA TESMÎ`, TAHMÎD VE TEKBİRLERİNE; RÜKÛ`DAN DOĞRULDUĞUNDA DA MÜ`MİN VE MÜŞRİKLER İÇİN YAPTIĞI DUÂSINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh farz olsun, olmasın; (kezâ) Ramazan`da olsun olmasın, her namazda tekbîr alırdı. (Şöyle ki, namaza başlayıp) durduğu vakit tekbîr alırdı. Sonra rükûa varırken tekbîr alırdı. Sonra ... der, daha sonra secdeye varmazdan evvel ... derdi. Sonra secdeye indiği vakit ... der, daha sonra başını secdeden kaldırırken tekbîr alırdı. Sonra (ikinci) secde(yi) ederken tekbîr alırdı. Sonra secdeden başını kaldırırken tekbîr alırdı. Sonra ikinci rek`attaki cülûsdan (yâni ka`de-i ûlâdan) ayağa kalktığı zaman tekbîr alırdı. Namazı bitirinceye kadar her rek`atta da bunu yapardı. Sonra namazdan kalktığı zaman: "Nefsim yed(-i kudret)inde olan (Allâhu zü`l-Celâl)`e kasem olsun ki, içinizde Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazına en çok benzeyen namazı kıldıran benim: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) dünyâdan müfârekat buyuruncaya kadar namazı vallâhi işte böyle idi" derdi. -Yine (râvî Ebû Bekr b. Abdü`r-Rahmân ile Ebû Seleme b. Abdü`r-Rahmân) Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh`den rivâyeten derlerdi ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (mübârek) başını rükû`dan kaldırırken ... der, isimlerini söyliyerek bir takım kimseler için duâ buyurur ve: "İlâhî Velîd b. el-Velîd`i, Seleme b. Hişâm`ı, Ayyâş b. Ebî Rebîa`yı (küffâr elinde bunalıp) zaîf (ve âciz) görülen (diğer) mü`minleri kurtar. İlâhî, Mudar`ı daha bedter çiğne. (İlâhî, içinde bulundukları) bu yılları Yûsuf (aleyhi`s-selâm) ın (o şiddetli) yıllarına benzet" derdi. -(Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh) der ki: O sıralarda Mudar`ın ehl-i maşrık olanları Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e henüz muhâlif idiler.
Sıra :