Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Baslik :
ENES İBN-İ MÂLİK`İN RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (istiskâda) mübârek ellerini kaldırıp (üç kerre): ... diye duâ buyurduğu (sened-i sahîh ile) rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ RESÛL`ÜN İSTİSKÂDA TAHVÎL-İ RİDÂ BUYURDUĞUNA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ZEYD HADÎSİ
Hadis :
Ravi`nin (ebvâb-ı) istiskâdaki hadîsi ki, 533 üncü olarak geçmişti. Bu rivâyette ise: "(Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem mev`ızadan fâriğ olup duâya başlarken sağ tarafına dönüp mübârek) arkasını nâsa çevirdi ve kıbleye karşı durarak duâ buyurdu. Sonra ridâ-yı şerîfini tahvil buyurarak bize iki rek`at (namaz) kıldırdı (ki bu iki rek`atte) cehren okudu" demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
ENES İBN-İ MÂLİK RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem hiçbir duâsında (mübârek) ellerini yukarıya kaldırmazdı, meğer ki istiskâ (duâsında) ola. (Bunda mübârek ellerini) koltuklarının beyazı görününceye kadar kaldırdı.
Sıra :
 
Baslik :
YAĞMUR ESNÂSINDAKİ DUÂ-İ NEBEVÎ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yağmurlar (ın yağdığın)ı görünce: ... di(ye duâ ede)rdi.
Sıra :
 
Baslik :
ŞİDDETLİ RÜZGÂRDAN TEESSÜR-İ NEBEVÎ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Her ne zaman) şiddetli bir rüzgâr esse ondan dolayı Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) yüzünde (nâhoşluk eseri derhal) belli olurdu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
İBN-İ ABBÂS`IN HADÎSİ
Hadis :
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
İBN-İ ÖMER`İN HADÎSİ
Hadis :
(Sened-i sahîh-i muttasıl ile) rivâyet olunduğuna göre (bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "İlâhî Şamımızda, Yemenimizde bize bereket ihsân et" diye duâ buyurdu. Bâzı kimseler: "Necdimizde de" (diye) niyazda bulundular, (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem tekrar:) "ilâhî Şamımızda, Yemenimizde bize bereket ihsân et" buyurdu. Onlar (yine:) "Necdimizde de" deyince: "Zelzeleler, fitneler işte oradadır. Şeytanın karni (yâni hizb ve ümmeti) de orada çıkacaktır" buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
İBN-İ ÖMER`İN «MEFÂTÎH-İ GAYB = MUGAYYEBÂT-I HAMS» HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Gayb`ın anahtarları beş (dâne) dir ki, onları Allâhu Teâlâ`dan başkası bilemez. Yarın ne olacağını (Allah`dan başka) hiçbir kimse bilemez. (Ana) rahimleri(n)de ne(ler) bulunduğunu (Allah`dan başka) hiçbir kimse bilemez. Hiçbir nefs yarın (hayr ü şer) ne kazanacağnı bilemez. (Kezâ) hiçbir nefs hangi tarzda öleceğini bilemez. (Allah`tan başka) hiç bir kimse de yağmurun ne zaman geleceğini bilemez.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
AHD-İ NEBEVÎ`DE GÜN TUTULMASI VE HAZRET-İ RESÛL`ÜN KÜSÛF NAMAZI HAKKINDA EBÛ BEKRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanında idik. (Derken) güneş tutuldu. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (acele ile ve) ridâ-yı şerîfini ardından sürükleye sürükleye (kalkıp yürüdü) ve (Mescid-i Saâdet`e) girdi. Biz de girdik. Güneş zulmetten sıyrılıncaya kadar (orada) bize iki rek`at (namaz) kıldırdı. Sonra: "Güneş ile ay hiçbir kimsenin mevtinden dolayı münkesif olmaz. (Bunların böyle münkesif olduklarını) gördüğünüzde başınıza gelen bu hâl zâil oluncaya kadar (hemen) namaza durup duâya koyulunuz" buyurdu. Yine Ebû Bekre radiya`llâhu anh`den gelen bir rivâyete nazaran: "Lâkin Allâhu Teâlâ bu iki âyet ile kullarını tahvîf (etmeği murad) eder." buyurulmuştur. Küsûf hadîsi Buhârî`de çok tekerrür etmiştir. Nitekim Mugîre İbn-i Şu`be radiya`llâhu anh`den gelen bir rivâyette şöyle denilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamânında (necl-i mükerremleri) İbrâhîm (salevâtu`llâhi ve teslîmâtühû aleyhi ve alâ ebîhi) vefât ettiği gün güneş tutuldu. Halk: "Güneş İbrâhim`in mevtinden dolayı tutuldu" dediler. Bunun üzerine salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Güneş ile ay hiçbir kimsenin ne mevtinden, ne hayâtından dolayı tutulmazlar" (Bunu) görünce (hemen) namaza durup Allâh`a duâya koyulun" dedi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ RESÛL`ÜN HUSÛF NAMAZININ KEYFİYYETİ VE HITÂBET-İ NEBEVİYYE HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN HUSÛF HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamân (-ı saâdet-nişân) ında (bir def`a) güneş tutuldu idi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem halka namaz kıldırdı. (Şöyle ki) namaza durdu ve kıyâmı uzattı sonra rükû` buyurdu ve rükûu uzattı sonra (rükû`dan) kalktı ve ve kıyâmı (yine) uzattı ise de bu (ikinci) kıyâmı evvelki kıyamdan az (sürmüş) idi sonra (yine) rükûa varıp rükûu uzattı ise de bu (ikinci) rükûu evvelki rükûudan kısarak idi sonra secdeye varıp sücûdu uzattı sonra ikinci rek`atta da ilk rek`atta yaptığı gibi yaptı sonra güneş açılmış olduğu halde namazdan çıktı. (Ondan sonra hazır olan) nâsa karşı hutbe îrâd buyurdu. (Bu hutbede) Allâhu Teâlâ`ya hamd ü senâ ettikten sonra. "Şüphe etmeyiniz ki, şems ile kamer Allâh`ın âyetlerinden iki râyettir. (Bunlar) hiçbir kimsenin ne mevti, ne de hayâtı için münhasif olmazlar. Bunu (yâni bunlardan birinin inhisâfını) gördüğünüzde (hemen) Allâh`a duâya koyulun, tekbîr alın, namaz kılın, sadaka verin" buyurdu. Sonra da buyurdu ki: Ey ümmet-i Muhammed, Allâh`a kasem olsun ki kulunun veya câriyesinin zinâ edişinden dolayı Allâhu Teâlâ kadar kıskanç olan hiçbir kimse yoktu. Allâh`a kasem olsun ki, benim bildiğimi bilseniz az güler, çok ağlardınız.
Sıra :