Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Kütüb-ü Sitte konuları

Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav), cumayı (öğleyin) güneş meyl edince kılardı.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Buhari`nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) soğuk şiddetlenince namazı erken (ilk vaktinde) kılardı. Sıcak şiddetlenince namazı-yani cumayı- (öğleyin biraz) serinleyince kılardı."
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Biz Resulullah (sav)`la cum`ayı kılar sonra da kaylule (öğle uykusu) yapardık.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Resulullah (sav), Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ömer (ra) devirlerinde cuma namazın ilk ezanı, imam minbere oturunca okunurdu. Ancak Hz. Osman zamanı olup cemaat artınca, emri üzerine (Medine çarşısında) Zevra nam yerde üçüncü bir ezan daha okundu. (Cum`a ezanı işi) bu şekilde sabitleşti.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) iki hutbe okurdu. Minbere çıkınca otururdu. (Bu esnada müezzin ezan okurdu). Müezzin ezanı bitirince kalkar ve hutbeyi okur, sonra tekrar oturur ve (bu sırada) konuşmazdı. Sonra kalkar (ikinci defa) hutbe okurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Nesai`nin rivayetinde: "Resulullah (sav) ayakta iki hutbe verir, bunların arasını (kısa) bir oturuşla ayırırdı" denmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Ka`b, mescide girince Abdurrahman İbnu Ümmi`l Hakem`i oturarak hutbe verir görmüş ve derhal müdahele etmiştir: "Şu habise bakın hele! Oturarak hutbe veriyor. Halbuki Cenab-ı Hakk Kitab-ı Mübin`inde (mealen): "Onlar bir ticaret, yahud bir oyun, bir eğlence gördükleri zaman ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bıraktılar" (Cuma 11) buyurmuştur."
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Anlattığına göre, Bişr İbnu Mervan`ı, minberde ellerini kaldırarak hutbe verirken görmüş ve derhal müdahale etmiştir: "Allah şu iki kısa elin belasını versin. Ben Resulullah (sav)`ı gördüm, eliyle şundan fazla kaldırmazdı" dedi ve şehadet parmağıyla işaret etti.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) hutbe verdi mi gözleri kızarır, sesi yükselir, öfkesi artardı. Sanki bir orduya "Düşmanınız akşama veya sabaha size baskın yapacak!" diye tehlikeyi haber veren komutan gibi (fevkalde ciddi bir eda ile): "Ben size, Kıyamet şu iki parmak kadar yakınlaşmış olduğu bir zamanda peygamber gönderildim" der ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yaklaştırarak gösterir, sözlerine şöyle devam ederdi: "Emmd bad! Bilesiniz, sözlerin en hayırlısı Kitabullah`tır. En güzel yol da Muhammed`in yoludur. İşlerin en şerlisi de sonradan ihdas edilenlerdir. Her bid`at dalalettir." Ayrıca, şunları da söylerdi: "Ben her mü`mine kendi nefsinden daha yakınım. Nitekim, kim bir mal bırakırsa bu ailesi içindir. Kim bir borç veya (bakıma muhtaç) horanta bırakırsa bu bana aittir ve benim uzerimedir."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) teşehhüd okuyunca şu mealde zikirde, duada bulunuyordu: "Hamd Allah`adır, O`na sığınır, O`ndan mağrifet dileriz. Nefislerimizin şerrinden de O`na sığınırız. Allah kime hidayet verirse onu kimse sapıtamaz, kimi de sapıtırsa onu kimse hidayete götüremez. Şehadet ederim ki, Allah`tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O`nun kulu ve Resulüdür. O`nu hak ile, kıyametten önce müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdi. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim de o ikisine isyan ederse, (bilsin ki) sadece kendisine zarar verir, Allah`a hiçbir zarar veremez." [Bir rivayette hadise şu ziyadeyi yaptıktan sonra gerisini aynen rivayet etmiştir.... (Cuma günü teşehhüd`den sonra...)]
Sıra :