Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Büreyde

Büreyde - Kütüb-ü Sitte kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: "Şu ve şu neye delalet ediyor biliyor musunuz?" dedi. Cemaat: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Buyurdu ki: "Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan oluverir)".
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Bir kadın: "Ey Allah`ın Resulü, ben anneme bir cariye tasadduk etmiştim. Şimdi annem öldü" dedi. Resulullah (sav): "(Sadaka yapmış olmanın) ecrini mutlaka alacaksın. Miras yoluyla cariye sana geri gelecek (tekrar senin olacak)" buyurdu. Kadın: "Ey Allah`ın Resulü annemin bir aylık oruç borcu vardı, onun yerine tutabilir miyim?" diye sordu. "Annene bedel tut!" dedi. Kadın: "Ey Allah`ın Resulü, annem hiç haccetmedi. Onun yerine hac yapabilir miyim?" diye sordu Resulullah (sav): "Evet, ona bedel haccet" buyurdu."
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) bir ordunun veya seriyyenin başıa komutan tayin ettiği zaman, -hassaten komutana- Allah`a karşı muttaki olmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiye eder ve sonra şunları söylerdi: "Allah`ın adıyla ve Allah`ın rızası için savaşın. Allah`ı inkar eden kafirlerle çarpışın. Gaza edin fakat ganimete hıyanet etmeyin, haksızlıkda bulunmayın, ölülerin vücudlarına sataşıp burun ve kulaklarını kesmeyin, (önünüze çıkan) çocukları öldürmeyin! Müşrik düşmanlarla karşılaşınca onları önce üç şeyden birine çağır: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artık dokunma! Önce İslam`a davet et. İcabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan çek. Sonra onları yurtlarından muhacirler diyarına hicrete davet et ve onlara haber ver ki, eğer bunu yapacak olurlarsa Muhacirleri va`dedilen bütün mükafaat ve vecibeler aynen onlara da terettüp edecektir. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Müslüman bedeviler hükmündedirler ve Allah`ın mü`minler üzerine cari olan hükmü onlara icra edilecektir; ganimet ve fey`den kendilerine hiçbir pay ayrılmayacaktır. Müslümanlarla birlikte cihada katılırlarsa o hariç, (o zaman ganimete iştirak ederler.) Bu şartlarda Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, müsbet cevap verirlerse hemen kabul et ve onları serbest bırak. Bundan da imtina ederlerse, onlara karşı Allah`tan yardım dile ve onlarla savaş. Bu durumda bir kale ahalisini muhasara ettiğinde onlar senden Allah ve Resulü`nün ahd ve emanını talep ederlerse kabul etme; onlar için, kendine ve ashabına ait bir eman tanı. Zira sizin kendi akdinizi veya arkadaşlarınızın ahdini bozmanız, Allah`ın ve Resulü`nün ahdini bozmaktan ehvendir. Eğer bir kale ahalisini kuşattığında onlar, senden Allah`ın hükmünü tatbik etmeni isterlerse sakın onlara Allah`ın hükmünü tatbik etme, lakin kendi hükmünü tatbik et. Zira Allah`ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmeyeceğini bilemezsin."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`a, Maiz İbnu Malik el-Eslemi (ra) gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, ben nefsime zulmettim, zina fazihasını işledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (sav) onu reddetti (geri çevirip meselenin üzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gün tekrar geldi. Yine: "Ey Allah`ın Resulü, ben zina fazihasını irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adamı ikinci sefer geri çeviren Resulullah (sav) adamın kavmine birisini yollayarak: "Onun aklında bir noksanlık biliyor musunuz, normal bulmadığınız bir davranışına rastladınız mı?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber: "Biz onu gördüğümüz kadarıyla, aramızdaki salih kişilere denk akıl (ve feraset) sahibi biliyoruz" dediler. Maiz üçüncü sefer müracaatta bulundu. Hz. Peygamber (sav) onlara yine birini göndererek adam hakkında sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklında bir kusur olmadığını söylediler. Adam dördüncü sefer müracaat edince, ona bir çukur kazdırdı. Taşlanmasını emretti ve taşlandı. Ravi der ki: Gamidiye adında bir kadın da gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, beni niye reddediyorsun. Görüyorum ki, beni de Maiz gibi geri çevirmek istiyorsun. Allah`a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Öyle ise hayır. Sen git ve çocuğu doğurunca gel" dedi. Kadın gitti, çocuğu doğurunca, bir beze sarılmış olarak çocukla geldi. "İşte çocuk, doğurdum!" dedi. Resulullah (sav): "Git, sütten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadın gitti, o çocuğu sütten kesince çocukla birlikte geldi. Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı. "Ey Allah`ın Resulü, işte çocuk, sütten kestim, yemek de yedi" dedi. Resulullah (sav) çocuğu alıp, Müslümanlardan birine teslim etti. Sonra bir çukur kazılmasını emir buyurdu. Göğsüne kadar derinlikte bir çukur kazıldı. Bundan sonra halka taşlamalarını emretti. Herkes taşladı. Halid İbnu Velid (ra) elinde bir taş ilerledi, başına attı. Kan yüzüne fışkırmıştı, kadına küfretti. Resulullah (sav) Halid`in kadına küfrettiğini işitince: "Ey Halid ağır ol!" dedi ve ilave etti: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e kasem olsun, bu kadın öyle bir tevbe yaptı ki, şayet alış-verişte sahtekarlık yapanlar aynı tevbe ile tevbe yapsalardı, onların bile mağfiretine yeterdi." Sonra Resulullah (sav) (tekfin) emretti. Kadının üzerine namaz kıldırdı ve defnedildi."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav), bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah`ım, şehadet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah`sın, birsin, samedsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur." Bunun üzerine Efendimiz (sav) buyurdular: "Nefsimi kudret dinde tutan Zat`a yemin olsun, bu kimse, Allah`tan İsm-i Azamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Azamla dua ederse Allah ona icabet eder, kim onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Bir gün, Hailid İbnu Velid el-Mahzumi (ra): "Ey Allah`ın Resulü, bu gece hiç uyuyamadım" diye Hz. Peygamber (sav)`e yakındı. Resulullah (sav) ona şu tavsiyede bulundu: "Yatağına girdinmi şu duayı oku: "Ey yedi kat semanın ve onların gölgelediklerinin Rabbi, ey arzların ve onların taşıdıklarının Rabbi, ey Şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi! Bütün bu mahlukatının şerrine karşı, bana himayekar ol! Ol ki hiç birisi, üzerime ani çullanmasın, saldırmasın. Senin koruduğun aziz olur. Senin övgün yücedir, senden başka ilah da yoktur, ilah olarak sadece sen varsın"
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`ın yanına, parmağında demir yüzük bulunan bir adam uğramıştı. (Yüzüğü görünce): "Niye bazılarınızın üzerinde ateş ehlinin süsünü görüyorum!" buyurdu. Adam derhal onu çıkarıp attı. Sonra parmağında sarı renkli (pirinç) yüzük taşıyor olduğu halde geldi. Bu sefer "Niye sende putların kokusunu hissediyorum?" dedi. Bilahare adam altın yüzük takmış olarak geldi. Bu sefer de: "Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum?" dedi. Bunun üzerine adam: "Öyleyse yüzüğüm neden olsun?" diye sordu. "Gümüşten" dedi, "ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın."
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben size kapları yasaklamış, sadece deri kaplardan (nebiz) içmenizi söylemiştim. Artık her kaptan içebilirsiniz, yeter ki, sarhoş edici içmeyin."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Bir adam Resulullah (sav)`a namazların vaktinden sormuştu. Ona: "Şu (önümüzdeki) iki günde namazları bizimle kıl!" buyurdu. (O gün) güneş tam tepe noktasından (batıyor) kayınca ezan için Bilal`e emretti. O da öğle ezanını okudu. Sonra öğle için kamet okumasını emretti. Sonra güneş yüksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi için kamet okudu. Sonra güneş batınca emretti, akşam için kamet okudu. Sonra ufuktaki aydınlık kaybolunca emretti, yatsı için kamet okudu. Sonra şafak sökünce emretti sabah için kamet okudu, ikinci gün olunca, Bilal`e ortalığın serinlemesini beklemeyi emretti. O da öğleyi, ortalık iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. İkindiyi, güneş yüksekten, dünkü vakitten biraz sonra kıldı. Akşamı ufuktaki beyazlık kaybolmazdan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı. Sabahı ortalık iyice ağarınca kıldı. Sonra: "Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?" diye sordu. Soru sahibi: "Benim ey Allah`ın Resulü!" dedi. "Namazlarınızın vakti" dedi, "gördüğünüz (iki vakit) arasındadır."
Sıra :