Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Enes b. Mâlik

Enes b. Mâlik - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN VEFÂTINDAN ÖNCE ÎRÂD ETTİĞİ SON HUTBESİNDE ENSÂR HAKKINDAKİ VASİYYETİ
Hadis :
Gelen rivâyete göre şöyle demiştir: (Resûlullah`ın ölüm hastalığı sırasında) Ebû Bekir ile Abbâs radiya`llahu anhümâ Ensâr toplantılarından birine uğramışlardı ki, Ensâr orada ağlıyorlardı. Ebû Bekir veya Abbâs: - Sizi nasıl bir fâcia ağlatıyor? diye sordu. Ensâr: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in bizimle berâber oturduğu zamânı hatırlıyoruz. (Onu kaybedeceğiz korkusiyle ağlıyoruz) dediler. Ebû Bekir, yâhut Abbâs, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yanına girdi. Ve Resûlullah`a Ensâr`ın bu teessürünü arzetti. Enes İbn-i Mâlir (rivâyetine devamla) der ki: - Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem, başına (siyah) bir kumaş kenariyle bir çatkı çatmış olduğu halde mescide ve minbere çıktı bugünden sonra Resûlullah bir daha minbere çıkmadı. (Bu da son hutbesi oldu). Enes İbn-i Mâlik der ki: Resûlullah hemen minbere çıktı. Allah`a hamd ve senâ ettikten sonra: - Ashâb`ım, size Ensâr`ı vasıyyet ederim. Çünkü onlar, benim cemâatimdir ve sırdaşlarım, emînlerimdir. Onlar, üzerlerine düşen yardım vazîfesini (Akabe gecesi söz verdikleri gibi) yerine getirdiler. Şimdi (vazîfe mukabilindeki) hakları kalmıştır (ki, Cennettir.) Şu halde siz Ensâr`ın iyilik edenlerine teveccüh ve ikrâm ediniz!. (Hudûdun gayri) fenâlık yapanların kusurlarından da vazgeçiniz ve afvediniz! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN ÜBEY İBN-İ KÂ`B, MUÂZ İBN-İ CEBEL, EBÛ ZEYD, ZEYD İBN-İ SÂBİT TARAFLARINDAN KUR`ÂN-I KERÎM`İN MUSHAFTA CEM` OLUNDUĞU HAKKINDAKİ ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Übey İbn-i Kâ`b`a: - Allah bana: ...sûresini muhakkak sana okumaklığımı emretti, buyurdu. Übey: - Yâ Resûla`llah! Allah benim adımı da (açıkça) andı mı? diye sordu. Resûlullah: - Evet andı! diye tasdîk buyurdu. Bunun üzerine Übey İbn-i Kâ`b (sevincinden) ağladı.
Sıra :
 
Baslik :
ASR-I SAÂDET`TE KUR`ÂN`I EZBERLEYENLER
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında Kur`ân`ı dört zat ezberlemişti ki, dördü de Ensâr`dandır: Übey İbn-i Kâ`b, Muâz İbn-i Cebel, Ebû Zeyd, Zeyd İbn-i Sâbit`tir. Enes İbn-i Mâlik`e, Ebû Zeyd kimdir? diye soruldu. O da: Amucalarımın biri! diye cevap verdi.
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN EBÛ TALHA VE UHUD GAZÂSINDAKİ HAMÂSET MENKABESİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Uhud günü asker hezîmete uğrayıp Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yanından dağıldığı sırada Ebû Talha Resûlullah`ın huzûrunda -deriden kalkanını ona siper yaparak- sebât etmiş bulunuyordu. Ebû Talha, mehâretli bir kemankeşti. Yayının kirişi sertti; oku hızlı giderdi. Uhud günü Ebû Talha (çok ok attığından) iki, yâhut üç (yay) kırmıştı. O gün Ebû Talha`nın yanından -terkisi yayla dolu olarak- geçen her mücâhide Resûlullah: - Terkindeki yayları Ebû Talha`nın önüne boşalt (o atsın) derdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem düşman (okçuları) na bakmak için ayağa kalkarsa hemen Ebû Talha: - Babam, anam sana kurban olsun yâ Resûla`llah sakın yükselme! Düşman oklarından bir uğursuz okun sana isâbet etmesinden korkarım; işte göğsüm, senin göğsünün önünde (siper) dir! derdi. Uhud günü hakîkî bir vâkıa da Ebû Bekr`in kızı Âişe ile (annem) Ümm-i Süleym`i (mücâhitler arasında) görmekliğimdir: Bu iki kadın elbîselerini çemremişlerdi; dizlerinin=bacaklarının halhallerini görmüştüm. Bunlar arkalarında kırbalar, çeviklikle su taşıyorlar, mecrûhların ağızlarına döküyorlardı. Kırbalar boşalınca sür`atle geri dönüp gelerek kırbaları dolduruyorlar, sonra gelip mecrûh mücâhitlerin ağızlarına boşaltıyorlardı. Yine Uhud günü (düşmana havâle ettiği ağır darbelerle) Ebû Talha`nın elinden iki, yâhut üç kere kılıcı düşmüştü.
Sıra :
 
