Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
KİTÂBÜ`L-İLİM
Sahih Buhari eserindeki KİTÂBÜ`L-İLİM fasılı ile ilgili konular ve hadisler
Fasil :
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM (S.A. VE S.)İN SON HASTALIĞINDA BİR VASIYYETNÂME YAZDIRMAK İSTEMESİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (son hastalığında) ağrısı iştidâd edince: "Yazı yazacak şey getiriniz. Size öyle bir kitâb (vasiyyetnâme) yazdırayım ki ondan sonra hiç dalâlette kalmayasınız." buyurdu. Ömer radiya`llâhu anh: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hastalığı ağırlaştı. Elimizde ise Allâhu Teâlâ`nın Kitâb`ı vardır. O bize yeter." dedi. Bunun üzerine (oradaki Sahâbe beyninde) ihtilâf çıktı. Sözleri birbirine karıştı. (Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem de): "Yanımdan savulun. Benim yanımda nizâ` olmaz." buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RESÛLULLÂH (S.A. VE S.)İN, ÜMMETİNİN İLERİDE FİTNE VE MUSÎBETLERE GİRİFTÂR, HEM DE SONSUZ Nİ`MET VE RAHMET HAZÎNELERİNE NÂİL OLACAKLARINI HABER VERMESİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem uyandı da: "Sübhânallâh, bu gece ne fitneler nâzil oldu! Ne hâzineler de açıldı! Hücre sâhiblerini (yâni ezvâc-ı tâhirâtı) uyandırınız. Dünyâda nice giyinik kadınlar vardır ki âhiretde çıplakdırlar." buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
YÜZ SENE SONRA YERYÜZÜNDE OLANLARDAN KİMSE KALMIYACAĞI HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem âhir hayâtında bir kere bize Yatsı`yı kıldırdı. Selâm verince ayağa kalktı ve: "Bu geceyi görüyorsunuz ya, işte bu geceden i`tibâren yüz sene başında (bu gün) yer yüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmıyacaktır." buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBER ALEYHİ`S-SELÂM`IN GECE KILDIĞI NAMAZ
Hadis :
Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevcât-ı tâhirâtdan teyzem Meymûne binti`l-Hâris (radiya`llâhu anhâ`nın) evinde kaldım. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem o gece (nöbeti dolayısiyle) nezdinde idi. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mescidde) Yatsı`yı kıldırdıktan sonra menzil (-i saâdet)ini teşrîf etti. Dört rek`at namaz kıldıktan sonra uyudu. Sonra kalktı: "Çocuk uyudu mu?" dedi. Yâhud buna benzer bir söz söyledi. Sonra (namaza) durdu. Ben de sol tarafına durdum. Beni sağ tarafına geçirip beş rek`at kıldı. Ondan sonra da iki rek`at kıldı. Ondan sonra uyudu. O kadar ki horultusunu duydum. Ondan sonra namaz (kıldırmak üzere mescid)a çıktı.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE (R.A.)`İN ÇOK HADÎS RİVÂYETİNİN SEBEB-İ HİKMETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Halk: "Ebû Hüreyre çok (hadîs rivâyet) ediyor." deyip duruyorlar. Halbuki Kitâbu`llâh`da (şu) iki âyet olmasaydı hiçbir hadîs nakletmezdim. -(Ebû Hüreyre bu sözden) sonra ... Âyet-i Kerîme`lerini okuyup derdi ki: Muhâcirîn kardeşlerimiz çarşılarda alış-verişle, Ensâr kardeşlerimiz de malları (ve toprakları) için çalışmakla meşgûl olurken Ebû Hüreyre boğazı tokluğuna Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e mülâzemet eder ve onların hazır bulunamadıkları meclislerde hazır bulunur, onların belleyemedikleri sözleri bellerdi.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE (R.A.)`İN HİÇ BİR ŞEYİ UNUTMAMASININ HİKMETİ
Hadis :
"Yâ Resûlâ`llâh, Sen`den bir çok hadîs işitiyorum da unutuyorum." dedim. "Ridânı (futanı) yay." buyurdu. Yaydım. Elleriyle (bir şey) avuçlayıp (ridânın) içine at(ıyor gibi yap)tı. Sonra: "Topla." diye emretti. Ridâmı topladım. İşte ondan sonra (artık) hiçbir şey unutmadım.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜRYERE (R.A.)`İN PEYGAMBER (S.A. VE S.) DEN İKİ KAP (DOLUSU) İLİM BELLEDİĞİNE DÂİR RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den iki kap (dolusu) ilim belledim. Bunlardan birini (size) nisâr ettim. Diğerine gelince onu meydana çıkaracak olsam benim şu boğazım kesilir.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBER ALEYHİ`S-SELÂM`IN VEDÂ` HACCINDA MÜSLÜMANLARA BİR NASÎHATİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da: "Halkı sustur da dinlesinler." diye emretti. (Halk sükût ettikten sonra): "Benden sonra birbirinin boynunu vuran kâfirlere dönmeyiniz." buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ MÛSÂ-HIZIR ALEYHİ`S-SELÂM KISSASI
