Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Güneş tutulması ve namazı;Güneş ve ay Allâh`ın âyetleridir

Sahih Buhari eserindeki Güneş tutulması ve namazı;Güneş ve ay Allâh`ın âyetleridir konusu ile ilgili hadisler

Fasil :
Baslik :
AHD-İ NEBEVÎ`DE GÜN TUTULMASI VE HAZRET-İ RESÛL`ÜN KÜSÛF NAMAZI HAKKINDA EBÛ BEKRE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanında idik. (Derken) güneş tutuldu. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (acele ile ve) ridâ-yı şerîfini ardından sürükleye sürükleye (kalkıp yürüdü) ve (Mescid-i Saâdet`e) girdi. Biz de girdik. Güneş zulmetten sıyrılıncaya kadar (orada) bize iki rek`at (namaz) kıldırdı. Sonra: "Güneş ile ay hiçbir kimsenin mevtinden dolayı münkesif olmaz. (Bunların böyle münkesif olduklarını) gördüğünüzde başınıza gelen bu hâl zâil oluncaya kadar (hemen) namaza durup duâya koyulunuz" buyurdu. Yine Ebû Bekre radiya`llâhu anh`den gelen bir rivâyete nazaran: "Lâkin Allâhu Teâlâ bu iki âyet ile kullarını tahvîf (etmeği murad) eder." buyurulmuştur. Küsûf hadîsi Buhârî`de çok tekerrür etmiştir. Nitekim Mugîre İbn-i Şu`be radiya`llâhu anh`den gelen bir rivâyette şöyle denilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamânında (necl-i mükerremleri) İbrâhîm (salevâtu`llâhi ve teslîmâtühû aleyhi ve alâ ebîhi) vefât ettiği gün güneş tutuldu. Halk: "Güneş İbrâhim`in mevtinden dolayı tutuldu" dediler. Bunun üzerine salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Güneş ile ay hiçbir kimsenin ne mevtinden, ne hayâtından dolayı tutulmazlar" (Bunu) görünce (hemen) namaza durup Allâh`a duâya koyulun" dedi.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ RESÛL`ÜN HUSÛF NAMAZININ KEYFİYYETİ VE HITÂBET-İ NEBEVİYYE HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN HUSÛF HADÎSİ
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamân (-ı saâdet-nişân) ında (bir def`a) güneş tutuldu idi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem halka namaz kıldırdı. (Şöyle ki) namaza durdu ve kıyâmı uzattı sonra rükû` buyurdu ve rükûu uzattı sonra (rükû`dan) kalktı ve ve kıyâmı (yine) uzattı ise de bu (ikinci) kıyâmı evvelki kıyamdan az (sürmüş) idi sonra (yine) rükûa varıp rükûu uzattı ise de bu (ikinci) rükûu evvelki rükûudan kısarak idi sonra secdeye varıp sücûdu uzattı sonra ikinci rek`atta da ilk rek`atta yaptığı gibi yaptı sonra güneş açılmış olduğu halde namazdan çıktı. (Ondan sonra hazır olan) nâsa karşı hutbe îrâd buyurdu. (Bu hutbede) Allâhu Teâlâ`ya hamd ü senâ ettikten sonra. "Şüphe etmeyiniz ki, şems ile kamer Allâh`ın âyetlerinden iki râyettir. (Bunlar) hiçbir kimsenin ne mevti, ne de hayâtı için münhasif olmazlar. Bunu (yâni bunlardan birinin inhisâfını) gördüğünüzde (hemen) Allâh`a duâya koyulun, tekbîr alın, namaz kılın, sadaka verin" buyurdu. Sonra da buyurdu ki: Ey ümmet-i Muhammed, Allâh`a kasem olsun ki kulunun veya câriyesinin zinâ edişinden dolayı Allâhu Teâlâ kadar kıskanç olan hiçbir kimse yoktu. Allâh`a kasem olsun ki, benim bildiğimi bilseniz az güler, çok ağlardınız.
Sıra :