Baslik :
İBN-İ MES`ÛD`UN KUREYŞ ORDUSU BAŞ KOMUTANI EBÛ CEHİL`İN KAFASINI KOPARIP PEYGAMBER`İN HUZÛRUNA GİRMESİ
Hadis :
Gelen rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Acabâ Ebû Cehil ne iş gördü, ne oldu? Kim bakıp anlar? buyurdu. İbn-i Mes`ûd: - (Ben bakar, anlarım diyerek) gitti ve Ebû Cehil`i Afrâ` (kadı)nın iki oğlu (Muâz ile Muavviz) tarafından vurularak, son nefesinde ölüm hâlinde buldu. İbn-i Mes`ûd: - Â, sen misin Ebû Cehil? (vuruldun mu?) dedi. Râvî der ki: Sonra da İbn-i Mes`ûd Ebû Cehil`in sakalından yakalayıp (çekti.) Ebû Cehil: - Sizin öldürdüğünüz kişinin fevkinde bir kimse var mıdır? Yâhud kendi kavminin öldürdüğü kişinin fevkinde bir kimse var mıdır? dedi.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN REBÂİYYE DİŞİNİN KIRILDIĞINA VE MÜBÂREK YÜZÜNÜN CERÎHADÂR OLDUĞUNA DÂİR ENES HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Uhud günü Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in başı yarıldı da Resûlullah: Peygamberlerini yaralayan bir kavim nasıl necat bulur? di (ye Allahu Teâlâ`ya şikâyet et)ti. Bunun üzerine: Habîbim! Onlara âid muâmeleden seni ilgilendiren bir cihet yoktur (emir ancak Allah`ındır) meâlindeki âyet nâzil oldu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAYBER YEHÛDÎLERİNİN MUHÂRİB OLANLARININ ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE VE KADINLARININ, ÇOCUKLARININ ESİR EDİLDİĞİNE DÂİR ENES HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber (e yakın bir yer) e gece vakti gelmişti. Bu hadîs Namaz bahsinde geçti. Buradaki rivâyetinde Buhârî şunu ziyâde etmiştir: Resûlullah Hayber halkının muhârib olanlarını öldürdü. Nesillerini ve oğullarını, kızlarını da esîr etti.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ SAFİYYE İLE İZDİVÂCI
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber (den dönüşte onun) la Medîne arasında üç gün ikamet buyurdu. Bu müddet zarfında Safiyye ile izdivâcı vâkı` oldu. Ben de müslümanları velîme taâmına da`vet ettim. Bu ziyâfette ekmek, et yoktu. Ziyâfete müteallık hiç bir şey yoktu. Yalnız Resûlullah Bilâl`e sofra yaymasını emretmişti. Sofra yayıldığında üstüne hurma, akt denilen ekşi yoğurtlu taâm, bir de tereyağı konulmuştu. (Yemek esnâsında) müslümanlar aralarında: - Safiyye mü`minlerin analarından birisi (hür bir kadın) mıdır, yoksa Resûlullah`ın mülk-i yemîni (bir câriye) midir? dediler. Bir kısım müslümanlar da: - Eğer Resûlullah Safiyye`yi örterse, o, Ümmehât-ı mü`minîn birisidir. Eğer örtmezse, Safiyye Resûlullah`ın mülk-i yemîn câriyesidir! mütâleasında bulundular. Resûlullah göç etmeğe karar verince binidinin arkasına Safiyye için bir taht kurdu. Ön tarafına da perde çekti.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HUNEYN GANÎMETİNİN TAKSÎMİ DAİR ENES İBN-İ MÂLİK (RADİYA`LLÂHU ANH)HADİSİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: (Huneyn ganîmetinin sûret-i taksîmi hakkında Ensâr`ın i`tirâzı üzere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ensâr`dan çoklarını (bir çadır altında) topladı. (Îrâd ettiği hutbesinde ezcümle) şunları söyledi: Şüphesiz ki, Kureyş câhiliyyet devrine yakındır. Ve (harb görmüş) musîbet-zededir. İstedim ki, onların bu bozuk vaziyetlerini düzelteyim, ve bu sûretle onları (İslâm harîmine) ısındırayım. (Bunun için onlara çok pay verdim). Siz memnûn olmaz mısınız ki, herkes aldığı dünyâlıkla (âilesine) dönüp giderken, siz, Resûlullah ile birlikte evlerinize dönüp gidesiniz?. Ensâr (bir ağızdan): - Râzıyız, memnûnuz yâ Resûla`llah! diye bağrıştılar. Bunun üzerine Resûlullah: - Ey Ensâr! İnsanlar açık bir vâdîye sülûk etseler de Ensâr dar bir dağ yolunu ihtiyâr etse muhakkak ben dar veya bol Ensâr`ın yolunda giderim! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
HAZRET-İ FÂTIMA`NIN, BABASININ RAHATSIZLIĞINDAN DOĞAN TEESSÜRÜ VE PEYGAMBERİMİZİN TESELLÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (in hastalığı vefâtı günü zevâle doğru çok ağırlaştı). Ağırlaşınca (sık sık) bayılmağa başladı. Bundan müteessir olan Hazret-i Fâtıma: Vay babamın ıztırâbına di(ye ağlamağa başladı). Resûl-i Ekrem Kızım! Bugünden sonra babanın üzerinde hiç ıztırab kalmıyacaktır di (ye tesellî et)ti.
Sıra :