Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebû Hüreyre

Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Fasil :
Konu :
Ravi :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN HEDİYEYİ KABÛL EDİP YEDİĞİ, SADAKADAN HAZER ETTİĞİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Gelen bir rivâyete göre, müşârün-ileyh şöyle demiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e (âile hâricinden) bir taam getirildiğinde şöyle sormak i`tiyâdında idi: - Bu hediye midir, yoksa sadaka mıdır?. Cevâben: - Sadakadır! denilirse, Resûlullah Ashâbına: - Siz yeyiniz! buyururdu da kendisi yemezdi. Eğer: - Hediyedir! denilirse, salla`llahu aleyhi ve sellem hemen elini uzatırdı. Ve Ashâbiyle berâber yerdi.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Baslik :
MUHÂSIMLARDAN HİÇ BİRİSİNİN ZİLYED OLMADIĞI, BEYYİNELERİ DE BULUNMADIĞI BİR MAL HAKKINDA NİZÂ EDİP MÜÇTEMİAN YEMÎN ETMEĞE MÜSÂREAT EDEN TARAFEYN ARASINDA KUR`A İLE YEMÎN
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bir cemâate yemîn teklîf etmişti de hepsi birden yemîne müsâreat etmişlerdi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem hangilerinin (diğerlerinden önce) yemîn edeceği husûsunda kur`a atmalarını emir buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Baslik :
HUDUTTA HALÂL OLMAYAN ŞARTLARA DÂİR EBÛ HÜREYRE İLE ZEYD İBN-İ HÂLİD HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhimâ demişlerdir ki: Bedevî arablardan bir kişi (hasmı ile birlikte) Resûla`llah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelmişti de: - Yâ Resûla`llah! Size Allah nâmına yemîn eder, ve yalnız Allah`ın Kitâbiyle hükmetmenizi dilerim, demişti. Öbür hasım ise daha dirâyetli ve edepli idi. O da: - Evet yâ Resûla`llah, aramızda Kitâbu`llah ile hükm ediniz ve (söz söylemek üzere) bana müsâade buyurunuz! dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de: - Söyle! buyurdu. İkinci hasım söze başlayıp: - Benim oğlum, bu A`râbînin yanında ecîr (çoban) idi. Bunun karısına zinâ etmiş. Bana söylendiğine göre oğluma recim lâzım gelirmiş. Bu cihetle ben, bu adama yüz koyun, bir de câriye vererek oğlumu kurtardım. Bilâhare ehl-i ilim (olan Ashâb) a sorduğumda onlar da: (henüz bekâr olan) oğluma yüz deynek had ile bir sene nefy-ü tağrib, bunun karısına da recim îcâb ettiğini haber verdiler (şimdi ne buyurulur yâ Resûla`llah!) dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de: - Hayâtım yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn ederim ki, ben, aranızda Kitâbu`llah ile hükmedeceğim: Câriye ile koyunlar sana reddolunur. Oğluna da yüz değnek vurulup bir sene nefyedilir, dedi. (Sonra Ashab`dan) Üneyse de: - Bu Bedevînin karısına git! Günâhını i`tirâf ederse onu recmet! buyurdu. Râvî: "Üneys, kadına gitti. Kadın da fenâlığı i`tirâf etmesi üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in emriyle kadın recmolundu" demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Baslik :
ALLÂHU TEÂLÂ`NIN DOKSAN DOKUZ İSM-İ ŞERÎF`İ. VE BU İSİMLERİN TEVKÎFÎ OLDUĞU YÂNİ ALLAH VE PEYGAMBER`İN TA`LÎMİ İLE BİLİNDİĞİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Allah`a hâs doksan dokuz -ki, bir eksik olarak yüz eder- isim vardır. Bu isimleri her kimi (tamâmen) sayarsa, Cennet`e girer" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
