Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

MENÂKIB-I ENSÂR BAHSİ

Sahih Buhari eserindeki MENÂKIB-I ENSÂR BAHSİ fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Baslik :
BU HUSUSTA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (ölüm hastalığından bir gün evvel) üzerinde bir ridâ ile ve ridâsını iki omuzu üzerine koyarak, ve (ağrıyan başı) üzerinde de siyah bir kumaş parçası çatmış olduğu halde (mescide) çıktı; tâ (minbere varıp) üzerine oturdu. Ve Allah`a hamd ve senâda bulunduktan sonra (Emmâ ba`du) diye başladığı bir hutbesini şu sûretle îrâd buyurdu: - Ey nâs! Hiç şüphesiz müslümanlar çoğalıyor; fakat Ensâr (günden güne) azalıyor. Hattâ onlar yemek içinde tuz mesâbesinde (azalmış) bulunuyorlar. Şu halde (ey Muhâcirler) sizden her kim -bir kimseye zarar verebilecek yâhut menfaati dokunacak- bir iş başına geçerse, Ensâr`ın iyilerinin hasenâtını alsın, kötülerinin seyyiâtını afvetsin!
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN SA`D İBN-İ MUÂZ`IN FAZÎLETİ
Hadis :
Ben, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Arş, Sa`d İbn-i Muâz`ın ölümü için titremiştir" buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN ÜBEY İBN-İ KÂ`B, MUÂZ İBN-İ CEBEL, EBÛ ZEYD, ZEYD İBN-İ SÂBİT TARAFLARINDAN KUR`ÂN-I KERÎM`İN MUSHAFTA CEM` OLUNDUĞU HAKKINDAKİ ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Übey İbn-i Kâ`b`a: - Allah bana: ...sûresini muhakkak sana okumaklığımı emretti, buyurdu. Übey: - Yâ Resûla`llah! Allah benim adımı da (açıkça) andı mı? diye sordu. Resûlullah: - Evet andı! diye tasdîk buyurdu. Bunun üzerine Übey İbn-i Kâ`b (sevincinden) ağladı.
Sıra :
 
Baslik :
ASR-I SAÂDET`TE KUR`ÂN`I EZBERLEYENLER
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında Kur`ân`ı dört zat ezberlemişti ki, dördü de Ensâr`dandır: Übey İbn-i Kâ`b, Muâz İbn-i Cebel, Ebû Zeyd, Zeyd İbn-i Sâbit`tir. Enes İbn-i Mâlik`e, Ebû Zeyd kimdir? diye soruldu. O da: Amucalarımın biri! diye cevap verdi.
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN EBÛ TALHA VE UHUD GAZÂSINDAKİ HAMÂSET MENKABESİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Uhud günü asker hezîmete uğrayıp Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yanından dağıldığı sırada Ebû Talha Resûlullah`ın huzûrunda -deriden kalkanını ona siper yaparak- sebât etmiş bulunuyordu. Ebû Talha, mehâretli bir kemankeşti. Yayının kirişi sertti; oku hızlı giderdi. Uhud günü Ebû Talha (çok ok attığından) iki, yâhut üç (yay) kırmıştı. O gün Ebû Talha`nın yanından -terkisi yayla dolu olarak- geçen her mücâhide Resûlullah: - Terkindeki yayları Ebû Talha`nın önüne boşalt (o atsın) derdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem düşman (okçuları) na bakmak için ayağa kalkarsa hemen Ebû Talha: - Babam, anam sana kurban olsun yâ Resûla`llah sakın yükselme! Düşman oklarından bir uğursuz okun sana isâbet etmesinden korkarım; işte göğsüm, senin göğsünün önünde (siper) dir! derdi. Uhud günü hakîkî bir vâkıa da Ebû Bekr`in kızı Âişe ile (annem) Ümm-i Süleym`i (mücâhitler arasında) görmekliğimdir: Bu iki kadın elbîselerini çemremişlerdi; dizlerinin=bacaklarının halhallerini görmüştüm. Bunlar arkalarında kırbalar, çeviklikle su taşıyorlar, mecrûhların ağızlarına döküyorlardı. Kırbalar boşalınca sür`atle geri dönüp gelerek kırbaları dolduruyorlar, sonra gelip mecrûh mücâhitlerin ağızlarına boşaltıyorlardı. Yine Uhud günü (düşmana havâle ettiği ağır darbelerle) Ebû Talha`nın elinden iki, yâhut üç kere kılıcı düşmüştü.
Sıra :
 
Baslik :
ABDULLÂH İBN-İ SELÂM VE AHKAF 10 NOLU ÂYETİN ÎZÂHI
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: (Şimdi) yeryüzünde gezen hiçbir kimse için "bu ehl-i Cennettir" dediğini işitmedim. Ancak Abdullah İbn-i Selâm müstesnâdır. (O Cennetliktir) ve: ...âyeti sonuna kadar İbn-i Selâm hakkında nâzil olmuştur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
ABDULLÂH İBN-İ SELÂM`IN BİR RÜ`YÂSI VE RESUL-İ EKREM TARAFINDAN TA`BÎR BUYURULMASI
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında bir rü`yâ görmüştüm ve onu Resûlullah`a arzetmiştim. (Şöyle ki:) rü`yâmda kendimi sanki bir bahçede gördüm -diyerek o bahçenin genişliğini, yeşilliğini zikretti- o bahçenin bir tarafında demir bir direk vardı. Bu direğin alt tarafı yerde, yukarısı gökte idi, yukarısında da tutunacak bir kulp, bir çenber vardı. Bana: - Haydi bu direğe çık! denildi. Ben: - Gücüm yetmez! dedim. Bunun üzerine yanıma bir hizmetçi geldi. Ve arkamdan elbîsemi çıkardı. Bunun üzerin direğin tâ tepesine kadar çıktım. Ve kulpu yakaladım. Bana: Halkayı iyi tut, bırakma! diye tenbîh edildi. Bunun üzerine direğin kulpu elimde olarak uyandım, ve bu rü`yâmı Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e arzettim. Resûlullah (ta`bîr ederek): - Gördüğün bahçe İslâm dînidir. Direk de İslâm dîninin direği (Tevhîd) dir. O kulp da çok sağlam (olan îman) dır. Sen ölünceye kadar İslâm dîni üzerine yaşayacaksın, (Cennetlik olacaksın!) buyurdu.
Sıra :