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Mûsâ Peygamber (salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kere) Benî İsrâîl içinde hutbeye kalkmıştı. Kendisine: "En çok âlim olan kimdir?" diye soruldu. "En âlim benim." diye cevab verdi. (Bu hususdaki) ilmi (Allâhu a`lem diyerek) Allah`a havâle etmediğinden dolayı Allâh (u Azîmü`ş-Şân) ona ıtâb etti. Allâh (u Teâlâ): "İki denizin bitiştiği yerde kullarımdan biri var. O senden daha âlimdir." diye ona vahyetti. "Yâ Rab, ona nasıl yol bulayım?" dedi. Ona: "Bir zenbil içinde bir balık taşı. Onu nerede kaybedersen (o kulum) oradadır." denildi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm) gitti. Hâdimi Yûşa` b. Nûn (alehi`s-selâm) ı da (birlikte) götürdü. Bir zenbil içine de bir balık koyup yüklendiler. (İki denizin bitiştiği yerdeki) kayanın yanına varınca başlarını (yere) koyup uyudular. (derken tuzlanmış ölü) balık zenbilden sıyrı(lıp kurtu)ldı. Ve deniz içinde kendine su küngü gibi (bir boşluk bırakarak) yol açtı. (Deniz içinde böyle bir yolun açılması) Mûsâ ile hâdimince (aleyhime`s-selâm) şâyân-ı teaccüb bir şey olmuştu. (Uyandıktan sonra o gecenin bakiyyesi ile bütün gün gittiler. Sabah olunca Mûsâ (aleyhi`s-selâm) Hâdimine: "Kuşluk yemeğimizi ver. Bu seferimizden yorgunluk duy(mağa başla)duk." dedi. (Halbuki) Mûsâ (aleyhi`s-selâm) emrolunduğu o yerin ötesine geçmedikçe yorgunluk duymamıştı. Hâdimi: "Bak hele, taşın dibinde barındığımız zaman balı (ğın gittiğini haber verme) ğı unutmuşum." dedi Mûsâ (aleyhi`s-selâm): "Zâten istediğimiz de bu idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerine baka baka geriye döndüler. Taşın yanına varınca bir de baktılar ki esvâbına bürünmüş bir zât (duruyor) Mûsâ (aleyhi`s-selâm) selâm verdi. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Acâyib! Bu (senin bulunduğun yerde) selâm ne gezer?" dedi. "Ben Mûsâ`yım." dedi. O: "Benî İsrâil Mûsâ`sı mı?" diye sordu. "Evet." dedi. Mûsâ (aleyhi`s-selâm sonra yine söze başlayıp): "Sana ta`lîm olunan rüşd (ve hidâyet) den bana (bir şey) ta`lîm etmek üzere sana tebaiyyet edeyim mi?" dedi. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Sen, benimle hiç mi hiç edemezsin yâ Mûsâ! Bende Allâh`ın kendi ilminden bana verdiği öyle bir ilim vardır ki sen onu bilemezsin. Sende de Allâh`ın verdiği öyle bir ilim vardır ki onu da ben bilemem." cevâbını verdi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm): "Beni inşâ-Allah sabırlı bulursun. Sana hiçbir işinde de karşı gelmiyeceğim." dedi. Gemileri olmadığı için deniz kıyısında söyleştiler. Hızır (aleyhi`s-selâm)ı (gemiciler) tanıdılar. Ve onları navulsuz (gemiye) aldılar. (O sırada) bir serçe, geminin kenarına konup denizden bir iki yudum (su) aldı. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Yâ Mûsâ, benim ilmimle senin ilmin, İlmu`llâhı bu serçenin denizden aldığı bir yudum kadar bile eksiltmez." dedi. Ve (ondan sonra) gemi tahtalarından birine el atıp söktü. Mûsâ (aleyhi`s-selâm). "Adamcağızlar bizi (gemilerine) navulsuz almışlarken sen, gemilerine kasdedip içindekileri batırmak için mi deliyorsun." dedi Hızır aleyhi`s-selâm: "Sen, benimle hiç edemezsin demedim mi?" dedi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm): "(Şu) dalgınlığımdan dolayı beni muâheze edip de bana güçlük gösterme." cevâbını verdi. (vâkıâ da) Mûsâ (aleyhi`s-selâm`ın) bu ilk muhâlefeti dalgınlık (eseri) idi. Yine gittiler. Bir de baktılar ki bir çocuk (diğer) çocuklarla oynuyor.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
ALLAH YOLUNDA SAVAŞMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ MÛSÂ HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e biri gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, Allâh yolunda kıtâl ne demektir? Kimimiz gazabına kapılarak, kimimiz ârından dolayı kıtâl ediyor. (Buna ne dersin?)" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem başını kaldırıp): "Her kim Kelimetu`llâh (yâni Kelime-i Tevhîd) daha âlî olsun diye kıtâl ederse onunkisi Allâh yolundadır." buyurdu.
Sıra :