SADAKANIN EFDALİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: Müşârün-ileyh demiştir ki: Bir kere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir kimse (gelerek): - Yâ Resûla`llah! Hangi sadaka efdaldir (sevâb cihetiyle daha büyüktür)? diye sormuştu. Resûl-i Ekrem: - "Sadakanın efdali, vücûdun tamâmen sıhhatte bulunup mal canlası olarak zenginlikten hoşlanıp fakirlikten korkarak verdiğin sadakadır. Ey sâil! Sen sadakanı, can hulkuma yaklaşıp da: - Şu malım fülânındır, bu malım da falanındır, diye vasıyyet etmeğe başladığın, halbuki o mal, falan (vâris) in olduğu son dem-i hayâtına kadar te`hîr etme!" diye cevab verdi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN NÜBÜVVETİ, SAFÂ TEPESİNDE ÎRÂD EDİLEN BİR NUTUK İLE KUREYŞ SOYLARINI İSLÂM DÎNİNE DA`VETİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh demiştir ki: Allah Azze ve Cell (En yakın kavim ve kabîlen efrâdını azâb ile korkut!) âyet-i kerîmesini inzal buyurduğunda Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem kalktı. (Safâ tepesinde bir hutbe îrâd edip ezcümle) şöyle buyurdu: - "Ey Kureyş cemâati! (Yâhud buna benzer bir hitâb ile) Müslüman olup nefislerinizi Allah`ın azâbından koruyunuz!. Yoksa ben, Allah`ın azâbından hiç bir şey`i sizden men` edemem. Ey Abd-i Menâf oğulları! Sizden de ben Allah`ın azâbından hiç bir şeyi def` edemem. Ey Abbâs İbn-i Abdilmuttalib! Senden de Allah`ın azâbından hiç bir parçasını men` edemem. Ey Resûla`llah`ın babası hemşîresi Safiyye! Senden de ben Allah`ın azâbından bir kısmını olsun def` edemem. Ey Muhammed (salla`llahu aleyhi ve sellem) in kızı Fâtıme! Malımdan ne dilersen iste, (veririm. Fakat) Allah`ın azâbından bir parçasını bile senden def` edemem."
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN: İNSAN FAZÎLETİNİ ÖLDÜREN YEDİ FAZÎHA VARDIR Kİ: ALLÂH`A ŞİRK, SİHİR, KATİL, RİBÂ, YETİM MALI YEMEK, GAZÂ MEYDANINDAN KAÇMAK, NÂMUSLU BİR KADINA ZİNÂ İSNÂD ETMEK, BUYURDUĞUNA DÂ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: bir kere Resûlullah: - Mühlik olan yedi şeyden çekininiz! buyurmuştu. Ashab: - Yâ Resûla`llah! Bu yedi şey nedir? diye sorduklarında Resûl-i Ekrem: - 1) Allah`a şirk, 2) Sihir, 3) Allah`ın katlini haram kıldığı bir hayâtı öldürmek; haklı öldürülen müstesnâ, 4) Fâiz kazancı yemek, 5) Yetim malı yemek, 6) Düşmana hücûm sırasında harbten kaçmak, 7) Zinâdan masûn olup hatırından bile geçmiyen müslüman kadınlara zinâ isnâd etmek, buyurdu.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
VASIYYET VE VAKIF HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Vefâtımda) vârislerim ne bir dînar, ne bir dirhem paylaşmaz. Bıraktığım şey (ki, hurmalıklardır. Bunun) kadınlarımıın nafakasından, işçimin ücretinden geri kalanı vakıftır.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
ALLAH YOLUNDA CİHÂDA HİÇBİR İBÂDET MUÂDİL OLMADIĞI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
(Şöyle) dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir er kişi geldi de: - Yâ Resûla`llah! Bana cihâda muâdil bir ibâdete delâlet buyurulsa! dedi. Resûlullah: - Ben cihad değerinde bir ibâdet bulmuş değilim ki, buyurdu. (Ve devâm edip): - (Sana sorarım) gücün yetişir mi ki: mücâhid (sefere) çıktığı sıra sen (de) mescidine girip (o dönünceye kadar) namaz kılasın da hiç usanmıyasın. Ve oruç tutasın da hiç iftar etmiyesin? diye sordu. O kişi: - Buna kimin gücü yeter ki? diye cevap verdi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
MÜCÂHİDİN BENZERİ, GÜNDÜZ ORUÇLU, GECE NAMAZLI MÜ`MİN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Allah yolunda (harb eden) mücâhidin benzeri -Allah, kendi yolunda cihâd eden kimse (de ki gaye) yi çok iyi bilir ya- (gündüz) oruç tutan ve (gece) namaz kılan (mü`min) in meselidir. Allah, kendi yolunda döğüşen mücâhid için ya onun şehâdeti sûretiyle onu (sorgusuz derhal) Cennet`e koymağı, yâhut mücâhidi sevabla veya ganîmetle berâber sâlimen (meskenine) dönmesini deruhde etti.
Sıra :