Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

KİTÂBU`S-SALÂT

Sahih Buhari eserindeki KİTÂBU`S-SALÂT fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Ravi :
Baslik :
MESCİDDE KILINAN NAMAZIN FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (İnsanın) cemâatle namazı, evinde ve (ahz u i`tâ ettiği) pazarda (yalnızca kıldığı) namazdan yirmi beş derece ziyâde olur. (Çünkü) sizlerden biri, abdeste niyet edip abdestini tamam aldığı ve namazdan başka bir kasdi olmaksızın mescide gittiği zaman tâ mescide girinceye kadar hiçbir adım atmaz ki, Allâhu Teâlâ o adımından dolayı onu bir derece (daha) yükseltmesin ve bir günâhını eksiltmesin. Mescide girince de mescit onu alıkoydukça (yâni orada kaldıkça) hep namazda (imiş gibi sevâba nâil) olur. Ve namaz kıldığı yerden ayrılmadığı ve kendisinden (kimseye ezâ sâdır ya) hades vâkı` olmadığı müddetce (yanındaki) melekler: "İlâhî, buna mağfiret et. İlâhî, buna rahmetini râlgân eyle." diyerek ona duâ ve istiğfâr ederler.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN "MÜ`MİN İLE MÜ`MİN DUVAR GİBİDİR. BİRBİRLERİNİ SIMSIKI TUTARLAR" HADÎSİ
Hadis :
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Mü`min ile mü`min (yekdiğere karşı) duvar(ın eczâsı) gibidir. Biribirini sımsıkı tutarlar." buyurduğu ve (bunu) söylerken (mübârek) parmaklarını teşbîk et(tiği, yâni parmaklarını biribirine geçirip kilitle)diği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Baslik :
SECDE-İ SEHİV HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir def`a) bize Öğlen, ya İkindi namazlarından birini kıldırırken iki rek`attan sonra selâm verdi. Ondan sonra mescidin içinde yana uzatılmış bir tahta parçasına doğru kalkıp oraya gadaplı gibi (bir hey`ette) dayandı. Ve sağ eli(nin içi)ni sol elinin arkası üstüne koyduktan sonra parmaklarını teşbîk edip sağ yanağını sol elinini ardına yapıştırdı. (Ve o hey`et üzere baka durdu.) Acele çıkmak isteyenler mescidin kapılarından çıkıp (kendi kendilerine): "Namaz kısaldı." dediler. Cemâatin içinde Ebû Bekr ve Ömer (radiya`llâhu anhümâ) da vardı. Bunlar (mehâbet-i huzûrdan dolayı) çekinerek bir şey söylemediler. Yine o cemâatin içinde kolları uzun olduğu için Zü`l-yedeyn dedikleri bir zât vardı. (O zât): "Yâ Resûlâ`llâh, unuttun mu? Yoksa namaz mı kısaldı?" di(ye sor)du. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz): "Ne unuttum, ne de kısaldı." buyurdu. Sonra: "Zü`l-yedeyn`in dediği gibi mi?" di(ye suâl et)di. "Evet." denilince (hemen) ileriye varıp namazdan eksik bıraktığını kıldırdı. Sonra selâm verdi. Sonra tekbîr alıp secdeye vardı. (Her vakitki) sücûdu kadar, yâhud daha uzun müddet secdede kaldı. Sonra başını kaldırıp tekbîr aldı. Sonra tekbîr alıp (yine) secde etti. Sonra (yine) başını kaldırıp tekbîr aldı. Bu hadîsin râvîlerinden İbn-i Sîrîn`e: "Sonra selâm verdi mi?" diye sormuşlar. O da: "(İmrân b. Husayn`ın) sonra selâm verdi (dediğini bana haber verdiler.)" demiştir.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
PEYGAMBER (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN NAMAZ KILDIĞI MAHALDE TEBERRÜKEN NAMAZ KILMANIN CEVÂZI HAKKINDA İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
(Medîne ile Mekke) yolunun bâzı yerlerinde namaz kılıp: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in buralarda namaz kıldığını gördüm." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN VEDÂ HACCI`NA ÇIKTIĞINDA KONAKLADIĞI VE NAMAZ KILDIĞI MAHALLER HAKKINDA İBN-İ ÖMER RİVÂYETLERİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Umre`ye gittiği zamanlarda ve Hacc(etü`l-Vedâ`)a çıktığı vakitte Zü`l-Huleyfe`de (mukaddemâ) Zü`l-Huleyfe`deki mescidin yerinde duran bir Nugaylân ağacı altında (râhilesinden inip) konaklardı. (Kezâ) güzergâhı o yola uğrayan bir gazâdan, ya hacdan, ya umreden avdet buyurduğunda Batn-ı Vâdî`den (ki, Vâdi`l-Akîk`dir) iner. Batn-ı Vâdî`nin üstüne çıkınca da vâdînin ağzında ve şark cihetindeki Bathâ`ya (yâni kumsal yere) konup âhır-ı leylde oracıkta sabah oluncaya kadar mola verirdi. (Gece istırahatgâhı işte orası olup) ne taş mescidin yanında, ne de üzerinde (öteki) mescit (binâsı) olan Kayatepe idi. (Abdullâh b. Ömer`den rivâyet eden râvî der ki:) Orada Abdullah (b. Ömer)in namaz kıldığı yerde, içinde (müteaddit) kum yığınları olan bir haliç (yâni derin bir vâdî girintisi) vardı ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem orada namaz kılarmış. Sel(ler) Bathâ`da (ki kumları getire getire) haliçteki kum yığınlarını düzleyip Abdullâh (b. Ömer)in namaz kıldığı o yeri belirsiz etti. Yine (râvî der