Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebu Musa

Ebu Musa - Kütüb-ü Sitte kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Ravi :
Hadis :
Resulullah`a "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "Yemen`de yapmakta olduğumuz şu iki şarap hakkında bize fetva ver: Bit`; bu baldandır, şiddetleninceye kadar nebiz yapılır. İkincisi mizr`dir, bu mısırdan ve arpadan yapılır, bu da şiddetleninceye kadar nebiz yapılır." Resulullah (sav): "Ben her sarhoşluk veren şeyi yasaklıyorum" buyurdular.
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah`ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hiçbir cevap vermedi. (Sabah vaktinde) şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Bilal`e emretti, sabah ezanını okudu. Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme (zeval) anında yine Bilal`e emretti, öğle ezanını okudu. Bu vakit için, -öbürlerinden daha iyi bilen- birisi: "Bu, gün ortası (nısfu`n-Nehar)" demişti. Sonra, güneş henüz yüksekte olduğu zaman emretti, Bilal akşam namazı için ezan okudu. Sonra ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca yatsı için emretti, Bilal yatsı ezanını okudu. Sonra ertesi gün, sabah namazını tehir etti, O kadar geciktirdi ki, kişinin, "sabah vakti çıktı veya çıkmak üzere" demesi anında namazı tamamladı. Sonra öğleyi tehir etti, öyle ki, öğle namazını dün ikindiyi kıldığımız ana yakın bir vakitte kıldı. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, "Güneş (ikindi) kızıllığına büründü" diyebileceği bir vakitte namazdan çıktı. Sonra akşamı, nerdeyse ufuktan aydınlığın (şafak) kaybolduğu ana kadar tehir etti.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
[Resulullah (sav) bir gün] yatsı namazını geciktirdi. Hatta gecenin çoğu gitti. Sonra çıktı ve cemaate namazlarını kıldırdı. Namazı bitirince Resulullah (sav) orada hazır bulunan cemaate: "(Buradan ayrılmakta) acele etmeyin, size bir husus haber vereyim de sevinin: Bilesiniz, üzerinizdeki Allah`ın nimetlerinden biri de şudur: Şu saatte namaz kılan sizden başka hiç kimse yok -veya sizden başka kimse şu saatte namaz kılmamıştır.-" Bu iki sözden hangisini söylemişti bilemiyoruz." (Ebu Musa ilaveten dedi ki: "Resulullah (sav)`tan işittiklerimize sevinerek evlerimize döndük.")
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
"...Şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur, tektir, şeriki yoktur. Muhammed de O`nun kulu ve Resulüdür."
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namazda en çok sevap alan kimse, en uzak olanlarıdır, yürüme yönüyle en uzaktan gelenler, imamla kılıncaya kadar namazı bekleyen kimse, hemen kılıp sonra da uyuyandan daha çok sevaba mazhardır." [Rezin ilavesidir. Derim ki bu rivayet Buhari`nin Sahih`inde mevcuttur. (Buhari, Ezan 31).]
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) beni ve Muaz (ra)`ı Yemen`e gönderdi ve şu tenbihte bulundu: "İnsanları dine (tatlılıkla) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın." Biz Yemen`e vardık. Her ikimizin ayrı birer çadırı vardı, çadırlarımızı müstakilen kullanıyorduk. Birbirimize ziyaretlerimiz olur, (birleşirdik. Bir seferinde) Mu`az, Ebu Musa (ra)`ya geldi. Ebu Musa, çadırının önünde oturuyordu. Yanında [zincire vurulmuş], öldürmek istediği bir yahudi duruyordu. "Ey Ebu Musa, nedir bu manzara (ne oluyor?)" dedim. "Bu bir yahudidir, müslüman olmuştu, tekrar yahudiliğe döndü" dedi. "Sen onu öldürmeyince oturmayacağım!" dedim. Kalkıp öldürdü. Sonra oturup konuşmaya başladılar. Muaz (ra): "Ey Ebu Musa, Kur`an`ı nasıl okuyorsun?"diye sordu. "Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!" dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz`a: "Ya sen nasıl okuyorsun?" diye sordu. "Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur`an`dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazanacağımı ümid ederim" diye cevap verdi.
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Ashabım, Resulullah (sav)`a usre (darlık) ordusu, yani Tebük Gazvesi sırasında yüklerini koyacakları deve hakkında sormam için beni gönderdiler. Yanına vardığımda meğer öfkeliymiş de ben hissedememişim. "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "arkadaşlarım size, beni gönderdiler, kendilerine yük devesi vermenizi istiyorlar." "Vallahi ben onlara hiçbir yük devesi veremem!" buyurdular. Ayrıldım, ama üzgündüm, hem yük devesi verilmeyişine, hem de bana kızmış olabileceği korkusuyla üzgündüm. Arkadaşlarımın yanına varıp Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğini kendilerine haber verdim. Sonra Resulullah bana birini [Bilal`i] göndererek beni çağırdı ve: "Şu çifti, şu çifti, şu çifti al! Bunları arkadaşlarına götür. Ve dedi ki: "Allah -veya Resulullah- sizi bunlarla taşıyacak, bunlara binin" dedi. Ben onları arkadaşlarıma götürdüm ve: "Resulullah sizleri bunlarla taşıyacak. Lakin, vallahi sizden biri, sizin için ilk istediğim zaman, Resulullah`ın söylediğini ve vermem dediğini duyan birine gitmedikçe yakanızı bırakmam" dedim. Arkadaşlarım: "Vallahi sen yanımızda (müttehem değilsin), doğru söylediğine inanıyoruz. Ama sen yine de dilediğini yap!" dediler. Ebu Musa, onlardan bir grupla gitti. Resulullah (sav)`ın önce söylemiş olduğu sözü işitenlere vardılar. Bunlar Ebu Musa`nın kendilerine söylediği şeyleri aynen söylediler.
Sıra :
 
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İşittiği şeyin verdiği ezaya aziz ve celil olan Allah`tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O`na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder."
Sıra :
 
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhakkak ki insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o vakit kişi altından sadaka ile (çarşı pazar) dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kişi bulamaz. O zaman, tek bir erkeğe kırk tane kadının tabi olduğunu ve kadınların çokluğu ve erkeklerin azlığı sebebiyle ona sığındıklarını görürsün."
Sıra :