Veda haccında Resulullah (sav)`a şahid oldum. Kendisine (kesmesi için) bir deve getirilmişti. "Bana Ebu`l-Hasan`ı çağırır" dedi. Hz. Ali (ra) çağırıldı. "Harbenin aşağısından tut!" dedi. Hz. Ali tuttu. Resulullah (sav) da yukarısından yakaladı, ikisi birden deveye dürttüler. Deve sol ön ayağından bağlıydı. Diğer ayaklarının üstünde ayakta duruyordu. Deveyi kesip yere yıkınca: "İsteyen parça alsın!" dedi. Bu müşahedem Mina`da yevm-i nahrde idi. Kesim işinden boşalınca, katırına bindi. Hz. Ali (ra)`yi de terkisine aldı.

Tirmizi`nin Abdullah İbnu Gurt`tan kaydettiği rivayette şöyle denir: "...Hayvan yere yıkılınca: "Dileyen parça alsın!" buyurdu.

Resulullah (sav) elleriyle otuz deve kesti. Geri kalanı da bana söyledi, ben kestim. Bunlar yetmiş taneydi.

Kızlarına, kurbanlarını kendi elleriyle kesmelerini, ayağını kurbanın boynuna basmayı, keserken tekbir getirip besmele çekmeyi tenbih etmiştir. Rezin ilavesidir. [Buhari, senetsiz olarak bab başlığında kaydetimistir. (Edahi 10)]

Biz kurbanlarımızın etinden üç günden fazla yemezdik. Resulullah (sav) bize ruhsat tanıdı ve: "Yiyin ve azıklanın dar buyurdu."

Hz.Aişe`ye: "Resulullah (sav) kurbanların etlerinden üç günden fazla yenilmesini yasakladı mı?" diye sordum. "Evet, fakat bunu insanların (kıtlık çekip) acıktığı yılda yaptı. Böylece zenginlerin fakirleri doyurmasını arzu etmişti. Biz koyunun paçasını kaldırıp, on beş gece sonra yiyorduk" dedi. Ben: "Sizi buna mecbur eden şey ne idi!" deyince güldü ve: "Resulullah (sav) Allah`a kavuşuncaya kadar, Muhammed ailesi üç gün üst üste doyuncaya kadar katıkla ekmek yememiştir" dedi.

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biz sizleri, kurbanların etinden üç günden fazla yemenizi, birçoğunuza kurban eti ulaşsın diye yasaklamıştık. Şimdi, Allah Teala bolluk verdi. Artık yiyin, biriktirin ve ücret isteyin. Haberiniz olsun, bu bayram günleri yemek, içmek ve zikir günleridir."

Resulullah (sav) hedy`ini Medine`den benimle gönderdi. Ben: "Bunlardan yolda helak olan çıkarsa ben ne yapacağım?" diye sordum. "Hemen kesersin, nalınını kanına batırırsın, sonra onunla insanlar arasından çekilirsin, yerler" dedi.

Nafile olarak sevkedilen bir deve yolda helak olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanın sahibine bir şey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borçlanır.

Kim Kabe`ye bir deve ihda eder, sonra (daha mahalline ulaşıp, kesilmeden) kaybederse veya hayvan ölürse, şayet bu bir nezir idiyse, yerine yenisini alır. Nezir değil de tetavvu idiyse, dilerse yeniler, dilerse terkeder.