ki:) Abdullâh (b. Ömer) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Şerefü`r-Revhâ`daki mescidin berisine müsâdif küçük mescidin yanında namaz kıldığını söylerdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namaza durduğun vakit sağına düşer." derdi. (Bahsettiği) o mescit de Mekke`ye doğru gittiğin vakit yolunun sağ tarafına gelir. Onunla büyük mescidin arası bir taş atımı, yâhud ona yakın (bir mesâfe) dir. Yine Abdullâh, Munsarafü`r-Revhâ`nın yanındaki Irk`a (yâni) tepeciğe) doğru namaz kılardı. Bu tepeciğin müntehâ-yı tarafı Mekke cihetine gittiğin vakit Munsaraf ile kendi beynindeki mescidin kurbünde caddenin kenarına varır. Oracıkta bir mescit binâ olunmuş ise de, Abdullâh (b. Ömer) o mescitte namaz kılmazdı. Onu ya solunda, ya ardında bırakarak mescidin kıble cihetinde Irk`ın kendisine (müteveccihen) namaz kılardı. Abdullâh, Revhâ`dan zevalden sonra çıktığında salât-ı Zuhru oraya gelinceye kadar kılmayıp orada kılar, Mekke`den döndüğünde de oraya sabahtan bir saat evvel, yâhud âhır-ı seherde yolu düşerse orada tâ Sabah namazını kılıncaya kadar geceleyip mola verirdi. Yine Abdullâh`ın dediğine göre, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Rüveyse`ye varmadan caddenin sağında ve alnına gelen cihetinde Rüveyse menzilhânesinin iki millik azıcak berisinde bir tepeciğe kadar geniş ve düz bir yerde (bitmiş olan) koca bir ağacın altına konardı. (Bu ağacın) yukarısı kırılmış, içi oyulmuştur. Özdeği (sâkı) hâlâ durur. Dibinde birçok kum yığınları vardır. Yine Abdullâh der ki: Giderken: Arac`in arkasına düşen yokuşca bir sel yatağının kenarında, caddenin sağında ve yolu gösteren kayaların (yâhud ağaçların) yanında ve o kayaların (yâhud ağaçların) arasında Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem genişce bir tepeye doğru namaz kıldı. Namazgâh(-ı şerîf)in yanıbaşında iki üç kabir mevcuttur ki, üstlerinde taş yığınları vardır. Abdullâh Öğlen vakti şemsin zevalinden sonra Arac`dan kalkıp Öğle namazını (işte) o namazgâhda kılardı. Yine Abdullâh der ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem caddenin solunda ve Herşâ (dağı) nın ilerisindeki inişte kâin büyük ağaçların yanında konak ederdi. Bu iniş Herşâ (dağı)nın kenarına mülâsıktır.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
PEYGAMBER (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN BAYRAM NAMAZLARINDA ÖNÜNE BİR HARBE DİKTİRDİĞİNE DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bayram günü (namaza) çıktığı zaman (hâdimine) bir harbe taşımanısı emrederdi. (O harbe namazda) karşısına dikilir, kendisi de ona doğru namaz kılar, halk da arkasından namaza dururlardı. Bunu seferde (de) yapardı. (Râvî der ki:) Ümerânın (bayram namazlarında) harbe taşıtması bundan ileri geliyor.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Baslik :
BU BABDA EBÛ CÜHAYFE HADÎSİ;PEYGAMBER (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN ÖNÜNDE BİR HARBE DİKİLMİŞ OLDUĞU HALDE ÖNÜNDEN EŞEK VE KADIN GEÇTİĞİ HALDE NAMAZINA DEVÂM ETTİĞİNE DÂİR EBÛ CÜHAYFE HADÎSİ
Hadis :
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Bathâ`da önünde bir harbe (dikilmiş) olduğu halde Öğlen ile İkidi namazlarını ikişer rek`at kıldırdığını ve (namaz içinde iken) önünden kadın da, eşek de geçtiğini (sened-i muttasıl ile) rivâyet etmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Baslik :
NAMAZ ESNÂSINDA MUSALLÎ İLE DUVAR ARASINDAKİ MESÂFE HAKKINDA SEHL HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in musallâsı (yâni namaz kıldığı yer) ile (kıble cihetindeki) duvar arasında bir davar geçebilecek kadar yer olduğu (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
PEYGAMBER (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN YANINDA BİR ASÂ, YÂHUT KISA BİR MIZRAK, BİR DE SU MATARASI OLDUĞU HALDE KAZÂ-YI HÂCETE ÇIKTIĞINA DÂİR ENES HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yı) hâcete çıktığı zaman bir çocukla berâber yanımızda ucu harbeli bir asâ, ya (harbesiz) asâ, yâhud kısa bir mızrak, bir de su matarası olduğu halde (hizmet için) ardından giderdik. İşini bitirince matarayı eline verirdik.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN, ÜZERİNDE MUSHAF-I ŞERÎF BULUNAN DİREĞİN YANINDA NAMAZ KILMAYI İ`TİYÂD EDİNDİĞİNE DÂİR SELEME HADÎSİ
Hadis :
Ravi, Mushaf`ın yanındaki direğe doğru namaz kılarmış. Biri ona: "Görüyorum, hep bu direğin yanında namaz kılmağa çalışıyorsun." demiş. O da: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bu direğin yanında (namaz) kılmayı ihtiyâr ettiğini gördüm (de onun için)." cevâbını vermiş.
Sıra :