Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
Fitneden kaçmak;Hz. Peygamber`in haber verdiği fitneler
Sahih Buhari eserindeki Fitneden kaçmak;Hz. Peygamber`in haber verdiği fitneler konusu ile ilgili hadisler
Fasil :
Ravi :
Baslik :
BU ÜMMETİN HELÂKİ KUREYŞ KABÎLESİNDEN BİR KAÇ TECRÜBESİZ GENCİN ELİNDE OLACAĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Gelen bir rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Kureyş`ten bir kısım insanlar (ileride) müslümanları (fitne ile), ölüme sürükleyecekler, buyurdu. Orada bulunan Ashâb: - Yâ Resûla`llah! Bize ne (yolda hareket etmemiz) emir buyurulur? diye sordular. Resûlullah: - Keşki nâs onlardan uzak bulunsalar, buyurdu.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Baslik :
İSTİKBÂLE ÂİT PEYGAMBERİMİZİN HABERLERİNİ EN ÇOK NAKLEDEN HUZEYFE İBN-İ YEMÂN`IN MÜHİM BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Rivâyete göre, şöyle demiştir: Nâs, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e (geleceğe âit) hayır (lı işler) den sorarlardı. Ben de (tersine İslâm ümmetine gelecek) şerden -o şerrin bana erişmesinden korkarak- sorardım. Bu endîşe ile bir kere: - Yâ Resûla`llah! Biz vaktiyle câhiliyet devrinde şirk ve küfr içinde idik. Sonra Allah`ın Peygamber`i şu İslâm umdeleriyle bize geldi. Bu hayır ve saâdetten sonra, gelecek bir şer ve fitne var mıdır? diye sordum. Resûlullah: - Evet vardır, buyurdu. Ben: - O şerden ve fitneden sonra bir hayır ve salâh var mıdır? dedim. Resûlullah: - Evet, bir hayır ve salâh vardır. Fakat onun içinde bâzı şerr-ü fesâd bulunacak (hayırı bulandıracak, safvetini bozacak) buyurdu. Ben: - O hayrın (temizliğini bulandıran) kiri nedir? diye sordum. Resûlullah: - O devrin âmirlerinden bir zümre, ümmeti, benim sünnetim hilâfına idâre edecekler. Sen o devrin âmir ve vâlîlerinden bâzılarının hareketlerini (ma`rûf bulup) tasvîb, bâzılarının hareketlerini de (münker bulup) red edeceksin! buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Bu karışık hayır devrinden sonra yine bir şerr-ü fesad devri hulûl edecek midir? dedim. Resûlullah: - Evet edecektir. O devirde bir takım dâîler (çığırtkanlar) halkı Cehennem kapılarına çağıracak. Her kim onların da`vetine icâbet ederse, onu Cehennem`e atacaklar, buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Bu da`vetçileri bize vasfetseniz! dedim. Resûlullah: - Onlar bizim milletimizden insanlardır. Bizim dilimizle (bizim azîz duygularımıza seslenerek) konuşurlar. (Halbuki gönüllerinde hayırdan eser yoktur) buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! O (uğursuz) devir bana yetişirse (ben o devirde yaşarsam) nasıl hareket etmemi emredersiniz? dedim. Resûlullah: - İslâm cemâatine mütâbaat, ve onların devlet reîsine mutâvaat eyle! (Devlet reîsi zulmederse, seni divğr, malını alırsa bile sözünü dinle, itâat eyle!) buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Onlar cemâat hâlinde değiller (de bozgunculukla parçlanmışlar) sa, başlarında devlet reîsi de yoksa, dedim. Resûlullah: - O fırkaların hepsinden ayrıl! (Evine çekil!). Velev ki bu i`tizâl, bir ağaç kökünü ısırman sûretiyle (meşakkatli) olsa bile. Artık ölüm erişinceye kadar bu i`tizâl üzere bulun! buyurdu.
Sıra :