Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

KİTÂBÜ`T-TEYEMMÜM

Sahih Buhari eserindeki KİTÂBÜ`T-TEYEMMÜM fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Baslik :
TEYEMMÜM ÂYETİNİN NÜZÛLÜ HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in ettikleri seferlerin birinde birlikte (yola çıkmış idik. Ya Beydâ`ya, ya Zâtü`l-Ceyş`e vardığımızda (nezdimde âriyet olan) bir gerdağnlığım kop(up kaybol)du. Aransın diye Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (o mahalde) bekledi. Herkes de berâber bekledi. Halbuki bir su başında değillerdi. Halk, Ebû Bekr (radiya`llâhu anh)e gelip: "(Yâ Ebâ Bekr,) Âişe`nin ettiğini gördün mü? Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i de, herkesi de (yollarından) alıkoydu. Su başında değiller. (Kimsenin) yanında da su yok." dediler. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh benim yanıma) geldi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de uyumuş, (mübârek) başını dizime koymuştu. Ebû Bekr: "Sen, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i de, herkesi de yolundan alıkoydun. Su başında değiller, (Kimsenin) yanında da su yok." dedi. (Âişe radiya`llâhu anhâ) der ki: Ebû Bekr bana itâb etti, birçok söylendi. Eli ile de böğrüme vurmağa başladı. (Böyle iken yine) Resulu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) başı dizimde olduğu için hiç kıpırdamadım. Sabah olunca Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kalktı. Hiç su yoktu. Allâhu Azze ve Celle Hazretleri teyemmüm âyetini inzâl buyurdu. Herkes teyemmüm etti. Üseyd b. Hudayr (radiya`llâhu anh): "Ey Ebû Bekr hânedânı, bu sizin ilk bereketiniz değildir." dedi. (Âişe radiya`llâhu anhâ) der ki: (Sonra gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık. Gerdanlığı altında bulduk.
Sıra :
 
Baslik :
ÖNCEKİ PEYGAMBERLERİN HİÇBİRİNE VERİLMİYEN ŞEYLERİN RESÛL-İ EKREM`E VERİLMESİ HAKKINDA CÂBİR HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Benden evvel hiçbir kimseye verilmedik beş şey (hep birden) bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmak) ile mansûr oldum. Yer (yüzü) bana namazgâh ve sebeb-i tahâret kılındı. Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun namazını kılıversin. Ganâim bana helâl edildi. Halbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir. Bana şefâat verildi. Bir de (benden evvel) her Nebî, hâssatan kendi kavmine ba`s olunurken ben umûm-ı nâsa ba`s olundum.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN TEYEMMÜMÜNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Bi`r-i Cemel tarafından teşrîf ediyorlardı. Kendilerini biri karşılayıp selâm verdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (oradaki bir) duvara yönelip (ve duvara el dokundurup) yüzlerine ve ellerine mesh etmedikce o kimseye redd-i selâm buyurmadılar. (Ancak ondan) sonra selâmını red buyurdular.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN TEYEMMÜMÜNE DÂİR RİVÂYETLER
Hadis :
Ömer b. el-Hattâb radiya`llâhu anh`e şöyle demiştir: Hatırlamaz mısın? (Bir def`a) ben, sen, ikimiz bir seferde idik. Sen namaz kılmadın. Ben ise (toprak üstünde yuvarlandıktan sonra namazı kıldı idim. Bu (yaptığım) işi (muahharen) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzettim de Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz: "Sana bu kadarı yeter." buyurup ellerini yere vurdu ve (ellerine bulaşan toprağın) üzerine üfledikten sonra (iki avucu ile) yüzüne ve iki eline mesh buyurdu idi.
Sıra :
 
Baslik :
TEYEMMÜMÜN SIFAT VE KEYFİYETİ
Hadis :
Şöyle demiştir. (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuk ediyorduk. Gece gittik. Âhır-ı leyli bulduğumuzda öyle bir düşüş düştük ki, bir yolcu için bundan daha tatlısı olamaz. (Öyle bir dalmışız ki,) bizi güneşin sıcağından başka uyandıran olmadı. İlk uyanan falanca, sonra falanca, daha sonra falanca oldu. Sonra Ömer b. el-Hattâb (radiya`llâhu anh) dördüncü olarak uyandı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (ise) uyuduğu vakit kendiliğinden uyanmadıkça uyandırmazdık. Zîrâ biz, esnâ-yı nevminde kendisine (vahiy mi nâzil olur, başka bir hal mi ârız olur, hâsılı) ne olacağını bilemezdik. Ömer (radiya`llâhu anh) -ki celâdetli bir zât idi- uyanıp da herkesin başına geleni görünce tekbîr, hem de yüksek sesle tekbîr almağa başladı. Yüksek sesle muttasıl tekbîr ala ala nihâyet Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem onun sesinden uyandı. Uyanınca (Ashâb-ı Kirâm`ı) başa geleni (makâm-ı şekvâda) arzettiler. "Zarar yok, buradan (başka tarafa) savuşun." buyurdu. Yola çıkıldı. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) pek de uzak olmayan bir yere kadar yol aldıktan sonra konak etti. Abdest suyu istedi. Abdest aldı. Namaz için nidâ edildi. (Yâni ezan okundu.) Namazı (maiyyet-i Risâlet-Penâhîdeki) halka kıldırdı. Namazdan (çıkıp) yüzünü dönünce bakmış ki, biri ayrıca (bir kenara) çekilmiş, (oradaki) cemâatle berâber namazını kılmamış. "Yâ fülân, bunlarla birlikte namaz kılmana mâni` ne idi?" diye sordu. O da: "Bana cünüblük ârız oldu, suyum da yok." dedi. (Bunun üzerine): "(Şu) yer yüzündeki (temiz) toprağa bak, o sana yeter." buyurdu. Ondan sonra Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem Hazretleri yola revân oldu. (Lâkin bu def`a) halk susuzluktan şikâyet ettiler. (Yine) konak etti. Ve Alî (kerrema`llâhu veche) ile diğer birini çağırıp: "(Haydi) gidin, su arayın." emrini verdi. (İkisi) gittiler. Devesi üstüned iki (büyük) kırba arasına oturmuş bir kadına rast geldiler. Kadına: "Su nerede?" diye sordular. "Dün bu saatde suyun başında idim. Adamlarımız (hâlâ orada su almak için) duruyorlar." cevâbını verdi. "Öyle ise yürü." dediler. "Nereye?" diye sordu. "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna." dediler. "Şu sâbiî dedikleri adamın yanına mı?" diye sordu. "İşte o seni murâd ettiğin zâtın yanına. (Haydi) yürü." dediler. Kadını Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (`in huzûrun)a getirip (aralarında geçen) mâcerâyı anlattılar. (Râvî) der ki: Kadını devesinden indirdiler. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kap istedi. Her iki kırbanın (baş taraflarındaki) ağızlarından oraya (biraz) su boşaltıp ağızlarını bağladı. Ve öteki taraflardaki ağızlarını açtı. "Gelin (hayvanlarınızı) suvarın, (kendiniz için) su alın." diye halka nidâ edildi. İsteyen (hayvanı için), isteyen (kendisi için) su aldı. En sonunda da (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, cenâbetle musâb olan kimseye bir kap su verip: "(Haydi) git, üstüne dök." buyurdu. O kadın (hep) ayakta, suyunu nasıl kullandıklarını (bel bel) seyredip duruyordu. Allâh`a kasemler ederim ki, (artık su almaktan) vaz` geçildi de hâlâ kırbalar bize, işe başlamadan evvelki zamandan daha dolu görünüyordu.
Sıra :